Yirmi dört yıl önce almışım ilk nefesimi,
O gün, ruhumu sarmış sarmalamış bu beden.
O gün bu gündür, tırmalıyor şeytan nefsimi,
Velhasıl, çeyrek asırlık emanetçiyim ben.

Yine nisan gelmiş evimin takvimlerine,
Son yağmur damlaları düşerken yeryüzüne,
Çok sürmez kuru dallar tomurcuklanır yine,
Bir, nisan günü doğmuş, baharın oğluyum ben.

Yaban eller dikenini avuçlar da gülün,
O, ipekten sesine katlanmazlar bülbülün,
Kırılıp gönlü terk-i diyar etse de güzün,
Yine bir nisan günü, dönen o bülbülüm ben.

Ömür dedikleri yol kaç yıl, kaç asır heyhat?
O yol ki, kimine azap, kimine seyahat.
Adım adım yaklaşılan son duraktır hayat.
Bir, nisan günü, bu yola girmiş yolcuyum ben.

Bir nisanda dünyaya getirmiş beni anam,
Daha benim yaşımdayken baba olmuş babam,
Ana sıcaklığından yoksun olsa da yuvam,
Babamdan olma, anamdan doğma Erdem''im ben.



Şah-ı Kelâm
( Bir Nisan Türküsü başlıklı yazı Erdem Bozkurt tarafından 3.09.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.