Hikaye / Aşk Hikayeleri

Eklenme Tarihi : 22.12.2014
Okunma Sayısı : 1455
Yorum Sayısı : 3
Günün Yazısı

Bu Yazı 23.12.2014 tarihinde
GÜNÜN YAZISI
olarak seçilmiştir.
New Orleans şehrinde gün yeni doğmuştu. Kurumuş yaprakların yere dökülmesi, tatlı bir esintinin insanın suratını okşaması ve sahil taraflarındaki kuşların ve denizin hafif hafif çıkardığı seslerin insanın ruhunu okşaması New Orleans’a karşı muhabbet duymaya bir vesile kılıyordu. Bu atmosfer karşısında insanın romantik duyguları birden canlanmaya, yeşermeye başlıyordu. Nasıl yeşermez ki? Kainatın doğal musikisi en sanattan anlamayan insanın duygularını bile ortaya çıkarırdı.
Bu kadar lezzet veren sabah saatleri olurda sahilde kulaklığı takıp koşu yapılmaz mı? Hemde öyle bir yapılır ki... Richard Gilbert’te öyle yapmıştı zaten. Üzerine spor kıyafetlerini, ayakkabılarını çekmiş sahilde koşar adımlarla tur atmaya başlamıştı. Dinlediği fon müziği kainat musikisi ile birleşince onun ruhuna ayrı bir lezzet veriyordu. Tüm dertlerini unutuyor, kainatı yaratan yaratıcının bu sanat eserlerini temaşa ederek, hissederek yaralarına merhem sürüyordu.

Richard Gilbert her sabah sahilde koşma olayını gerçekleştiriyor ve böylelikle üzerinde ki negatif enerjilerini atmış oluyordu. Fakat koşma esnasında yalnız değildi. Biri Richard’ı özellikle göz hapesine almıştı. Fakat o gizemli kişinin kim olduğu belli değildi. Richard Gilbert bazen birinin onu izlediğini fark ediyordu fakat o kişinin kimliğini bir türlü teşhis edemiyordu. Bu durumdan rahatsız olan Richard Gilbert, hobi olarak edindiği sabah koşusunu artık yapmama kararı alacaktı neredeyse...
Bir ara arkadaş ortamında bu konu açıldı ve Richard birilerinin onu takip ettiğini fakat o kişinin kim olduğunu anlayamadığını söyledi. O an da Oliver Forbes’in kafasında şimşekler çaktı... Çünkü ona hayatı zehir eden, onunla adeta bir oyuncak gibi oynayan Gark isimli gizemli kişi olabilirdi. Acaba sıradaki kurban Richard Gilbert’miydi...
Oliver hiç bozuntuya vermeden, arkadaşlarına durumu çaktırmadan Richard’a bir çok soru yöneltmeye başladı. İşin içini iyice öğrenmeye çalıştı. Richard ise Oliver’ın her sorusunu yanıtladı. Her ne kadar sorularına karşı cevap versede Oliver o gizemli kişinin kimliğini yine teşhis edememişti. Her ne kadar bu kişinin maskesini düşüremese de mücadelesinde kararlıydı. Hayatını zehir eden Gark isimli kişinin kim olduğunu bulmak için elinden gelenin en iyisini yapacaktı.

Yine bir okul günü Richard Gilbert, Oliver Forbes, Klaus Salvatore, Elena Pierce ve Eliza Merlotte beşlisi beraber okul yolunu tuttular. Okulda ortak derslerde beraber aynı sırada oturuyor ve derslerini geçme konusunda birbirlerinden kuvvet buluyorlardı. Sadece derslerde birlikte değillerdi. Kantinde, günlük hayatta her an ve her saat bu beş kafadar hiç ayrılmıyorlardı. Her ne kadar cana yakın arkadaşta olsalar bazı sırlarını birbirleri ile paylaşmıyorlardı. Oliver Forbes’in işlediği cinayet, Richard Gilbert’in annesinin fahişe olması ve Klaus Salvatore’nin edebiyat hocası ile aşk yaşaması gibi...

