Yine duman sardı karşı dağları
Ha yağdı yağacak dolu mu desem
Tarumar olurken gönül bağları
Kapanmış muhabbet yolu mu desem

Dağlar ne tipiler boranlar saklar
Acının izini seneler paklar
Saçlarıma bir bir düşünce aklar
Tutmayan ayağı kolu mu desem

Güz gelir dağların yaklaşır sonu
Sert esen rüzgara çevrilir önü
Haniydi gençliğim nerdeydi yönü
Şaşırmışım sağı solu mu desem

Gözümün feri yok bakarım şaşı
Ağlasam nafile kurumuş yaşı
Bir sürpriz yap ara bu hafta başı
Yok pazartesi mi salı mı desem

Dağlar iklimini kışa sözledi
Geleceksin diye heran gözledi
Evimde eşyalar seni özledi
Camda perdeyi mi tülü mü desem

Telefonum çalsa değilsin soran
Zaten hiç olmadın hasreti saran
Eskimiş masamın üstünde duran
Saksıda kurumuş gülü mü desem

Beyaza boyadım gücüm yetmedi
Dünyamdan bir ömür siyah gitmedi
Renklerle hesabım daha bitmedi
Sarıyı pembeyi alı mı desem

Yine dağlar hazan yüreğim hazan
Çok şükür böylece yazmıştır yazan
Sela okur hoca duyarım bazen
Bilmem yaşıyor mu ölü mü desem

Unutmak isterken hep inadıma
Son noktayı koyup düşer yadıma
İmzamı atarak artık adıma
Allahın bir şaşkın kulu mu desem
Ayşe Kadıoğlu Yıldız
9-9-2012
( Ne Desem başlıklı yazı Ayşe YILDIZ tarafından 10.09.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.