(boyalara övgü)

Hastalıksız bir tablonun içinde ölüyoruz bazen, senden habersiz.
Bir söz ovası, sırtımızı toprağa değdirip de susuverdiğimiz.
Kalkma kalbimden, gönlüme güneş giriyor ve fırça darbelerin.
Gel zaman! Git zaman! Çok uzak bir şiirde bir gelincik tarlası
Nereye ölsek, kırmızı. Nereye hatırlasak parçalanıyor ırmaklar.
Ağzı olsa da konuşsa bu sana sığınmalarım, tüm vakitler bir ibadet sabrı.

(doğruya sövgü)

İnanma sen bütün bu yazılanlara
bunca sabıkalı palavralara
herkes kendi hüznünden mesuldur

( takribi beş dize)

içimde sabırsız bir firar arzusu
kendi sınırımı sınıyorum, yapmacık bir lirik havayla
bazen sadece sol gözümden ağlıyorum
o yüzden solak sanırım tüm ihtiraslarım
bunca solgunluğun yüzünden göremiyorum seni

(ruhumda tomurcuklanır teyemmüm vazifesi)

Tonajı yüksek ihtiraslarımın tarihi
Birinci yokluk dönemi
En sonunda yalnızlığım,
bütün mutlu kardeşlerini katledip tahta geçer. 
umarsızca fetih fantezileri. 
bir gecelik saltanatlar uğruna.

( Vektörel Ezgiler)

Hiç de sürpriz olmayan bir vedanın vesayetinde
bir taşım kaynatıyoruz geceyi
dudaklarımıza bulaşan köpüğü
hatırlayabildiklerimizle servis ediyoruz.

Ve nihayet nezaret ediyor
hanemizdeki vücutlar
nihai heyecanlarımıza

Bir iyilik yap da hayrına
ever beni bu şiirle...

Yine senin için bu harlı sofra
kursağımdan ye harflerimi.

Oktay Coşar
( Nezaret Hane başlıklı yazı marcel tarafından 2/19/2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.