Hazır sırlardan bahsetmişken Elena Pierce’nin de dostlarından sakladığı bir sırrı ele alalım. Elena Pierce’nin sırrı da Richard Gilbert’e karşı duydupu aşktı. Richard’ı o kadar çok seviyordu ki bu sırrı Baton Rouge şehrinden berri saklıyordu. Zaten bu yüzden Richard’ın onu azarlamasına rağmen yardımcı olmaya çalışıyordu. Fakat arkadaşı Eliza Merlotte’nin eski sevgilisi olması hasebiyle daima duygularını içinde saklıyor, aklı ve kalbi ile duygularını bastırabiliyordu. Eliza aklı başında ve temiz kalpli bir kızdı. Bundan dolayı duygularına yenilmiyor, daima mantıklı düşünebiliyordu. Bir buçuk yıldır Richard Gilbert’e olan ilgisini daima içinde saklıyordu. Duyguları içinde patlıyor, doğal olarak içinde bir kaos yatıyordu. Bütün duygu yoğunluğunu şiir defterinde paylaşıyordu. Hemen hemen her gece oniki’den sonra kalemini, kağıdını eline alıyor ve içindeki bütün hissiyatlarını, duygularını ve düşüncelerini şiir olarak uzun uzun yazıyordu. Şiirlerinden bir kaç numune olarak şunları gösterebiliriz;

‘’Her gün görüpte konuşamamak
Ağzından çıkan her kelimeyi hatırlamak
Biz biz değilken bile vazgeçen olmamak
İşte aşk bu saçmalamak..

Kendinden geçmek sarılmak, öpmek, hissetmek
Aşk bu değil, aşk ne demek?
Hiç ulaşamayacağı sevmek.’’

‘’Sen olmasan, ben olmasam kime kalacak bu sevgi?
Ben olmasam, sen olmasan gizli aşklara ne olacak sevgili?
Gırtlakta takılan sözler gibi, aşkın bedelini ödeyenden öğrenmeli.
Beyaz atlı prens değil, sen gel yeter ey sevgili !’’

Evet, aşk en odun insanı dahi şair yapabiliyor. Hele Elena Pierce gibi saf ve bir o kadar da akıllı bir kızı dünyanın en iyi şairi yapabilir. Yazdığı o defterindeki tatlı şiirleri muhafaza ediyor, sadece bu sırrı kendisi biliyordu.

Elena Pierce’nin Richard Gilbert’e aşık olması onun suçu değildi. Çünkü her insan aşık olabilir... Mühim olan o duyduğu muhabbeti dışarı vurmamak, içinde saklamaktır. Yani Klaus Salvatore’nin yaptığını yapmamak... Oda Cara Northman’ı deli gibi seviyor fakat duygularını dışarı vurarak bir ailenin dağılma riskine sebebiyet veriyordu. Elena ise öyle değil... Tüm duygularını içinde patlatıyor, geceler boyu ağlıyor, içi alev alev yanıyor fakat yine de Richard Gilbert’e ve diğer arkadaşlarına Richard’ı deliler gibi sevdiğini belli etmiyordu. Çünkü tertemiz kalbi buna müsade etmiyordu. Birilerinin onun yüzünden üzülmesini kesinlikle istemezdi. Eğer birilerinin üzülmesine sebebiyet verirse Elena o üzülen kişiden bin kat daha üzülür ve pskolojik bunalıma girerdi. Tertemiz bir kalbi olduğu gibi aynı zamanda aşırı derecede duygusal bir yapıya sahipti.   
 
Richard Gilbert diğer arkadaşlarından evvel okuldan erken çıkmış ve evine gitmişti. Aradan bir saat sonra da Oliver Forbes okuldan eve doğru yola koyulmuştu. Otobüste boş vakit geçirmemek için çantasından bir roman kitabı çıkarmış göz takibi ile okumaya başlamıştı. Romanı o kadar heyecanlı okuyordu ki adeta bir film izlercesine galeyana geliyordu. Okuduğu romana bağlanan Oliver az daha ineceği durağı kaçırıyordu. Otobüsten indi ve evine doğru adım adım ilerlemeye başladı. Evinin kapısının önüne geldi, evine girip şahsi odasına girdi. Odasına girer girmez odasının kapısını kapatarak üzerine rahat bir şeyler giydi. Üzerine rahat bir şeyler giydikten sonra otobüste okuduğu romanı okumaya devam ediyor, heyecanını galeyana getiriyordu.

