( Şehitlerim, Can Şehidlerim: 23)

(Hendek Savaşı’nda şehid düştü)

 

      Sa’d bin Muâz   (RA)

 

O, Mus’ab’ı Medine’den  kovmak istemiş,

Medine’de Es’ad evinde misafirmiş,

Es’ad ise, Muâz’ın akrabası imiş,

Akrabalık bağına önem verendi Sa’d’ım.

 

Sa’d dostu, Üseyd bin Hudayr’a görev verir,

Mus’ab’ı Medine’den atmak istemiştir,

Üseyd ki, Müslüman olup geri gelmiştir,

İman nurdur nas’ı çabuk yakar yiğidim.

 

Sa’d, kendisi gider teyze oğlu evine,

Kızgınlığını belirtir Mus’ab’a evde,

Dinlemiş Sa’d, Mus’ab izin istediğinde,

Kur’an’ı dinledikçe yumuşamış Sa’d’ım.

 

Mus’ab bin Umeyr davetiyle iman etti,

O, koşarak Akabe bey’atı’na gitti,

İman etmesi Medine’yi büyüledi,

Kalbini İslâm aşkıyla dolduran Sa’d’ım.

 

Sa’d, “Yemin olsun, böyle güzel söz duymadım,

Bilmediğim de çok şeyler varmış anladım,

İnanın bu söz karşısında duygulandım,”

Diyerek iman aşkını yakmakta Sa’d’ım.

 

“Sevinç Yılları” denir Akabe bey’atı’na,

Sa’d, iman etmişti, aile efradıyla,

Özel bir yer edinmiştir Resûl yanında,

İmanda, sarsılmaz bir kaledir yiğidim.

 

İri cüsseli, yakışıklı, uzun boyluydu,

Otuz bir yaşında iken Müslüman olmuştu,

Otuz yedi yaşında şahadetle buluştu,

Aydınlık yüzü olan yiğit Sa’d bin Muâz’ım.

 

Hz. Râsûlullah Medine’ye hicret etmiş,

Sa’d, mal varlığını dini uğruna vermiş,

“Benim olan her şeyim İslâmındır” demiş,

Beni Abd-i Eşhel’den olandı yiğidim.

 

Râsûlullah, Bedir öncesi fikir ister,

Muhacir ve Ensâr fikirlerini söyler,

Sa’d: “Bize ölüm emret, gideceğiz” der,

Râsûlullah’ı memnun eden yiğidim.

 

Bedir Savaşı’nda Müslümanlar coşmuştu,

Böylece de galibiyet nasip olmuştu,

Bedir Günü’nde İslâm güneşi pir doğdu,

Orada bir cengaverdi Sa’d bin Muâz’ım.

 

Uhud’ta, Râsûlullah’ı savunandı O,

Yere çakmışçasına sabit durandı O,

Adına yakışır büyük kahramandı O,

Yiğitliğin, cesaretin sembolü Sa’d’ım.

 

Hendek Savaşı hazırlığı zuhur etmiş,

Yahudiler, Kureyş’i bu savaşa itmiş,

 Râsûlullah, ashaptan fikirler edinmiş,

Allah adına savaş isteyendi Sa’d’ım.

 

Sa’d, kılıç kuşanıp Medine’ye seslendi,

“Bekle, hepimiz yaşayacağız şiddeti,

Ne güzeldir ölüm, gelince ecel vakti,”

Saldırı anında okla vurulan Sa’d’ım.

 

Hendek’te İbni Araka’nın oku gelmiş,

Sa’d’ın kolundaki atar damarı delmiş,

O, Rafide’nin gözetimine verilmiş,

Acılar içinde kalan Sa’d bin Muâz’ım.

 

Dostları O’nu mescide taşımışlardı,

Aldığı yara ashabı telaşlandırdı,

Mü’minlerle, müşriklerin harbi başladı,

Yürekten Allah’a dua edendi Sa’d’ım.

 

Beni Kurayza, Sa’d’ın eski dostlarıydı,

Müşrik ordusu mecbur savaşı bıraktı,

İslâm ordusu da Kurayza’yı kuşattı,

Yatağında sevinmişti Sa’d bin Muâz’ım.

 

Beni Kurayza’yla bir anlaşma yapıldı,

Resûl Muâz’ı getirtip fikrini aldı,

Muâz, kesin ve ka’ti çözümden yanaydı,

O kabileyi çok iyi tanıyandı Sa’d’ım.

 

Bu kabile, cahiliyede de azgınmış,

Sa’d: “Savaşçıları öldürülsün ama,

Kadın ve çocuklara dokunmayın” demiş,

Yarası kangrene dönüşürken yiğidim.

 

Beni Kurayza Yahudileri sapkındır,

Onlara yapılan kitaplarında vardır,

Hükümleriyle, kendileri yargılanır,

Bozguncuları çok iyi tanıyan Sa’d’ım.

 

Yarası her gün ağırlaşmış, iyi olmaz,

Râsûlullah, Sa’d’ın çadırından ayrılmaz,

Ecel gelmiş Sa’d, artık dünyada durmaz,

Şahadet şerbetini içen yiğit Sa’d’ım.

 

Resûl; “Melekler Hanzala’ya önce vardı,

Yine bizden önce de Sa’d’ın yanındaydı,

Bizden önce de dünyadan ayrılacaktı,”

Râsûlullah, duasına mazhar yiğidim.

 

Resûl; “Ey Ebâ Amr (Amr’ın babası)” dedi,

Allah Sa’d’a verecek vaat ettiğini,

Sa’d’ın oğlu Amr’da, Uhud’un şehidiydi,

Allah’a verdiği sözde duran yiğidim.

 

Resûl: “ Sa’d’ın cenazesi pek kalabalık,

Meleklerin çokluğundan yer bulamadık,

Bir melek kanadında dolaştırıldık,” der,

Yetmiş bin meleğin ziyaret ettiği Sa’d’ım.

 

Denilmekte ki; “Misk kokar O’nun mezarı,”

Defnedilirken yaşarmış Resûl gözleri,

Hasretle, hürmetle uğurlar sevdikleri,

Selamlar olsun sana yiğit Sa’d bin Muâz’ım.

 

Muâz: “Allah’ım! Bizi zaferden emin kıl,

Bu günü de şahadete götürücü yol kıl,”

Diye dua ederken,  bakıp sormalı akıl,

İslâm için, din için ne verdik yiğidim?

 

Sa’d, kişiliği insana ilham vermeli,

O, nereden nereye gelmiş düşünmeli,

O’nun gibi hak çizgisinden yürümeli,

Allah her şeye kâdir bilirsin yiğidim.

 

Dünyayla ukbâ arasında kıyas yapın,

Allah için Mü’min’e açık olsun kapın,

Sen hazırlıklı ol, de ki; “Ölüm çok yakın,”

Ukba makamı imanla olur yiğidim.

 

O günler ile bu günü kıyaslamak hata,

Bugün varlık sürdürmek kolaydır insana,

Hani: “Ölmem” diyenler, geriye baksana,

Tarih insana dersler verirmiş yiğidim.

 

Kabile, kabile birleşip büyüdüler,

Bir bir doğup, bir bir hayattan göç ettiler,

Anılmazlar, adını, sanını silmişler,

Yarın sende tarih olacaksın yiğidim.

 

Şair: Abdullah Yaşar Erdoğan

( Muaz başlıklı yazı rasay tarafından 19.11.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu