AŞK-I HÜSRAN

Bir Ses:

Birbirini delice seven,
aşkları uğruna gerekirse ölen,
bir başka göz bir başka dudak bilmeyen,
İki sevgili iki tek yürekli insan,
Aşklarından korkuyu silmiş,
her türlü güçlüğü yenmiş,
delicesine,ölürcesine sevmiş,
iki aşık sevgili varmış,
hani derlerya aşkın gözü körmüş,
bilmem kimler böyle sevda görmüş,
Ne yar sevgiliye,ne sevgili yar’e birgün sırt dönmüş,
Nede engeller bu aşka duvar örmüş,
altı seneye yakın böylece sürmüş,
birgün bu aşkın adı ortaya konmuş,
Aşıklar düğün dernek hayalleri kurmuş,
Ama bu mutluluk ne yazıkki kısa sürmüş,
Birgün bir telefon sesiyle acı haber duyulmuş,
Telefonu açan o an beyninden vurulmuş,
Evet ne yazıkki acı bir haber duymuş,
Ne olduğunu bilmeden oraya koşmuş,
görmüşkü herkes orada susmuş,
Ve acı haberi duyurmak Abeyine düşmüş,

Ömer abi:
"yanına oturup konuşamaz yutkunur susar nasıl ve nereden başlayacağını bilemez"

Ferhat:

Ne olur anlat ne oldu,
Yarimin nesi var neden gözlerin dolu dolu,
söyle neden böyle rengin sarardı soldu,
Telefonda kötü durum dedin ne durumuydu,
Ne olur söyle yoksa yarime mi bişey oldu,"yakasını toplar"
Nerde o söyle bana hadi beynim durdu,"telaşla sağa sola irkilir"
görmek istiyorum onu,

Bir ses:

Koşarak giderken yarılamıştıki yolu,
buğulu ve hıçkırıklar içinde bir ses onu durdurdu,
o an adımları nefesleri tutuldu,

Ömer Abi:

Dur gitme dayanamazsın görürsen onu,"ağlayarak"

Ferhat:
"Ömere döner"
Ne olur anlat artık hadi ne oldu,

Ömer Abi:

"göz yaşları içinde"

Yarininin gece bir kaza ile kırıldı boynu,
apartopar getirdik acile onu,
ama çoktan gelmişti sonu,

Bir Ses:

Anlaşılmıştı artık konu,
kırılmıştı yarin oracıkta kanadı kolu,
koşup görmeye gidecekti onu,
ama gözleri görmez olmuş,tutamıyordu yolu,
Yarinin adını haykırarak odaya koştu,
Odada kokusu vardı ama oda boştu,
Çılgına dönmüş şaşırmıştı sağı solu,
Nerede şimdi diye birine sordu,
Birisi ona gösterdi morgu,
Takatı yoktu ama oraya koştu,
görmek istedi fakat göstermediler onu,
Anladiki o an hüsrandı bu aşkın sonu,
o günden sonra yemedi ekmeği içmedi suyu,
Ne de gözüne girdi bir dirhem uyku,
Yarinin mezarı onun mabedi oldu,
Gecelerce mezarı başında uyudu,
ağlamaktan göz pınarları kurudu,
hep bir gün kalkacak yerinden diye umdu,
Bekledi bekledi ama gelen yoktu,
burnunu mezarın toprağına soktu,
kokladı kokladı ama sadece karatoprak koktu,
O günden sonra yar hayattan iyice koptu,
Anladıki artık gelmeyecekti o göklere uçtu,
O artık cennette meleklerle buluştu,
Zaman geçtikçe ağır ağır alıştı onsuzluğa,
ama hep hasret kaldı onunla sonsuzluğa,
Aşk-ı hüsrana uğrmış düşmüştü boşluğa,
İyice kapılmıştı artık umutsuzluğa,
Ama alışmak zorundaydı onsuzluğa,
Ancak ozaman ererdi yarinin ruhu huzura...

Ömer K0Ç

(Yaşanmış bir olaydan esinlenerek yazılmıştır)

( Aşk-ı Hüsran başlıklı yazı ÖmerKoç tarafından 2.08.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.