Arada sırada duyduğumuz ancak nasıl ve ne şekilde olduğunu ayrıntılı açıklamasını bir türlü göremediğimiz bir konu

Avrupa/Anglo-Sakson dillerinde Türkçe gramer kullanılmaktadır deniyor

Bu ne kadar doğru olabilir

Gelin bu konuyu adım adım anlamaya çalışalım

Öncelikle  şunu belirteyim ki

Bu söyleşide söz edeceğim konuların uzmanı değilim, ancak çok ilgilendiğim sevdiğim bir alandır yapmak istediğim şey edindiğim bilgiler, takip ettiğim araştırma konularından yola çıkarak, kendimce yaptığım araştırma ve inceleme sonunda elde ettiğim bulguları ve sonuçlarını paylaşmaktır

Şimdi bazı bilgilerimizi birlikte hatırlayalım

Birinci konu ‘olmak’fiili

Bildiğimiz gibi

Türkçede olmak kavramı olgusu ya da fiili adına ne dersiz deyin üç değişik şekilde olur

Birincisi doğrudan olmak fiili  ki (olurum, olursun, olur, vs. vs. )şeklinde

İkincisi olmak fiilinin yerine Türkçede özneler de çekime uğrarlar

Ben-im(aslında bunun kökü( ben-ben) ben-bin’dir sonradan zamanla b düşmüş Ben-in/Ben-im’e dönüşmüştür

Sen-sin(Azeriler doğrudan ‘sen-sen’ şeklinde söyler

O (dur)

Burada gördüğümüz şey  özne+ öznenin olmak kavramı içeren fiil olmuş halidir

Bu öznelerin olmak anlamında fiil gibi çekilmesi Türkçenin bir ayrıcalığıdır

Üçüncü olmak kavramı ifade eden kelimemiz ise  dir, dır ekimizdir

Eski yazıtlarda bunun  farklı şekilleri de var, izahı ise yalnızca geniş zaman için kullanılan ve çekime uğramayan olmak fiili olarak anlatılır

Bir de var şeklinde bir kelimemiz söz konusudur aslında ‘var’ kelimesi de olmak fiilinin olmuş kesinleşmiş halidir ‘yok’ ise bunun olumsuz halidir ancak fiil orak adlandırılmaz

Her dilde bazen bir kelime birden çok anlama gelir bazen de aynı anlamda birden fazla kelime olur

Gelelim ikinci konuya

Köken bilim/etimoloji , biçim bilim/morfoloji,  ses bilim/fonetik  konularıyla ilgili olanlar bunu çok iyi bilirler

Bir dil başka bir dilden her hangi bir kavramı/kelimeyi alırken eğer kendi diline ve seslerine uyuyorsa olduğu gibi alır. uymuyorsa onun fonetik yapısını değiştirir, ya kısaltır ya uzatır bazen başına bazen sonuna bazen ortasına harfler başka ses değerleri koyar bazen de başından ya da sonundan harfler eksiltir bazen da yanına bir kelime daha ilave ederek kullanır

Bazı örnekler verelim çünkü anlatacağım konuyu bu örneklerden hareketle anlamak mümkün olacaktır kelimelerin nasıl şekil değiştirdiğini bire bir görmemiz gerek

 Etimolojik sözlüklerden alıntı örnekler

Almanca Flug> sırpçaya plog>Tükçeye  pulluk olarak geçmiştir

Ebu-kureyş Arapça isim bu gün Romanyanın baş kenti Bükreş olmuştur

İbn- i yezid>beyazıt

Wandallar’ın yaşadığı bölgeye, Araplar bir kelimenin başına vav harfi geldiğinde yemin anlamı ifade ettiği için vav (W) düşmüş Andulusya (Endülüs) demişlerdir

Mesela aslında Sanktristçe olan kedi kelimesine İngilizler cat Almanlar katze demişler erkek kediye de kater demişler Almancada  katze olan kedi kelimesini bir de Mitze olarak söylemişler  

İlginç olan ise  Türkçede kedi aslında’ muş’tur ve Almanlar kediye aynı zamanda muschi derler