Romana dalan Oliver’ın cep telefonuna mesaj gelince bir an dikkati dağıldı ve nazarını telefonuna çevirdi. Telefonuna gelen mesajda ise şu yazıyordu; ‘’Birazdan evine kargoyla büyük bir paket gelecek. Dikkat et! O pakette İsaac Compton’un cesedi olabilir... –GARK-‘’ Oliver bu mesajı alınca bir an tedirginleşti ve hemen mesaj atılan numarayı aramaya başladı. Fakat numarayı aradığı vakit karşı tarafın telefonu kapalı çıktı. Birden evinin zili çaldı ve Oliver korkmaya başladı. Kapıyı ilk kendisi açmak için odasından dışarı koşturdu fakat Richard Gilbert’in bir kargocu ile konuştuğu tabloya şahit oldu. Oliver Forbes o an dünyası başına yıkılmış, korkudan tüyleri diken diken olmuş bir vaziyette çaresizce baka kalmıştı. Richard Gilbert kargonun alındığına dair imzasını attı ve büyük paketi kucaklayıp içeri aldı. Oliver’ı fark eden Richard gülümseyerek ‘’Gark lakaplı biri bize paket yolladı Oliver. İçinde ne var acaba merak ediyorum’’ dedi. Oliver titreyerek suratı sararmış hatta yutkunmaktan bile aciz kalmıştı. Richard ‘’neyin var senin Oliver?’’ diye soru yöneltince Oliver bozuntuya vermeden ‘’sorun yok, okulda bazı hocalarla imtihan yaşıyorum sadece hepsi bu. Bu arada tanımadığımız birilerinin gönderdiği paketi açmak sence mantıklı mı?’’ dedi. Richard Gilbert ise ‘’ne olacak canım, büyük ihtimal bizimkilerden birinin yaptığı şakadır’’ diye yanıt verdi. Paketi salona doğru götürmek için kucakladı. Kucaklarken de ‘’ne var bunun içinde be ceset gibi çok ağır’’ dedi. Oliver, Richard’ın paketin ağırlığı hakkında bu şekilde yorumunu görünce korkusu daha çok arttı ve suratından soğuk soğuk terler boşalmaya başladı. Richard Gilbert paketi zar zor kaldırarak salonun ortasına koydu. Paketi yere koyunca Oliver’ın boncuk boncuk terlediğini gören Richard gülümseyerek ‘’paketi ben taşıdım sen terledin, ne oluyor sana bugünlerde olum’’ dedi. Oliver ise çaktırmamaya devam ediyor Richard’ın her sorusuna karşı bir tevil buluyordu. Richard Gilbert ‘’olum bu Gark lakaplı kişi kimse bizimkilerden biridir büyük ihtimal. Kesin paketin içinde bizi korkutacak bir şaka var’’ dedi. Oliver, Richard’ın bu yorumuna karşı ‘’açmayalım o zaman’’ dedi. Richard ise Oliver’ın bu teklifini kabul etmedi, çünkü paketin içinde ne olduğunu deli gibi merak ediyordu. Richard paketi korkarak açmaya başlamıştı. Oliver ise Richard’an daha çok korkuyor anormal tepkiler veriyordu. Richard ise ‘’olum tamam bende korkuyorum fakat merak etme bizimkiler paketin içine en fazla korkutucu oyuncak yada dehşetli bir ses koyar. Ama sen bomba koymuşlar gibi korkuyorsun. Kendine gel manyak herif’’ diye tepki gösterdi. Richard’ın hiç bir şeyden haberi yoktu. En yakın dostu Oliver’ın neyden korktuğundan haberi bile yoktu. Richard paketi yavaş yavaş açtıkça Oliver’ın korkusu ikiye üçe katlanmaya başlamıştı. Paketi en sonda tamamen açacak iken Oliver, Richard’ın boynuna sert bir darbe vurarak bayılttı. En yakın arkadaşına mecburen darp uygulamak zorunda kalması ona ağır gelmişti fakat yapacak başka bir şeyi de yoktu. Oliver, yerde baygın bir şekilde yatan arkadaşı Richard’ın yanına eğilerek oturdu ve göz yaşı dökmeye başladı. Sonra o lanetli pakete doğru gitti yavaş yavaş açmaya başladı. Paketi açtığında ise ne görsün? Salona koyacak orta boylu ve çekmeceli bir eşya türü. Oliver bu salon eşyasını görünce ağzı açık bir şekilde dona kaldı. Neye uğradığını şaşıran Oliver, pakette bir not fark etti. O notu aldı ve incelemeye başladı. Notta ise ‘’şaka yaptımmmmm :=)’’ yazıyordı. Gark isimli gizemli kişinin ona oynadığı bir oyun olduğunu bir kez daha anladı ve morali alt üst oldu. Moralinin bozulmasının yanında en yakın arkadaşına darp uygulamak zorunda kalması Gark lakaplı gizemli kişiye karşı daha fazla öfke duymasına sebebiyet vermişti. Richard Gilbert’in bedenini yerden kaldırıp divana uzandırdı ve vurduğu yere de bir adet buz koyarak ufak bir tedavi uygulamaya başladı.

