Arkadaşım Hamit

Seni en son düğünümde gördüm

Hani Hasan sadıcımla aynı gün

Düğün yapmıştık

Daha benim gelin alcım gelmeden

Damatlık kıyafetimle

Köyün girişinde

Çiftetelli oynarken

Fotoğraf çektirmiştik

İşte şu an elimde

Kaç yıl oldu sayamadım

Geçenlerde köye vardım

Ağabeyinle iki laf ettik

Zaten beni gören

Ulen Necmi köyden bir gittin

Herkesi peşinden çektin

Köyde kimseler kalmadı

Okul kapanmış

Okulu boş ver köyde bir öğrenci varmış

Muhabbet arasında

Duydum ki hayat

Sana da oyun etmiş

Hiç kafana takma

Ederse etsin

 

Bilirim yıkılmazsın

İnatçının tekisin

Ne kadar zalim olsa da İstanbul

Elin itine, köpeğine yutulmazsın

İsterse dört duvar arasına koysunlar

Bu devirde tutulmazsın

Kimin elinden ne gelirse

Ne gelirse gelsin

 

Neydi o gençlik yıllarımız

Beraber top oynadığımız sahalar

Dile gelse de konuşsa

Kan ter içinde kalır

Ölümüne koşardık

Kene gibi yapışırdın

Karşına kim geçerse geçsin

 

Hele çocukluğumuzda

Kovboyculuk oynardık

Kostüm Hüseyin’in evini

Altını üstüne getirmiştik

Ben hep şerif olur

Sen de hep kötü rolde

Bir kerecik bile demedin

Rolleri değişelim diye

İllaki karşı karşıya gelecek

Sen beni vuracaktın ben de seni

Tadı çıkmıyor artık

Gel şu rolleri

Değişelim gitsin

 

Seni okula vermemişti baban

Okuyup da adam mı olacaktın

Hafta sonları köye gelir gelmez

Sadıç sinemaya gittin mi derdin

Yalan olur mu

Mecburen gittim derdim

Başından sonuna kadar

Anlattırmadan duramazdın

Gözlerin fal taşı gibi açılır

Ağzının suyu akardı

Alt tarafı bir sinema

İnsan bu kadar hasret duyar mı

Akşam karanlığı olur

Evden beklerler diye yalvarırdım

Yahu Hamit karnım zil çaldı

Artık bu sinema bitsin

 

Yaptığımız yaramazlıkların

Hangi birini anlatayım

Ağır da olsa şakalarımız

Bir başka tadı vardı

Hiç insan kurbağadan korkar mı

Sütçü Mehmet amca korkardı

Kahvenin içinde otururken

Ceketinin yan cebine

Kurbağa yavrusu koymuştun

Biz de geçtik karşı tarafa

Seyretmeye başlamıştık

Kurbağa hopladıkça

Huylanmaya başlamıştı

Elini cebine atar atmaz

Saniyelik mesele

Ceketi çıkarıp atarken

Sırtının üstüne yuvarlanmıştı

Bereket zemin tahtaydı

Allah korusun

Beyin kanamasından giderdi mübarek

Oralarda durulur mu

Dur da kafanı gözünü biçsin

 

Komşuların bahçelerinde

Hoşumuza giden meyve görmeyelim

Canımız çekiyordu

Ha yalan yok bak

Önce adam gibi isterdik

Veren de olurdu vermeyende

Vermeyenin vay haline

O gece

Ağaçların meyvalarını toplardık

Not da yazardık

Adam ol

Arada sırada bizden delisi çıkardı

Namlu doğrulmasın üzerimize

Tabana kuvvet kaçardık

Kaçmada göreyim

Saçmalar beynini delsin

 

Hele bir keresinde

Kenan’ların bahçesinde

Yemiş ağacının tepesinde

Kalakalmıştık sessizce

Gecenin bir saatinde

Nasıl duydu bizi

Bahçeye giren camız sanmıştı

Hüüülah diye bağırıyor

Eline ne geçirirse

Bahçenin içine fırlatıyordu

Arkadaşlar kaçarken

Gündöndü sapından avluyu

Yerle bir etmişti

Peşlerinden küfürler bin parça

Körmüydü neydi

Bizi görememişti

Deliler gibi dolandı

Hani erkeklik nerde kaldı

Sesini çıkarda göreyim

Kenan’ın babası ne dedi duydun mu

Sen de benim gibi itsin

 

Vay be Hamit

İnsanlar bizi kılıktan kılığa soktular

Ne yaparsan yap

Beğendiremiyorduk kendimizi

Hadi benim köyden gitmem kurtuluştu

Sen niye sorgusuz sualsiz çekip gittin

Aklına da gelmiyor

Neden aramıyorsun

Yolun açık olsun

Nereye gidersen git

Arkadaşım Hamit

 

 

07.07.2012

 

( 607- Arkadaşım Hamit başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 7.07.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.