Kedi ye gel pisi-pisi anlamında,musch-musch-musch (muş-muş-muş okunur)seslenirler(bu benim tespitim sözlüklerden değil)

Muş-elma/alma zamanla muşmula olmuştur

Külliyat kelimesi Arapçadan Avrupa dillerine Kollege- Kolej olarak geçmiş

Arapça Esveed(siyah) kelimesi de keza Asfalt olup  çıkmıştır

Yine Sanktristçe bir kelime  olan kelime Tr. Birader, ing-brother,Alm.-bruder,Fl. Broer

Komşu= İng. neighbor.Alm.nachbar Fl.nabur –buurman

Türkçede bacanak kelimesi aslında İki kişi iki BACI-ALINIK söyleminden>bacanak olmuştur

Türkçenin Tilmaç(tercüman) kelimesi Dolmetcher olarak Almancaya geçmiştir

Türkçede aslında Sub (su)olan kelime Alm.suppe İng.soup Fr.soupe  olmuştur sadece çorba değil aynı zamanda yemeğin suyu demektir

Türkçenin atın arbaya ‘koşulması’Almancaya Kutche= at arabası olarak geçmiş

Eski yazıtlarda gördüğümüz ‘igit’  hata yanlış davranış anlamına gelen kelime Almanlar tarfından halk dilinde iğrenme tiksinti durumlarında bir ünlem olarak hala kullanılmaktadır ilginç olan, bu bizim, bu gün unuttuğumuz bir kelimedir(etimolojik sözlüklerde bu karşılaştırmayı göremedim)

Bu örnekler o kadar çoktur ki bazı kelimeler şekil değiştirmeden bazıları şekil değiştirek bazıları hem şekil hem de anlam farklılığına uğrayarak her hangi bir dilden diğerine geçmiştir

Buna kelimelerin ödünç alınması demek   daha doğru olur zira bazı kelimeler bir dilden bir dile geçip orada şekil değiştirdikten sonra başka bir anlam kazanarak tekrar ödünç alındığı dile geri dönebilmektedir buna bir örnek verecek olursak

Aslında Türkçe olan  tarı (buğday) önce Arapçaya gitmiş(zore-dore) orada ‘mısır’ anlamını yüklenip bize geri gelmiş ‘darı’ olup çıkmış

Hadi bir örnek daha verelim

Fransızca (törenlerde yapılan daha çok yeşiliklerle süslenen kemer-tak)tunnel kelimesi önce ingilizler tarafından yer altından kazılan geçit için alınıp kullanılmış sonra da bu anlamı kazanarak bildiğimiz tünel anlamında(tunnel) Fransızcaya geri dönmüş

İşte bu sepepten de bazı kelimelerin ilk çıkış noktasını bulmak çok zor olmaktadır

Buna da bir örnek vermeğe çalışayım

Acceptable= Kâbul edilebilir-lik

Kaabil

I m able to go= gitmeye yetkin durumdayım gitmek üzereyim

Je suis capable d'aller Fr.

Anlayabilirim

Bu örneklerde bulunan ABL/EBL  harfleri ortaktır ve anlamlar da ortaktır ya da çok yakındır

Bu aslında ebil-mektir

Kesin bir şey söyleyemem ama ‘bilmek’ aslında çok eski bir Türkçe kelimedir

Bunlardan başka bir de kelimeler olduğu gibi alınır içi boşaltılıp o kelimeye başka kavramlar

Yüklenir

Kelimelere başka kavramlar yüklenmesi sadece başka dillerden alınan sözlerde olmaz

Örneklendirmeğe çalışayım

Yemenden getirdiği baş örtüsünü aslında Yemene ait anlamında yemeni adıyla tüccar satışa

sunmuştur ve o yörede yemeni artık zamanla başörtüsü ya da yazma anlamı kazanıp çıkmıştır

Aynı olay başka bir yörede Yemenden  gelen ayakkabı ile ilgili gelişmiş ona da artık yemeni denmiştir

