Hikayeme Son Vereceğim Zaman Başlığı Düşüneceğim... 6. Bölüm
New
Orleans şehrinde gün yeni doğmuştu. Kurumuş yaprakların yere dökülmesi, tatlı
bir esintinin insanın suratını okşaması ve sahil taraflarındaki kuşların ve
denizin hafif hafif çıkardığı seslerin insanın ruhunu okşaması New Orleans’a
karşı muhabbet duymaya bir vesile kılıyordu. Bu atmosfer karşısında insanın
romantik duyguları birden canlanmaya, yeşermeye başlıyordu. Nasıl yeşermez ki?
Kainatın doğal musikisi en sanattan anlamayan insanın duygularını bile ortaya
çıkarırdı.
Bu kadar lezzet veren sabah saatleri olurda sahilde kulaklığı takıp koşu
yapılmaz mı? Hemde öyle bir yapılır ki... Richard Gilbert’te öyle yapmıştı
zaten. Üzerine spor kıyafetlerini, ayakkabılarını çekmiş sahilde koşar
adımlarla tur atmaya başlamıştı. Dinlediği fon müziği kainat musikisi ile
birleşince onun ruhuna ayrı bir lezzet veriyordu. Tüm dertlerini unutuyor,
kainatı yaratan yaratıcının bu sanat eserlerini temaşa ederek, hissederek
yaralarına merhem sürüyordu.
Richard Gilbert her sabah sahilde koşma olayını gerçekleştiriyor ve böylelikle
üzerinde ki negatif enerjilerini atmış oluyordu. Fakat koşma esnasında yalnız
değildi. Biri Richard’ı özellikle göz hapesine almıştı. Fakat o gizemli kişinin
kim olduğu belli değildi. Richard Gilbert bazen birinin onu izlediğini fark
ediyordu fakat o kişinin kimliğini bir türlü teşhis edemiyordu. Bu durumdan
rahatsız olan Richard Gilbert, hobi olarak edindiği sabah koşusunu artık
yapmama kararı alacaktı neredeyse...
Bir ara arkadaş ortamında bu konu açıldı ve Richard birilerinin onu takip ettiğini
fakat o kişinin kim olduğunu anlayamadığını söyledi. O an da Oliver Forbes’in
kafasında şimşekler çaktı... Çünkü ona hayatı zehir eden, onunla adeta bir
oyuncak gibi oynayan Gark isimli gizemli kişi olabilirdi. Acaba sıradaki kurban
Richard Gilbert’miydi...
Oliver hiç bozuntuya vermeden, arkadaşlarına durumu çaktırmadan Richard’a bir
çok soru yöneltmeye başladı. İşin içini iyice öğrenmeye çalıştı. Richard ise
Oliver’ın her sorusunu yanıtladı. Her ne kadar sorularına karşı cevap versede
Oliver o gizemli kişinin kimliğini yine teşhis edememişti. Her ne kadar bu
kişinin maskesini düşüremese de mücadelesinde kararlıydı. Hayatını zehir eden
Gark isimli kişinin kim olduğunu bulmak için elinden gelenin en iyisini
yapacaktı.
Yine bir okul günü Richard Gilbert, Oliver Forbes, Klaus Salvatore, Elena
Pierce ve Eliza Merlotte beşlisi beraber okul yolunu tuttular. Okulda ortak
derslerde beraber aynı sırada oturuyor ve derslerini geçme konusunda
birbirlerinden kuvvet buluyorlardı. Sadece derslerde birlikte değillerdi.
Kantinde, günlük hayatta her an ve her saat bu beş kafadar hiç ayrılmıyorlardı.
Her ne kadar cana yakın arkadaşta olsalar bazı sırlarını birbirleri ile
paylaşmıyorlardı. Oliver Forbes’in işlediği cinayet, Richard Gilbert’in
annesinin fahişe olması ve Klaus Salvatore’nin edebiyat hocası ile aşk yaşaması
gibi...
