Uzaklaşır bir ara herşey. Kendinden bile uzaklaşırsın. Düşüncelerin uzar gider uçsuz bucaksız ufuklara bakarken. En sevdiklerini bile istemezsin yanında. Elimde bir bardak kahve, yüksekçe bir yerde de evim olsa; denize karşı akşam üzeri hayallere dalsam dersin...

Bu yalnızlık isteği de değil. Bir içe çekilme, aslında gizli bir tefekkür olgusu. Hayatımızda kaç kere içe çekilme duygusu yaşarız ki? Sadece duygusal insanlar yaşamaz bunu. Tüm insanların hayatında olan birşeyden bahsediyorum. İyi de ne ki bu şimdi. Sorunlardan, sıkıntılardan kurtulma yolu mu? Bilemiyorum. Belki somut bir cevabı olabilir ama bana göre kimse bunun nedenini bilmez. Dünyadaki en asil duygu hiç şüphesiz sevgidir. Sevgi de çeşitlerine göre değişiyor. Ama bu içe çekilme, yalnız kalma duygusu da bana göre sevdiğimiz insanlara bağlılığımızı daha çok arttırıyor.

Başta da belirttiğim gibi herkes hayal ettiği bir mekanda olsa, her şey mükemmel olsa; yine de hafızamızı sıfırlamadan oradan da bıkmaya başlarız. Çünkü sevdiklerimiz ya da sevdiğimiz insanlar yanımızda yoktur. Gerçek sevgi diye birşey kaldıysa eğer, o hala bir yerlerde gizleniyor buna inanıyorum. Bu iç dünyamıza dönüş bence gerçek sevgiyi bulamadığımızı ve hala arayıp durduğumuzu gösteriyor. Kötülükle dolmuş ve hatta taşmış bir dünyada yaşıyoruz burası açık. İyiliği zindanlara çıkmamacasına atmış insanlar topluluğu içinde yaşıyoruz. Haberler, internet, sosyal yaşam içerisinden çıkılmaz bir hal almış durumda. Nereye baksam maddiyat, savaşlar, ölüm, işkenceler, (iğrenç) seks ve sayamadığım birçok şey. Günlük hayatlarımızda ise birer mekanik yaratıklara dönmüş vaziyetteyiz. Hayatlarımızın sonuna kadar maddiyat için çalışmak zorunda kaldığımız sistemleri kendi ellerimizle kurduk kimse farkında değil. Gerçek evliliklerin yerini birbirlerine et parçası olarak bakan, tamamen yalanlar ve çıkar üzerine kurulmuş evlilikler aldı. Doğan çocuklar da tamamen bu yalanlardan doğan ruhsuz insanlar oluyor işte. Ne ekersen onu biçersin!

Fazla uzatmak istemiyorum. Bütün bunlara rağmen hala neden insanın bir içe çekilme arzusu olduğunu sorgulamama gerek bile kalmadığı kanaatindeyim. Bu arayış yıllardır kafamı kurcalayıp duruyor. Belki de ''O'' na kavuşmadan bütün bu soruların cevabını aramaya devam edeceğim. Gerçek sevgiyi ise sadece ''O'' gösterecek hepimize...
( Sevgi Yok Hiçbir Şey Yok 3 başlıklı yazı MehmetÇİFTCİ tarafından 21.01.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.