Yemeni bağlamış telli başına da Türkçedir

Ayağında yemeni diyen de biz olmuşuz, bakın nereden nereye

Bir örnek de Avrupa’dan verelim

Latince Monreo-monreo(monstreum) olan kelime aslında doğumda aşırı şekil bozukluğu ile doğan bebeklere verilen addır,o zamanın ortaçağ papazları bu doğumda hemen ölen ve korkunç görünümlü bu bebekleri özel sıvılar içinde büyük cam kavanozlarda muhafaza etmişler

kendi kurmuş oldukları düzene karşı gelen ve yola gelmesini istedikleri kişilere bunların bir koleksiyonunu özel bir sunumla göstererek kişileri ürküterek  etki altına almağa çalışmışlar

zımmen bak bizim elimizdeki güç işte bu kadar korkunç bizde ne hünerler var demeğe getirmişler

Bu olayın adına da demonstrasyon (Canavar görümlü olan şeylerin gösterilmesi)

Bu kelime bizde monstralık>mostra olmuş bir de demostrasyon olarak almışız gösteri var ama canavar yok /bazılarına göre belki de vardır

Şimdi Türkçede sahip olmak diye bir fiil yoktur ,elimizde olan kelimeler - ıs- ıssı-iye- şeklindedir ve bunlar sahip anlamına gelir fakat fiil değildir

Ne yapmışız

Arapça sahip kelmesini alıp ona olmak fiilini ilave etmişiz

Kavram olarak var ama fiil olarak biz de olmayan bir kelime adına da ‘sahip olmak’ demişiz

Buna benzer bir durum da Avrupa dillerinde olmuş
 

Üçüncü ve esas konumuz da zaten budur

Avrupa dillerinin bazılarının-Anglo-sakson- olmak fiilini Türkçeden almış olduklarını gösteren ip uçları var

Alırken de bu olmak fiilini çeşitli şekillere sokmuşlar

İşte bundan ötürü bu dillerde olmak fiili kuralsızdır ve bu kuralsızlığın sebebini avrupalılar kendileri de bilemiyorlar ben çok araştırdım bu konuda her hangi bir makale  bulamadım

 Nasıl olduğuna bakalım

İngilzcede

İngilizler olmak kelimesinin fonetik yapısı dillerine uymadığı için bunun yerine Türkçede çekime uğrayan’ Ben’ öznesini alıp ingilizcede bir fiilin son eki ‘en’ geçmiş zaman ifade ettiği için sonundaki n harfini düşürüp başına da kendi ön mastar eklerini (to) koyup to be demişler

Sonra da bizim yaptığımız gibi çekmeğe başlamışlar

Ben Cahit-İm >I m Cahit aslında aynı şeydir biri başta biri sondadır

İkinci tekil şahıs ingilizcede sen olarak  kullanılmaz you aslında siz demektir

Bu sebepten dolayı da ikinci tekil şahıs için de çoğul şahıs çekimi şeklini  almışlar

‘‘You are a man’’ ya da ‘‘they are the men’’ da kullanılan ‘ar’ siz-ler onl-ar’ın sonundaki ar aynıdır

Yine fonetik yapı gereği biz-iz in sonundaki iz ekini alıp üçüncü tekil şahıs için hayata geçirmişler

Üçüncü tekil şahıs için Türkçede her zaman bir çekim yoktur  gerekli yerlerde dır-dir kullanılır

İngilizler bunu da almışlar- hadi bir de şaka yapalım-ziyan olmasın diye bunu da aslında olmak anlamında olan bu dır dir son ek fiilini artıkel yapmışlar

Bu bir kitap= this is a book

Kitap bu-dur=this is the book- the ile dır- aynı kelimedir yeri değişmiştir

There is some thing =bir şey var(dır) burada kullanılan ‘there’ ile ‘dır’ da aynı köktendir

 bu aynı zamanda hep sorulagelen Türkçede artıkel var mıdır ya da hangi kelime bu artıkelin karşılığıdır sorusunun cevabı olması muhtemeldir