Hazır sırlardan bahsetmişken Elena Pierce’nin de dostlarından sakladığı bir
sırrı ele alalım. Elena Pierce’nin sırrı da Richard Gilbert’e karşı duydupu
aşktı. Richard’ı o kadar çok seviyordu ki bu sırrı Baton Rouge şehrinden berri
saklıyordu. Zaten bu yüzden Richard’ın onu azarlamasına rağmen yardımcı olmaya
çalışıyordu. Fakat arkadaşı Eliza Merlotte’nin eski sevgilisi olması hasebiyle
daima duygularını içinde saklıyor, aklı ve kalbi ile duygularını
bastırabiliyordu. Eliza aklı başında ve temiz kalpli bir kızdı. Bundan dolayı
duygularına yenilmiyor, daima mantıklı düşünebiliyordu. Bir buçuk yıldır
Richard Gilbert’e olan ilgisini daima içinde saklıyordu. Duyguları içinde
patlıyor, doğal olarak içinde bir kaos yatıyordu. Bütün duygu yoğunluğunu şiir
defterinde paylaşıyordu. Hemen hemen her gece oniki’den sonra kalemini,
kağıdını eline alıyor ve içindeki bütün hissiyatlarını, duygularını ve
düşüncelerini şiir olarak uzun uzun yazıyordu. Şiirlerinden bir kaç numune
olarak şunları gösterebiliriz;
‘’Her gün görüpte konuşamamak
Ağzından çıkan her kelimeyi hatırlamak
Biz biz değilken bile vazgeçen olmamak
İşte aşk bu saçmalamak..
Kendinden geçmek sarılmak, öpmek, hissetmek
Aşk bu değil, aşk ne demek?
Hiç ulaşamayacağı sevmek.’’
‘’Sen olmasan, ben olmasam kime kalacak bu sevgi?
Ben olmasam, sen olmasan gizli aşklara ne olacak sevgili?
Gırtlakta takılan sözler gibi, aşkın bedelini ödeyenden öğrenmeli.
Beyaz atlı prens değil, sen gel yeter ey sevgili !’’
Evet, aşk en odun insanı dahi şair yapabiliyor. Hele Elena Pierce gibi saf ve
bir o kadar da akıllı bir kızı dünyanın en iyi şairi yapabilir. Yazdığı o
defterindeki tatlı şiirleri muhafaza ediyor, sadece bu sırrı kendisi biliyordu.
Elena Pierce’nin Richard Gilbert’e aşık olması onun suçu değildi. Çünkü her
insan aşık olabilir... Mühim olan o duyduğu muhabbeti dışarı vurmamak, içinde
saklamaktır. Yani Klaus Salvatore’nin yaptığını yapmamak... Oda Cara Northman’ı
deli gibi seviyor fakat duygularını dışarı vurarak bir ailenin dağılma riskine
sebebiyet veriyordu. Elena ise öyle değil... Tüm duygularını içinde patlatıyor,
geceler boyu ağlıyor, içi alev alev yanıyor fakat yine de Richard Gilbert’e ve
diğer arkadaşlarına Richard’ı deliler gibi sevdiğini belli etmiyordu. Çünkü
tertemiz kalbi buna müsade etmiyordu. Birilerinin onun yüzünden üzülmesini
kesinlikle istemezdi. Eğer birilerinin üzülmesine sebebiyet verirse Elena o
üzülen kişiden bin kat daha üzülür ve pskolojik bunalıma girerdi. Tertemiz bir
kalbi olduğu gibi aynı zamanda aşırı derecede duygusal bir yapıya sahipti.
Richard Gilbert diğer arkadaşlarından evvel okuldan erken çıkmış ve evine
gitmişti. Aradan bir saat sonra da Oliver Forbes okuldan eve doğru yola
koyulmuştu. Otobüste boş vakit geçirmemek için çantasından bir roman kitabı
çıkarmış göz takibi ile okumaya başlamıştı. Romanı o kadar heyecanlı okuyordu
ki adeta bir film izlercesine galeyana geliyordu. Okuduğu romana bağlanan
Oliver az daha ineceği durağı kaçırıyordu. Otobüsten indi ve evine doğru adım
adım ilerlemeye başladı. Evinin kapısının önüne geldi, evine girip şahsi odasına
girdi. Odasına girer girmez odasının kapısını kapatarak üzerine rahat bir
şeyler giydi. Üzerine rahat bir şeyler giydikten sonra otobüste okuduğu romanı
okumaya devam ediyor, heyecanını galeyana getiriyordu.