Richard Gilbert gözünü açtığında yanı başında Oliver, Klaus, Elena ve Eliza vardı. Richard başını tutarak oflayıp puflamaya başladı ve Oliver’a bakarak ‘’neden böyle bir şey yaptın hayvan herif’’ diye tepkisini gösterdi. Klaus ise ‘’sakin ol Richard. Yabancı birinden paket gelince Oliver panik yapmış ve paketi açmanı engellemek için sana vurmak zorunda kalmış’’ dedi. Anlaşılan Oliver, sırrını açığa çıkarmamak için yeni bir senaryo yazmış ve bu senaryoyu arkadaşlarına anlatarak onları kendisine inandırmayı başarmış. Richard Gilbert öfkelenerek ‘’beni bu şekilde durdurmak zorunda mıydın?’’ diye söylenince Oliver özür dileyerek panik esnasında kendisine hakim olamadığını dile getirdi. Richard kendine gelince paketin içinden ne çıktığını sordu ve bir salon eşyası olduğunu öğrendi. Richard Gilbert ‘’bu aptal eşya için darbe yedik demek’’ dedi. Daha sonra Gark isimli kişinin kim olduğunu sorunca Oliver ‘’öğrencilere yardım etmek isteyen biri sanırım. Kendisini belli etmek istemiyor galiba minnet altında hissetmeyelim diye’’ yanıtladı. Oliver bu yalanı kullanarak da arkadaşlarını ikna etmeyi başarmıştı.

Bu zorlu günün sonunda artık uyku vakti gelmişti. Oliver Forbes bu günü de atlattığı için şükürler ediyordu. Yatağına girdi ve battaniyeyi üzerine örttü, derin bir nefes aldı ve gözlerini yumdu. Birden telefonuna bir mesaj geldi... Heyecan ile elini telefonuna uzattı ve kimden mesaj geldiğine bakmaya başladı. Mesaj yine o malum kişiden gelmişti. Yani Gark isimli o belalı şahıs... ‘’İleride ki zorlukları yaşayacağın zaman bugün çektiğin zorlukları özleyeceksin Oliver’’ mesajını atmıştı. Oliver birazcık korku birazcık da öfke duygu karmaşası yaşadı ve o mesaj gelen telefonu tekrar aradı. Fakat arama neticesinde yine karşı tarafın telefonu kapalı çıkmıştı. Rahat bir uyku almak isteyen Oliver o mesajdan sonra uykusu kaçmış öylece tavandaki tozları, lekeleri inceliyordu. Bu Gark isimli şahıs anlaşılan Oliver’a hayatı zehir etmeye devam edecekti. Acaba ne alıp veremediği vardı Oliver ile?.. Orası hep sır olarak kalıyordu...