İngilizcede olmak fiilinin geçmiş zamanı ‘’been’’ dir bunu kullanmak için( have)sahip olmak anlamında bir yardımcı fiile ihtiyaç vardır, fakat to be fiilinin kendi başına geçmiş zaman şeklinin de oluşması için kendi dil mantıkları ile hareketle yine Türkçede bulunmayan bir kelime arayışına gitmişler- aradıkları fiil sahip olmak- (have)nin karşılığı sahip olmaktır

Buna denk gelen kelime ise Türkçede ‘var’ kelimesidir

Bunu da kendi fonetik yapılarına uydurup was-were demişler

Ben var gitmek- ben var oturmak- ben var acıkmak- diyen avrupalı dostlarımızı hatırlayalım

Başka neler var

‘This is bigger then that’ cümlesi  ile ‘’bu şundan daha büyüktür’’ cümlesinde sesdeş ve anlamdaş olan kelime( then) den dan kelimesidir

Lovely –ile sevgili de son ek( li) aynıdır

Türkçede  geçmiş zaman eki ‘’di’’ ile ingilizcedeki ‘’ed’’ takısı aynıdır

Türkçenin sığırtmaç saklambaç basmaç tilmaç kelimelerinde olan son-ek ile ingilizcedeki ‘’match’’çok yakın anlam ve sesdeştir

Ingilizcede son ek olarak kullanılan mak(er) sleep(er) ile bizim geniş zaman ekimiz olan gid(er) sev(er) aynıdır Almanca için de aynı durum söz konusu

İngilizce cup Türkçe kap aynı kelimedir

say=söy-lemek

tell = Türkçede (til)dile gelmek

İngilizcede I wonder if she is gone

Türkçe gid-ip gitmediğini bilmiyorum’ ip’ eki ve’ if’ aynıdır yeri değişmiştir

Almancada bu kelime ‘ob’ olmuş

İngilizce boy=oğlan arkadaş ile Türkçedeki boy/soy evlat

İngilizce toy=oyuncak ile Türkçedeki toy/düğün /eğlence/oynamak

Türkçede iyelik eki im/m ile ingilizcede ve Almancada kullanılan my, mine, mein aynıdır

Almancada

Almanca olmak fiili ‘sein’Seien’ dir Almanca fiilerde mastar eki en olduğu için sondaki ‘n’ düşmez

Aslında bu kelime bizim çekime uğrayan olmak anlamında kullandığımız ‘sen’ öznesinden başka bir şey değildir

Almanlar daha farklı bir yol izlemişler tekil şahısları ‘ben’ ile çekmişler çoğulları ‘sen’ ile

‘ İch bin’ ya da ‘ben bin’ aynı ‘bin’dir ancak bizde zaman içinde ben bin >ben in>ben im olmuştur bunu yukarıda görmüştük

Bin

Bist

Ist

 çekime uğrayan aslında ‘ben’ öznesidir

Almanca da da Türkçede olduğu gibi üçüncü tekil şahısta yalın hal kullanılmış b harfi düşmüş geriye ‘ist’kalmıştır diyebiliriz

Sind

Seid

Sind  

Çekime uğrayan  aslında ‘sen’ öznesidir

Bunun mantığı tekil şahıslar için ‘’ben’’ çoğullar için ‘’sen’’ öznesinin saçilmiş olmasıdır

Geçmiş zaman şeklinde ise aynen ingilizcede olduğu gibi sahip olmak anlamına gelen ‘var’kelimesi işlev kazanmış görünüyor

İch war

Du wärst

Er-sie-es war

İngilizcede olduğu gibi Almanca da da artikel olan keilmeler ‘der-die-das’aslında Türkçenin

‘dir-dır’ sonek/fiilinden başka bir şey değildir

Der Mann= Adam(dır)  örneğinde der ile dır aynı kelimedir yer değiştirmiştir

 

Flemenkçede

zein (sen öznesi) temel fiil olarak alınmış ama biraz daha karmaşık bir şekilde kendi dillerindeki fonetik gereği bazen ‘ben’ bazen de ‘sen’ öznesini kullanarak bu işi hal yoluna gitmişlerdir