Romana dalan Oliver’ın cep telefonuna mesaj gelince bir an dikkati dağıldı ve
nazarını telefonuna çevirdi. Telefonuna gelen mesajda ise şu yazıyordu;
‘’Birazdan evine kargoyla büyük bir paket gelecek. Dikkat et! O pakette İsaac
Compton’un cesedi olabilir... –GARK-‘’ Oliver bu mesajı alınca bir an
tedirginleşti ve hemen mesaj atılan numarayı aramaya başladı. Fakat numarayı
aradığı vakit karşı tarafın telefonu kapalı çıktı. Birden evinin zili çaldı ve
Oliver korkmaya başladı. Kapıyı ilk kendisi açmak için odasından dışarı
koşturdu fakat Richard Gilbert’in bir kargocu ile konuştuğu tabloya şahit oldu.
Oliver Forbes o an dünyası başına yıkılmış, korkudan tüyleri diken diken olmuş
bir vaziyette çaresizce baka kalmıştı. Richard Gilbert kargonun alındığına dair
imzasını attı ve büyük paketi kucaklayıp içeri aldı. Oliver’ı fark eden Richard
gülümseyerek ‘’Gark lakaplı biri bize paket yolladı Oliver. İçinde ne var acaba
merak ediyorum’’ dedi. Oliver titreyerek suratı sararmış hatta yutkunmaktan
bile aciz kalmıştı. Richard ‘’neyin var senin Oliver?’’ diye soru yöneltince
Oliver bozuntuya vermeden ‘’sorun yok, okulda bazı hocalarla imtihan yaşıyorum
sadece hepsi bu. Bu arada tanımadığımız birilerinin gönderdiği paketi açmak
sence mantıklı mı?’’ dedi. Richard Gilbert ise ‘’ne olacak canım, büyük ihtimal
bizimkilerden birinin yaptığı şakadır’’ diye yanıt verdi. Paketi salona doğru
götürmek için kucakladı. Kucaklarken de ‘’ne var bunun içinde be ceset gibi çok
ağır’’ dedi. Oliver, Richard’ın paketin ağırlığı hakkında bu şekilde yorumunu
görünce korkusu daha çok arttı ve suratından soğuk soğuk terler boşalmaya
başladı. Richard Gilbert paketi zar zor kaldırarak salonun ortasına koydu.
Paketi yere koyunca Oliver’ın boncuk boncuk terlediğini gören Richard
gülümseyerek ‘’paketi ben taşıdım sen terledin, ne oluyor sana bugünlerde
olum’’ dedi. Oliver ise çaktırmamaya devam ediyor Richard’ın her sorusuna karşı
bir tevil buluyordu. Richard Gilbert ‘’olum bu Gark lakaplı kişi kimse
bizimkilerden biridir büyük ihtimal. Kesin paketin içinde bizi korkutacak bir
şaka var’’ dedi. Oliver, Richard’ın bu yorumuna karşı ‘’açmayalım o zaman’’
dedi. Richard ise Oliver’ın bu teklifini kabul etmedi, çünkü paketin içinde ne
olduğunu deli gibi merak ediyordu. Richard paketi korkarak açmaya başlamıştı.
