ÖLÜME AZ KALDI BAYA
Ateş başında yaşlı bir ihtiyar,
Yüzünde yaşanmışlıkların darp izi var,
Sessizce üflüyorken ateşe usul usul,
Sanki kimsesiz garip bir kul!
Konuşuyor yalnızlığı ile sanki samimi bir dost,
Sukutu bozan koca bir hırgür sanırım bu dumanı üstünde tüten bir kül
İhtiyar sayıyor çizgileri elinde,
Kaderi gizli bu çizgiler içinde,
İncecik hırka belinde,
Keder desen gözlerinden okunuyor o da en derinde ,
Ateş kızıla dönük bir kara,
İhtiyarın her yeri yara,
Uzun müddet baktı tavana,
Oda  kömür gibi ,hayatından  kara,
İhtiyar bekliyor ,gözleri diyorki biri gelecek bana,
Sonra umut sukut oluyor ,yalnızlığı geliyor aklına,
İhtiyarın oturduğu yer uçurum kenarında bir kaya,
Cebinde baba yadigarı bir saat ve birkaç kuruş değersiz para
Bakıyor saate etrafı desen zift gibi kara,
Bir iç çekti ihtiyar dedi ölüme az kaldı baya,
İhtiyarın oturduğu kaya devrildi yana,
İhtiyar  vardı artık ebedi divana
Minareden geldi bilali seda,
İhtiyar kucaklaştı aramgahıyla.

FBS/

( Ölüme Az Kaldı Baya başlıklı yazı F.B.S tarafından 24.05.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.