Flemenkçe, Almanca ile İngilizce arasında bir yerdedir ve bu dilde ikinci tekil şahıs sen olarak kullanılır

Ik ben

U bent

Hij/zij is

wij zijn

jey bent

ze zijn

Geçmiş zaman çekiminde yine Almanca ve ingilizcede olduğu gibi kendi dillerinde geçmiş zaman yardımcı fiili olan sahip-olmak yerine Türkçedeki ‘var’ kelimesi devreye girmiş görünmektedir

Flemenkçede kullanılan ‘te-het’ artıkelleri de ses kayıbına/fonetik erozyana/ uğramış dir-dır ekidir

Almanca ve Flemenkçe birbirine yakın dillerdir bu diller ile Türkçenin yakın kelimelerine bakalım

Satı-vermek gidi-vermek oturu-vermek ile ver-gangen ver-kaufen ver-setzen de bulunan ‘’ver’’ neredeyse aynı anlam ve sesdeştir

Yine Flemenkçede mak ik Almaca mag ich şeklinde olan fiil ile bizim mek mak mastar ekimiz sesdeştir

Almanca(öl) weide Türkçe iğde

Üçüncü tekil şahıs öznesi olan ‘er’ erkek için kullanılır bizdeki ‘er’ ile aynıdır

Karstad Almancada iki dağ arasında bulunan don ve buz olan yer demektir-Kar

Almancada Bücken (eğmek bükülmek) Türkçeden bükülmek aynı kelimedir

Türkçe tas Almancada tasse (büyükçe fincan)

Felemenkçede  Tal  ile Türkçedeki Til/dil aynı kelimedir

Almanca best(en) deki son ek bizde ön de ve ayrı olarak kullanılır ve aynı anlama gelir (en) güzel= best(en) aynı anlamdadır

Aslında paarden (flemenkçe) olan pferd (at) başındaki çift anlamına gelen paar ve sonundaki çoğul eki olan (en)çıkınca geriye d-t harfi kalır buradan şunu çıkarmak mümkündür kelime aslında paar-at-en den kaynaşmıştır bir çift at demek olur

Almaca- İch habe heute so doll geweint

Türkçe- bugün dolu dolu ağladım doll ile dolu aynı anlam ve sesdeştir

İn diesem fall =bu durumda

Falıma/durumuma/ bakar mısın karşılaştırmasında fall ile fal aynıdır

 

Eski metinlere gördüğümüz atlıg açlıg bilig de olan lig/lıg eki benzeri anlamlar için

Almancada sonek olarak  gierig ab artig billig şeklinde kullanılmaktadır

bizde g harfi zamanla düşmüş  li/ lı olmuştur

Ergene/kon(g) kelimesinde olan kon vadi yamaç zamanla Türkçede koyun>

>konuşmak> konak> konuk>konmak anlamlarını kazanırken bu kelime Avrupa dillerinde

Konfor> konfederasyon>kongre>kensersius>şekillerine girmiş görünmektedir

Türkçe kon(g) Alamanca ( am)hang  haengen  aynı kelimedir

 

 

 

 

 

Fransızcada tespit ettiğim benzerliklere de değinmek isterim

Fransızca olmak ‘ être’ dikkatlice bakacak olursak bunun da ‘dir-dır’ fiili ile sesdeş olduğu göze çarpıyor

Ayrıca avoir ile var kelimesi fonetik olarak ve anlam olarak neredeyse aynıdır

Demek/dimek Fransızca= dire

Burası şurası içerisi dışarısı sonundaki ek Fransızca ici= burası

Vermeğe çalıştığım örneklerde ses değerleri kaybolmamış ya da az hasara uğramış olanlarını seçmeğe çalıştım

Dört yıl Nijeryada bulundum bu süre içinde orada kullanılan bazı kelimelerin de Türkçe ile anlamdaş ve sesdeş olduğunu fakrettim bunları da paylaşmak isterim

Yoruba/Türkçe                                                       

Oga=aga(aynı anlam)