Oliver ise Richard’an daha çok korkuyor anormal tepkiler veriyordu. Richard ise
‘’olum tamam bende korkuyorum fakat merak etme bizimkiler paketin içine en
fazla korkutucu oyuncak yada dehşetli bir ses koyar. Ama sen bomba koymuşlar
gibi korkuyorsun. Kendine gel manyak herif’’ diye tepki gösterdi. Richard’ın
hiç bir şeyden haberi yoktu. En yakın dostu Oliver’ın neyden korktuğundan
haberi bile yoktu. Richard paketi yavaş yavaş açtıkça Oliver’ın korkusu ikiye
üçe katlanmaya başlamıştı. Paketi en sonda tamamen açacak iken Oliver,
Richard’ın boynuna sert bir darbe vurarak bayılttı. En yakın arkadaşına
mecburen darp uygulamak zorunda kalması ona ağır gelmişti fakat yapacak başka
bir şeyi de yoktu. Oliver, yerde baygın bir şekilde yatan arkadaşı Richard’ın
yanına eğilerek oturdu ve göz yaşı dökmeye başladı. Sonra o lanetli pakete
doğru gitti yavaş yavaş açmaya başladı. Paketi açtığında ise ne görsün? Salona
koyacak orta boylu ve çekmeceli bir eşya türü. Oliver bu salon eşyasını görünce
ağzı açık bir şekilde dona kaldı. Neye uğradığını şaşıran Oliver, pakette bir
not fark etti. O notu aldı ve incelemeye başladı. Notta ise ‘’şaka yaptımmmmm
:=)’’ yazıyordı. Gark isimli gizemli kişinin ona oynadığı bir oyun olduğunu bir
kez daha anladı ve morali alt üst oldu. Moralinin bozulmasının yanında en yakın
arkadaşına darp uygulamak zorunda kalması Gark lakaplı gizemli kişiye karşı daha
fazla öfke duymasına sebebiyet vermişti. Richard Gilbert’in bedenini yerden
kaldırıp divana uzandırdı ve vurduğu yere de bir adet buz koyarak ufak bir
tedavi uygulamaya başladı.
Richard Gilbert gözünü açtığında yanı başında Oliver, Klaus, Elena ve Eliza
vardı. Richard başını tutarak oflayıp puflamaya başladı ve Oliver’a bakarak
‘’neden böyle bir şey yaptın hayvan herif’’ diye tepkisini gösterdi. Klaus ise
‘’sakin ol Richard. Yabancı birinden paket gelince Oliver panik yapmış ve
paketi açmanı engellemek için sana vurmak zorunda kalmış’’ dedi. Anlaşılan
Oliver, sırrını açığa çıkarmamak için yeni bir senaryo yazmış ve bu senaryoyu
arkadaşlarına anlatarak onları kendisine inandırmayı başarmış. Richard Gilbert
öfkelenerek ‘’beni bu şekilde durdurmak zorunda mıydın?’’ diye söylenince
Oliver özür dileyerek panik esnasında kendisine hakim olamadığını dile getirdi.
Richard kendine gelince paketin içinden ne çıktığını sordu ve bir salon eşyası
olduğunu öğrendi. Richard Gilbert ‘’bu aptal eşya için darbe yedik demek’’
dedi. Daha sonra Gark isimli kişinin kim olduğunu sorunca Oliver ‘’öğrencilere
yardım etmek isteyen biri sanırım. Kendisini belli etmek istemiyor galiba
minnet altında hissetmeyelim diye’’ yanıtladı. Oliver bu yalanı kullanarak da
arkadaşlarını ikna etmeyi başarmıştı.
Bu zorlu günün sonunda artık uyku vakti gelmişti. Oliver Forbes bu günü de
atlattığı için şükürler ediyordu. Yatağına girdi ve battaniyeyi üzerine örttü,
derin bir nefes aldı ve gözlerini yumdu. Birden telefonuna bir mesaj geldi...
Heyecan ile elini telefonuna uzattı ve kimden mesaj geldiğine bakmaya başladı.
Mesaj yine o malum kişiden gelmişti. Yani Gark isimli o belalı şahıs...
‘’İleride ki zorlukları yaşayacağın zaman bugün çektiğin zorlukları
özleyeceksin Oliver’’ mesajını atmıştı. Oliver birazcık korku birazcık da öfke
duygu karmaşası yaşadı ve o mesaj gelen telefonu tekrar aradı. Fakat arama
neticesinde yine karşı tarafın telefonu kapalı çıkmıştı. Rahat bir uyku almak
isteyen Oliver o mesajdan sonra uykusu kaçmış öylece tavandaki tozları,
lekeleri inceliyordu. Bu Gark isimli şahıs anlaşılan Oliver’a hayatı zehir
etmeye devam edecekti. Acaba ne alıp veremediği vardı Oliver ile?.. Orası hep
sır olarak kalıyordu...
