Kaya Molla içinden "İnsanlık öldü mü ? Hem Allah'ın divanında hesabımız daha vahim olmaz mı ? Bu zalimler bana ne yaparsa yapsın ! diye geçirdi ve seslendi :

-Bu çocuk benden aman diledi. Ben onu azimüşşan olan Allah adına koruyacağım. Size teklifim gelin anlaşalım, güzellikle verin çocuğu.

Bu nutuğu büyük bir korku ile dinleyen eşkıyalardan biri, kahkaha atarak cevap verdi :

Bu çocuk da bizim gibi Hristiyandır. Adı Dimitri’dir. Biz onu babasına götürmek için geldik. Kaçmaya çalışınca iyi bir sopa attık , bu şımarık velede.

Kaya Molla’nın gözlerinden fal taşı gibi açılmıştı. Şaşkınlığı her halinden belli oluyordu. Çocuğa doğru baktı.

Mavi gözlerinden yaş döken mavi gözlü çocuk denilenleri doğrular şekilde başını önüne eğdi. Titreyen sesiyle tekrar bağırdı :

-Dedikleri doğrudur ama beni bunlara teslim etmeyiniz. Üvey babam evden kaçtığım için beni öldürür!

Kaya Molla çocuğun haline dayanamadı. Kararlı bir ses tonuyla seslendi :

-Dini, milleti ne olursa olsun önemli değil. Sarı altınları alın, sarı saçlı çocuğu bana verin!

Bu söz Ermenilerin hoşuna gitti. Gülümsediler :

-Hem sarı altınları alacağız, hem de senin canını. Atıl bu şaşkın ne dediğini bilmez, kafasını keselim demesiyle Kaya Molla eşeğin semerindeki baltayı kaptı üzerlerine yürüdü. Tüfeklerine uzanan Ermeniler yıldırım hızındaki darbelere karşı koymaktan aciz kaldılar. Yerde kanlar içinde yatan sarı saçlı Dimitri olanlara hayretle bakıyordu. Her iki Ermeni’de öldükten sonra Dimitri Kaya Molla’nın ayağına kapanarak :

-Biliyorum, seni Yüce İsa gönderdi; sen azizlerdensin, dedi.

Kaya Molla tebessüm ederek cevap verdi :

 -Ben aşağı yakadaki Libi köyünün hocasıyım. Senin gibi aciz bir ademoğluyum. Hadi gel, aç ve yorgun gözüküyorsun.


    Kaya Molla Dimitri’yi eşeğin üstüne bindirerek yola koyuldu. Köye ulaşana kadar sohbet ettiler. Dimitri sordu :

- Adın nedir?

— Kaya Molla

- Ben de Dimitri, tanıştığıma memnun oldum efendim.

— Neden babana gitmek istemedin?

- O benim babam değil, üvey babamdır. Asıl babam daha ben kundaktayken ölmüş. Üvey babam ise hep içki içip beni dövdüğü için ben de evden kaçtım. Arkamdan bu ikisini göndermiş. Sonrası malum siz çıktınız karşıma… Köye gitmesek olmaz mı ?

— Neden?
-Şey…


arkası sonra

 

                                                                  Simurg / Enes Yavuz

 

( Yusuf'un Hikayesi 2 başlıklı yazı Enes YAVUZ tarafından 12/29/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.