Sır olarak kalan bazı konularda vardı. Hani şu edebiyat öğretmeni Cara Northman’ın öğrencisi Klaus Salvatore ile birlikte yaşadığı yasak aşk sırrı... Ne okuldaki öğrenciler, nede Klaus’un en has dostları nede Cara’nın en samimi arkadaşları bu sırrı bilmiyordu. Sadece Cara ve Klaus arasında kalan bir ilişkiydi. Bu bir sırdı fakat Klaus bu sırrın açığa çıkmasını sağlayacak bazı alametler yapıyordu. Okuldaki erkek öğrencilerin Cara’nın etrafında olmasını kıskandığı için kıskançlık triplerine giriyor ve böylelikle bazı insanların meseleyi anlaması konusunda yardım ediyordu. Bunun için Cara Northman sevgilisini defalarca uyarıyor, sinirlerine hakim olmasını söylüyordu. Hemen hemen her okul çıkışı buluşup gizli kapaklı birbirlerine karşı duydukları aşkları pekiştiriyorlardı.

New Orleans’da yine bir hafta sonu sabahı Richard Gilbert üzerine spor kıyafetlerini çekmiş, sahile doğru yol alıp her zaman ki gibi koşar adımlarla tempolu bir şekilde günlük koşusunu yapmaya başlamıştı. Bu sefer Oliver Forbes, en yakın arkadaşı Richard Gilbert’i gizlice göz takibine almıştı. Çünkü Richard Gilbert’i koşu esnasında birileri takip ediyordu. Bu takip eden kişinin de Gark isimli gizemli kişi olacağından şüphelenen Oliver Forbes, bu kişinin kimliğini düşürmek için Richard’ı takip etmesi gerekirdi. Richard bir süre koşmaya başladı, doğal olarak Oliver Forbes’de arkasından koşarak takip ediyordu. Uzun bir süre geçmesine rağmen Richard’ı göz takibine alan kişi ortada yoktu. Aradan epey zaman sonra Richard Gilbert’i takibe alan şahıs ortaya çıkmaya başladı. Bu kişi bir bayandı. Geniş giyinmiş, başına kapşon takmış suratı belli olmayan gizemli bir şahıstı. Oliver Forbes hemen o bayanı takibe almaya başladı. Richard birileri tarafından takip edildiğini hissedince arkasına, sağa ve sola bakınmaya başlıyordu. Richard bu şekilde bakındığı vakit onu izleyen gizemli bayan saklanmaya başlıyordu. Oliver Forbes’in aradığı ve bulamadığı Gark lakaplı kişi bu olabilir miydi? Oliver’ın kanaati bu yöndeydi. O gizemli kız Oliver’ın onu takip ettiğini anladığı vakit hemen Oliver’dan kaçmaya başladı. Kız kaçmaya başlayınca Oliver arkasından o kızı yakalamak için var gücüyle koşmaya başladı. Uzun kovalamaca sonunda kızın takaati kalmadı ve kendisini bir taksinin önüne atarak taksiyi durdurdu. Taksiye binip ortamdan uzaklaşan gizemli kız, Oliver’a yakalanmaktan son anda kurtuldu. Oliver Forbes kızı yakalayamamanın duyduğu sıkıntıyı içinde yaşıyordu.

Evet kesin o kişi Gark olmalıydı... Yoksa neden Oliver’ı gördükten sonra kaçsın ki? Gark olduğu Oliver’ın aleminde kesinleşmişti fakat ortada anlaşılmayan bir durum vardı. Bu Gark lakaplı gizemli şahıs Richard Gilbert’i neden göz hapsine almıştı ki ?..

( Hikayeme Son Vereceğim Zaman Başlığı Düşüneceğim... 6. Bölüm başlıklı yazı Feylosof tarafından 22.12.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.