Sır olarak kalan bazı konularda vardı. Hani şu edebiyat öğretmeni Cara
Northman’ın öğrencisi Klaus Salvatore ile birlikte yaşadığı yasak aşk sırrı...
Ne okuldaki öğrenciler, nede Klaus’un en has dostları nede Cara’nın en samimi
arkadaşları bu sırrı bilmiyordu. Sadece Cara ve Klaus arasında kalan bir
ilişkiydi. Bu bir sırdı fakat Klaus bu sırrın açığa çıkmasını sağlayacak bazı
alametler yapıyordu. Okuldaki erkek öğrencilerin Cara’nın etrafında olmasını
kıskandığı için kıskançlık triplerine giriyor ve böylelikle bazı insanların
meseleyi anlaması konusunda yardım ediyordu. Bunun için Cara Northman
sevgilisini defalarca uyarıyor, sinirlerine hakim olmasını söylüyordu. Hemen
hemen her okul çıkışı buluşup gizli kapaklı birbirlerine karşı duydukları
aşkları pekiştiriyorlardı.
New Orleans’da yine bir hafta sonu sabahı Richard Gilbert üzerine spor
kıyafetlerini çekmiş, sahile doğru yol alıp her zaman ki gibi koşar adımlarla
tempolu bir şekilde günlük koşusunu yapmaya başlamıştı. Bu sefer Oliver Forbes,
en yakın arkadaşı Richard Gilbert’i gizlice göz takibine almıştı. Çünkü Richard
Gilbert’i koşu esnasında birileri takip ediyordu. Bu takip eden kişinin de Gark
isimli gizemli kişi olacağından şüphelenen Oliver Forbes, bu kişinin kimliğini
düşürmek için Richard’ı takip etmesi gerekirdi. Richard bir süre koşmaya
başladı, doğal olarak Oliver Forbes’de arkasından koşarak takip ediyordu. Uzun
bir süre geçmesine rağmen Richard’ı göz takibine alan kişi ortada yoktu. Aradan
epey zaman sonra Richard Gilbert’i takibe alan şahıs ortaya çıkmaya başladı. Bu
kişi bir bayandı. Geniş giyinmiş, başına kapşon takmış suratı belli olmayan
gizemli bir şahıstı. Oliver Forbes hemen o bayanı takibe almaya başladı.
Richard birileri tarafından takip edildiğini hissedince arkasına, sağa ve sola
bakınmaya başlıyordu. Richard bu şekilde bakındığı vakit onu izleyen gizemli
bayan saklanmaya başlıyordu. Oliver Forbes’in aradığı ve bulamadığı Gark
lakaplı kişi bu olabilir miydi? Oliver’ın kanaati bu yöndeydi. O gizemli kız
Oliver’ın onu takip ettiğini anladığı vakit hemen Oliver’dan kaçmaya başladı.
Kız kaçmaya başlayınca Oliver arkasından o kızı yakalamak için var gücüyle
koşmaya başladı. Uzun kovalamaca sonunda kızın takaati kalmadı ve kendisini bir
taksinin önüne atarak taksiyi durdurdu. Taksiye binip ortamdan uzaklaşan
gizemli kız, Oliver’a yakalanmaktan son anda kurtuldu. Oliver Forbes kızı
yakalayamamanın duyduğu sıkıntıyı içinde yaşıyordu.
Evet kesin o kişi Gark olmalıydı... Yoksa neden Oliver’ı gördükten sonra kaçsın
ki? Gark olduğu Oliver’ın aleminde kesinleşmişti fakat ortada anlaşılmayan bir
durum vardı. Bu Gark lakaplı gizemli şahıs Richard Gilbert’i neden göz hapsine
almıştı ki ?..
(
Hikayeme Son Vereceğim Zaman Başlığı Düşüneceğim... 6. Bölüm başlıklı yazı
Feylosof tarafından
22.12.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.