Eda/eta=ata(aynı anlam)

Oko(dört farklı fonetiği var)kayık/araba/koca/erkeklik organı/ Türkçede ok/arabanın oku

Oba=yüksek makam kral Türkçede oba yüksek çadır bey/kral çadırı

Va=gel/var(aynı anlam)

İya=anne/ çocuk iyesi

 

Sonuç

Türkçemizin değerini bilelim onu hak ettiği yere getirmek hepimizin görevidir

Sizleri yorduğum için çok özür dilerim

Zahmet edip okuduğunuz için teşekkürler

 

Faydalandığım kaynaklar

Divanı lugat it Türk-Kaşgarlı

Eski Türk yazıtları-Hüseyin Namık Orkun

Karşılaştırmalı Türk lehçeleri sözlüğü-Kültür bakanlığı

Türk dilinin etimolji sözlüğü-İsmet Zeki Eyuboğlu

Türk dilinin etimojik sözlüğü-Hasan Eren

Almanca Türkçe sözlük-Karl Steuerwald

Türkçe  Etimolojik sözlük-Sevan Nişanyan

İzlediğim çeşitli sunumlar/basın-yayın

  

Buyurun bu konuda fantazi olarak ele aldığım bir Etimolojk taşlama

Okursanız sevinirim Bazı sözlerin anlamları doğrudur bazıları ise uydurmadır

YUH dedirten Etimoloji

 

Çok eski devirlerde

Türklerde din işlerine bakan kişilere KAM denirdi

Bir elinde KAMçı

Bir elinde KAMış asa

Belinde KAMa

Sırtlarında KAMbur

KAMu işlerine bakarlar

KAMU ya mistik işlerde yön verirlerdi

Aslında bunlar bu gün şaman denilen kişilerdi

Bu babadan oğula geçer

Onlara da KAMANOĞULLARI denirdi

Halk bu KAM'ın etrafında birleşir

Hep birlikte BAR tutarlardı

BAR ise birlik BARABARLIK demekti

Ki hala da öyledir

İşte bu kişilere KAM-BAR deniridi

Toylara çağrılır

BARABAR BARABAR BARABAR

Türküsünü KAMBARDAN dinlerler

KAM-BARsız düğün olmazdı

Ki bu da hala öyledir

Etrafında topluca içki içilen

BAR kelimesi de buradan çıkmıştır

Sonradan KAMANĞULLARINDAN

Bir kişi de vardı ki

Ona vahiy gelmiş ve o vahiy sebebi ile

KAMunun gözleri KAMaşmıştı

Bütün sosyal hayatlarını doldurmuştu

Ve de

BARışın Birlik ve BARABARlığın simgesi olmuştu

Ona bir de en yüksek saygı ifadesi olarak

BAY kelimesi ilave edildi

Adı BAY-KAM-BAR oldu

Asıl adı NUH olan bu şahsiyet

Yaptığı geminin KAMarasında yaşardı

Herkes ona biat etti

Ona hürmetle BAYKAMBAR diye hitabetti

BAYKAMBAR olduğuna inanmayanlar ise

Ona NUH demekte ısrar ettiler

Sonradan zaman içinde bu kelime

PEYGAMBER şeklinde söylenir oldu

O zamanlar biatta İNAT edenlere

NUH diyorsun BAYKAMBAR demiyorsun

Diyerek çıkışılır yola gelmesi istenirdi

Bu da hala böyledir

İşte bu işin aslı da budur

Şimdi hadi gelin

ister NUH deyin ister YUH deyin

İnanmıyor musunuz

YUH diyorsunuz ama BAYKAMBAR demiyorsunuz

Çok inatçı ve  BAR-BARsınız

Hadi bana eyvallah.... BAY-BAY

Ay KAM bak (I come back)......................Aykıri-Cahit.Telkök 30-11-2011-Belçika

 

 

 

Selam ve dualarımla

Hürmetler

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                      

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

( Türkçenin Maceraları başlıklı yazı Aykırİ tarafından 28.02.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.