Ayaza çalıyor düşler
Zifir geceler yanıyor yüzünü çaktığım beynimde
Cehennem bile yokluğunun yanında sönmüş bir volkan
Damarlarımdan susuz nehirler akıyor kan yerine
İçimde yorgun akşamların sızıları
Karanlık çığlıklar atıyor öbek öbek
Gözlerim yavaşça kapanıyor sensizliğe
Duvara vuran gölgende kayboluyorum



Avuçlarım acıyor dokunamadığım ellerinden
Asırlık nasırlarına bakmadan
Öyle biçare ki..


Hüzün kokan yorgun ayaklarımı sürüklüyorum tenhalara
Alnımdaki her derin çizgi seni anlatıyor
Seni anınca kıpırdanıyor yorgun yüreğim
Hani hep derdin ya
“Sen vaktinden sonra gelensin”
Off……..
Ne ağır sancıdır bu içimi yakan
Ben şimdi ağlıyorum…



Kime sorsam senin büyüklüğünden bahsetti
Oysa ben yıkık limanların bekçisi
Onurlu taşların hayat emekçisi
Kabuğundan çıkamamış sessiz bir isyan
Anlatsa beni geçmişimden seçtiğim doğrular
O kadarım işte
Güneşi saçlarından yakalamak niyetine
Düştüm yollarına
Rotamı arıyorum…



Şimdi;
Gerdan kırıyor boğazdan yankılanan yakamozlar
Ben balık gözlerinden süzülen iki damla yaş
Üşüyorum sensizlik sardıkça göğsümü
O eski lokanta,
Kuru bir tahta masa
Hala bıraktığın gibi.
Bilirsin ! Karanlıkları sevmem ezelden beri
yaşanmış yanlarıyla bırakıp bu şehri..
Ayrılık suretini ısıtmak için
Yakın bu şehrin tüm ışıklarını
Yarın var mı?

Korkuyorum…






adem efiloğlu / bir garip ademoğlu
( Yakın Bu Şehrin Tüm Işıklarını başlıklı yazı AdemEFİLOĞLU tarafından 25.07.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.