Eskiler getti de gelmeli oldu,
Gel de gör köyünde köylük mü galdı?
O değerler birer birer hep öldü,
İstersen kandil yak ara Deyzoğlu.
Deme ki köyünü boşa kararsın,
Neyi yitirdin de sen ne arasın?
“Esk’ekin”den havadis mi sorarsın?
Havadisler kara kara Deyzoğlu.
Gecekondu “Ağdaşlara” ulaştı,
“Yılgınlıya” çiftlikçiler doluştu,
“Uluyol’da” villacıklar oluştu,
Dutuyo başımı sara Deyzoğlu.
“Bacakgeren’lerde” gözüm sağridi,
Sakızlık burnu’nda dizim fağridi,
“Kuyu Pınar’ının” suyu kurudu,
Yanıyo yüreğim çıra Deyzoğlu.
Davulu zurnayı susturdu eller,
Haleyi sinsini götürdü yeller,
“Mastikaynan” kıvırıyo gobeller,
Atılmıyo gayrı nara Deyzoğlu.
Bilirsin ki mazi geri gelmiyo,
Eski güzellikler öyle galmıyo,
Doğrusu ya benim aklım ermiyo,
Belki senin aklın ere Deyzoğlu.
Mezarında mal gudüyok ölenin,
Kalan sağlar arayanın bulanın,
Künyesi okunmaz ”Karayılan”ın,
Tevellütün kimler sora Deyzoğlu.
Deyzeni sorarsan ağsıyo kıçı,
Çebişin postuna benzedi saçı,
Başına belâdır ikicik koçu,
Olamadık getti çare Deyzoğlu.
“Küpkıran’ın Kamil” kefeni yırttı,
Ezrâyil babamın böğrünü dürttü,
“Gıdo’nun” ömrü arttı da arttı,
Bilmiyom kimdedir sıra Deyzoğlu.
“Çil Kamil Emmi’m” tekliyo birez.
“Şahander Nene’me” soluğu garez.
“Fevzük Aba’ma da” musallat maraz,
Çıkar mezerlikte tur a Deyzoğlu
Hafızı sorarsan Hafız hep aynı,
“Kanberler” oldular oğlunun kaynı,
Gine muziplikte hep aklı beyni,
Vermiyo bi’ zerre fire Deyzoğlu.
“Mahir’inen Arap” getti bilirsin,
“Aniş’in Me’med’i” belki bulursun,
Gelsen kimlerinen masa kurursun,
Kim kaldı o ceme gire Deyzoğlu.
Dilim dönmez her bi’şeyi sayası,
Hepsini an’adamam doyası,
“Deli Gazi” gine köyün kâyası,
Başka da rakip yok zira Deyzoğlu.
Beni sorar isen ben aynı benim,
Yarın ölsem hâlâ yoktur kefenim,
Kader değil amma kader diyelim,
Adam olamadık bre Deyzoğlu.
Bilmem ortak mısın benim acıma,
Biz bizlikten çıktık gider gücüme,
Dedi kodu bacıma da bacıma(!)
Sıraladık sıra sıra Deyzoğlu.
KURTOĞLU’M kesildi kolumun feri,
Gözümden getmiyo eskinin yeri,
Eyice başını ağrıttık heri,
Sohbetimiz burada dura Deyzoğlu.
29-Aralık–1994
(Merhum Teyze oğlum, Orhan Fikri SAĞLAM’A)
(Söyleyiş biçimi yerel Çorum aksanıdır)