Yanlış bildiğimiz o kadar şey var ki hayatımızda… Anlamını bilmediğimiz halde ona yanlış bir mana yükleyerek; anlam kötüleşmesine, anlam kaymasına ve anlam değişmesine yol açtığımız o kadar kelime var ki lügatimizde! Aslında söylediğimizde karşımızdakine iltifat etmiş sayılabileceğimiz bir kelimenin başınıza olmadık işler açması ve sizleri zorda bırakması hiç de yabana atılası bir hal değil. Bugün yoğunlaşacağımız kelime bir kuş adı olan: “ANGUT” 

                   Gerçek manada etrafımızda o kadar ANGUT var ki! Angutluğu yaşayıp da Angut olmadığını söyleyen o kadar eşhas var ki! “Sen bal gibi de Angutsun.” kardeşim dediğimizde kafamızın ortasına inecek olan cismin elbette ki kafamızın içindekileri yerli yerine oturtacağı kesindir.
               Angut birisi bir salaklık yapınca, bir laftan anlamayınca, böyle boş boş bakınca hemen Angut musun? deriz. O da “Vay sen bana nasıl Angut dersin!” deyu hemen üzerimize atılır bir aslan gibi…
               “Angutçuğum gelsene az biraz” desek ezkaza bir arkadaşımıza! Sonunuz hayrolur inşallah! “Bak güzel kardeşim, sen beni yanlış anladın angut güzel bir kelime, manası çok derin… Beni dinle lütfen! İltifatım bu sözde zahirdir.” gibi ders verici konuşursanız dahi kırılmış kalpler skorborduna bir arkadaşınızı daha eklemiş olursunuz. Bu kendi kalenize atmış olduğunuz bir goldür. Ve gol krallığında da sayılan, hatırı olan bir goldür.
Oysa bu isimden hareketle alacağımız o kadar güzel dersler var ki yazmakla bitmez.
 
                         Kim derdi ki bir Angut Kuşu âdemoğluna örnek teşkil edecek…Kim derdi ki Angut kelimesi hapsolduğu anlam kötüleşmesinin beyinlerdeki zincirlerini kıracak ve gerçek hüviyetine girip yer edecek.
Diyalog halinde cereyan eden ve ardında mutlaka bir kazaya sebebiyet veren şu muhabbete bakın. Angutluk hakaretvari bir söz olarak milletin kafasının içine işlemiş. Onu değiştirmek deveye hendek atlatmaktan beter bir durum.
1.Şahıs: “Hey angut kafa baksana!”
2.Şahıs: “Bana mı dedin?”
1.Şahıs: “Yok babana, tabi ki sana söyledim.”
2.Şahıs: “Vay ben senin…”

                       Gelelim asıl vermek istediğimiz mesaja!

                      Angut bir kuştur onu yanlış yorumlayan boştur. Zaten bu yazıyı yazmak da pek hoştur. Laf u güzaf olsun diye değil, bilinen bir yanlışı, yapılan bir haksızlığı düzeltmek için hoştur.

                       Angut bir kuş türüdür. Kuş türüdür derken dahi keşke insan türüdür diyeceğim geliyor. Ve Angut gibisi yok dünyada ona üzülüyorum. Sana edilen onca haksızlığa yanıyorum. Nice insana senin isminle sözde hakaret ediliyor, senin isminle sözde laf vuruluyor. Özde bunu hak etmediğini düşünüyorum Ve ne bahtsız bir kuşsun ki insanın en salağına bir laf olarak konuyorsun. Hâlbuki insanın en alasına etiketsin.

                        Esasen duygusal ve sadık bir yönü var bu kuşun. Bağlılığın tek örneği, sadakatin tek kalemde geçileni, kuşların en efendisi, en saygıyı hak edeni… Çok insanın örnek alması ve ibret alması gereken yönü var bu kuşun.
Angut Kuşu’nun eşi öldüğü o an, yanına yılan, çıyan, aslan gibi yırtıcı zehirleyici mahlûkat ve ismi ile dalga geçtiğini zanneden herhangi bir insan dahi gelse; yağmur, kar, boran olsa dahi; balici, tinerci, kapkaççı yanaşsa dahi; darbeci, eylemci, tetikçi yanında bitse dahi Angut Kuşu rahmetli eşinin yanından ayrılmaz. Cesarete bak bir, hüzne bak iki, çay demleme üç! Hangi insan önce canan der ki! Önce can, çünkü tatlıdır. Bu hüznü hangi yürek taşır ki! Hüzün gözden dökülen üç beş damla yaş ile ortaya konmaz, sadece yaşanır içten içe, derinden derine… Bir fay hattı gibi bütün hücrelerini sarar bedenin uçtan uca…Angut Kuşu gözlerini bir an bile olsa eşinin cesedinin üzerinden ayırmaz. Çünkü vurgundur ona, geçmişten bugüne bugünden sonsuza değin. Onun başucunda durur yasını tutar. O yas ki;
“Eşini gaib eyleyen bir kuş gibi
Geçen eyyâm-ı nev-bahârı arar." (Lerze: titreyiş, gaip: kayıp, eyyam ı nev bahar: ilkbahar günleri) ...diyen Cenap Şahabettin gibi…

                    Eşi için ölsün de kurtulalım ve yeni aşklara yelken açalım diyen erkeklere ne güzel bir örnektir bu ifade… Bir kuş dahi bunu yapabiliyorsa ve eşinin ölümü üzerine başına karalar bağlayabiliyorsa ve ölenin yasını ömrünün geri kalan kısmının tamamında tutabiliyorsa, insan ne yapmaz ki! (İnsan hiçbir şey yapmaz)
                  Ve Angut kuşu eşinin ölümünden sonrada kendisine bir eş bulmaz. İçinde hep onu yaşar ve ömrünün ahirine değin hep onu yaşatır.
                  Ne aşk ama!

( Angutizm başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 13.12.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.