ŞİİRİN HİKAYESİ.
((Her sabah otobuse bindiğim durakta karşı ağaçta bir saksağan yuvası vardı.bende hep otobus beklerken öyle seyrerdim.Her bahar yuvayı onarır yumurtalarını bekler cücüklerini  büyütürdü.bu yıl belediyeden ekipler önce ağacı keserek yuvayı bozdular.Çok geçmedi bir sabah baktım oracıkta sanırım araba ezmiş,ve yoldan geçen bir yetişkin bir çocukta ölen kuşun leşini tekmeliyor.Hayat ne kadar  çözülmez ve anlamsız yorumu size bıraktım....
Koca şehrin sokağında,

Bir agacın dalında,

Çer çöp ile çatmıştı,

Derme çatma bir yuva yapmıştı.

Belediyeden ekipler,

Sabah ın erken vakti o sokağa geldiler,

Ağacın dalllarını balta ile kestiler ,

yuvasının yerinde yelleri estirdiler,

saksağını üzdüler,

yuvasını bozdular,

ilmek ilmek ördüğü ,

yuvasını
düğüm düğüm çözdüler…
 

Daha mevsim kış idi,

Kar boran düşmüş idi,

Bir kırıntı ekmeğe gözleri düşmüş idi,

Kanadını süzerek,uzattı gagasını,

Bir ürperti sezerek bitirdi son dansını,

Saksağanı  vurdular,kanadını kırdılar..

Küçücük yüreğine  acıları koydular.

Hoyrat uzanan eller,

O narin bedenini lime lime ettiler,

Buda yetmezmiş gibi  birde tepik attılar..

Saksağanı ezdiler,

Bir şey olmamış gibi,
salınarak gezdiler….
 
DUDU BAYRAM
03 06 2011
( Saksağan Ve Yuvası başlıklı yazı dudu-bayram tarafından 6.03.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.