Ötekileştirmek Ve Hayvanlaştırmak
İnsanlar yeni gün doğumunda sevinirmi,heyecanlanırmı yoksa yaşından bir
gün geçti diye üzülürmü onu bilmem.Ama ben her yeni doğan güne çok önem
veririm.Benim için her yeni doğan gün yaşama gözlerini açmış
taptaze,günahsız bir bebek gibidir.
Irkı,dini,dili,kültürü,renginden habersiz yaşama gözlerini açan bu
bebek daha doğar doğmaz cinsiyetçilik ve ırkçılık damgasını alnına kader
düğümü gibi vurulur.
Yeni bir gün doğumuda böyledir.Doğarken umut saçar yeryüzünde
yaşayan veya yaşamayan herşeyin üzerinde kendi yaşam ışıklarını
saçar.Kimsenin dinine,ırkına,rengine,düşüncelerine bakmadan herkesi
kuçaklar bağrında.Umut ve yaşam dolu ışıkları yüreklere nakşeder.
Ana rahminden ayrılan bebek ağlar.Çünkü bir belirsizlik içine
sürüklenir.O sıcacak güvenilir yerden,herşeyden habersiz anne sevgisi
ile donanmış yerden çıkar ve etrafında tanımadığı delice hareketler eden
yüzlerinde aptallık,şaşkınlık belirtileri olan ,durmadan
konuşan,bağıraşan insanları görür ve sessizce dokuz ay beklediği huzur
ve inziva ortamında ayrılınca ve bu manzarayı görünce bebek ağlamaya
başlar.Çünkü hiç duymadığı sesler,hiç görmediği suretler onu ürkütür ve
çaresizliğe iter.
Günün doğumu ve batışıda böyledir.Gün doğarken bizlere yeniden şans
vermek için doğar.Yeniden gülmemiz,pozitif olmamız için doğar.Gün
doğarken yaşamıda,sevincide,doğayıda kendisiyle getirir.Gün doğarken
yaşam başlar gözlerde ve yüreklerde.Nekadar yorgun ve öfkeli olursak
olalım günle birliklte bizde yeniden doğarız ve tazeleniriz.
Gün doğarken rengarenk açan çiçerklere,ağaçlara,hayvanlara ve biz
insanlara canlılık ve mutluluk verir.İçimizi aşk ile,sevgi ile
donaltır.Gülücükler ekler asık ve solmuş bakışlarımıza.Yeni doğan
bebekle öyledir ağlaması insanı üzsede tatlıdır,huzur verir,sevinç
verir.
Ama günün başlaması ve zamanın kendini yitirmesi ile bu
çoşkunluk,sevinç,huzur,aşk ve sevgi yerine nefrete,kine,karamsarlığa ve
yalnızlığa bırakır.Çünkü insanlar kendi gerçekliğini ve değerlerini
unuttup egoist bir tavır takılıp ben anlayışı ile
yürümektedir.Ondandırki Gün insanlara küser ve göçe başlar.
Herşyeri kendine mal eden iktidar düşünceli pis erkek egemen sistem
ben’i oynamaktadır.Kendinden olmayanı dışlama,ötekileştirmek kendini
farklı kılmak merkeziyetçiliği oynamak ve dahada ileri gidip tanrıcılığa
soyunmaktır.Yeryüzünün tek hakimi Tanrının iktidardaki mührü konumuna
girip ırkçı denen illeti insan zihnine kalıplaştırmıştır.
Eşini hastaneye götürür eşi yeni bir yaşam dünyaya getirir.Bu yaşamı
çok sever alıp öper bağrına basar ama eşinin yakındaki siyahi olan
yaşamı ötekileştirir Tanrının laneti diye uzak durur.
İbadethaneye gider ibadetini yapar ama hemen yanındaki aynı Tanrıya
inanan ama görüşleri farklı olan başka bir dine küfür
atmattan,lanetlemekten,saldırıp berteraf etmekten kendini yükümlü
zanneder.
Yaşamı yaşam yapan,güzelleştiren,anlamlaştıran renklerdir.Gökkuşağı
rengi buna örnektir.Yaşamda ırkçılık ve ötekileştirmek olsaydı doğa
gökkuşağını örnek olsun diye önümüze koymazdı.
Sorgulamadığımız için,empati kuramadığımız için hep ben’leri
oynuyoruz ve sürekli kendi gerçekliğimizden kopuyoruz ve ırkçılık denen
hayvansı düşüncenin kafatasçılığın ürünü haline geliyoruz.
Serdar ÖZDEMİR...
(
Ötekileştirmek Ve Hayvanlaştırmak başlıklı yazı
SerdarÖZDEMİR tarafından
14.04.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.