Makale / Eğitim Makaleleri

Eklenme Tarihi : 30.05.2009
Okunma Sayısı : 1559
Yorum Sayısı : 1
CEMİL MERİÇ’İN AKIL DEFTERİ

M.NİHAT MALKOÇ


Türk milletinin âb-ı hayat hükmünde değerleri ve değerlileri vardır. Bunlardan birisi de Cemil Meriç’tir. Meriç, ömrünü düşüncenin girdabında geçirmiş, Osmanlı’nın inkırazını içinde yaşamış ve hissetmiş bir akıl hocasıdır. O, fikir namusunu yüreğinin derinliklerinde hissetmiş, eğilip bükülmeden ve yalpalamadan dimdik ve haysiyetli bir duruş sergilemiştir.

Cemil Meriç, genç yaşta görme yetisini kaybetmesine rağmen ömrünün son anına kadar bu milletin selâmeti için düşünme gücünü diri ve canlı tutmuştur. Bizim görmediklerimizi görmüş, bizim hissetmediklerimizi hissetmiş, bizim duymadıklarımızı duymuştur. Bu ülkenin gençlerine yepyeni ufuklar açmıştır. Bizler ondan çok şey öğrendik. Doğuyla Batı arasında sıkışıp kalan bu milletin kurtuluş reçetesini o sundu bize.

Türk mütefekkirleri arasında sözüyle özü bir olanların başında gelir Cemil Meriç… Bu büyük Türk aydınının adını muhayyilemize kazıyan birbirinden güzel ve çarpıcı sözleri vardır. Bunlardan bir buket yapıp sizlere sunmak istiyorum:

“Sol ve sağ… Çılgın sevgilerin ve şuursuz kinlerin emzirdiği iki ifrit… / Kendi gerçeğimizi kendi kelimelerimizle anlayıp anlatmak, her namuslu yazarın vicdan borcu. /
Murdar bir halden muhteşem bir maziye kanatlanıp uçmak gericilikse, her namuslu insan gericidir. / Kelam, bütünüyle haysiyettir. / Kamus, bir milletin hafızası, yani kendisi; heyecanıyla, hassasiyetiyle, şuuruyla. / İzm’ler idraklerimize giydirilen deli gömlekleri. /
Slogan, ilkelin ideolojisi. / İdeolojiler, uçurumları aydınlatan hırsız fenerleri. / Kitaptan değil, kitapsızlıktan korkmalıyız.

Hafızaya çakıl taşı gibi saplanan bilgi kırıntılarına yeni bir ad bulduk: kültür. / Kitap, istikbale yollanan mektup… Smokin giyen heyecan, mumyalanan tefekkür… / Tarihimiz, mührü sökülmemiş bir hazine…. / Her toplum bir kitaba dayanır: Ramayana, Neşideler neşidesi veya Kur’an… Senin kitabın hangisi? / Duygunun asaleti, kuvvet ve isabetindedir. / Yığın düşünmez, maruz kalır. / Bayağı, hissetmeyendir. / Gerçek hükümdarlar, ebedî hükümrandırlar. Hazineleri yağma edildikçe zenginleşirler. / Meçhule açılan bir kapıdır kitap. Meçhule, yani masala, esrara, sonsuza… / Mütercim, mutlak’ı arayan bir çılgın, “felsefe taşı”nı bulmaya çalışan bir simyagerdir.

Şiir ne bir teşrih masasıdır, ne bir teşhir çarmıhı... / Polemik zekâların savaşıymış. Zekâlar birbiriyle savaşmaz. Kinlerin, peşin hükümlerin, gizli çıkarların savaşı, polemik. Eski bir inancı yok etmek isteyen yeni bir düşüncenin savaşı… Ve her mübariz kendi cephesinde muzaffer… / Yaşayanları yöneten ölülerdir. Demek ki öldürülmesi gereken ölüler de var. / Gitmek, kaderin hatalarını düzeltmektir. / Kahramanlık, hatada ısrar etmemektir. / Asya’nın bütün evlatları içinde Batı’nın ilk benimsediği: Zerdüşt… / Aldatmayan tek sevgili var dünyada: mutlak güzel…”

Cemil Meriç dünyaya ve yaşanan hadiselere hep ibret gözüyle bakmıştır. O, hadiselerin görünen yüzünü değil, içe yansıyan cephesini teşhir ve tespit etmiştir. Hayata pembe gözlükle bakmadığı gibi kalın camlı, koca çerçeveli gözlüklerin arkasından da bakmamıştır. Olması gereken noktada durarak gördüklerini teşhir ve tespit etmiştir. Onun dünyaya, hayata ve insana bakışını yansıtan veciz sözlerine kaldığımız yerden devam edelim:

“Her çağ kendi kelimelerini söyletmiş kelimeye; her demagog(lâfazan) kendi yalanlarını… / İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime… / İrfan, kemale açılan kapı, amelle taçlanan ilim... / Kültür, homo ekonomikus’un kanlı fetihlerini gizlemeye çalışan birer şal... / Kültür, kaypaklığı, müphemiyeti ve seyyaliyetiyle Avrupa’dır. Tarif edilmeyen, edilemeyen bir kelime… / Batı’nın düşünce tarihi akılla naklin mücadele tarihi… / Din, Avrupa için bir afyondur, bütün ideolojiler gibi…

Avrupa tarihi, bir sınıf kavgası tarihidir. / Raskolnikov sarsıntı geçiren bir toplumda yapayalnızdır. Dosto gibi... / Şuuraltı(psikanaliz) her istediğini kolayca elde eden mutlu azınlığın imtiyazı… / Kendini tanımak, marifetlerin marifeti… / Belki de medeniyet uyuyor ve zaman zaman rüya görüyor. / Savaş bir irşat… Savaş, ışıkla karanlığın diyaloğu… Düşman, gözü bağlı olandır. / Bu çökmeye hazır medeniyet üç sütün üzerinde duruyor; süngü, açlık, fuhuş…/ Tarihi yaratan, fertle yığın arasındaki anlaşmazlık…

Çatışmasız toplum beraber otlayan, beraber geviş getiren adsız bir sürü… / Tarihin mimarı: isyan, kadere, zamana, insana… / Dahi, münzevi bir yıldız; anasız doğan çocuk, anasız doğan ve zürriyetsiz ölen… Zirveden zirveye akseden şarkı… / Kronoloji: aptalların tarihi… / Din, bir susuzluk, sonsuza karşı duyulan özlem. Bilgi değil, aşk… / Hapishane, maskelerin çıkarıldığı yerdir. / Mahalle kavgaları, tefekkürün zirvelerine ulaşmamalı…”(Bu Ülke- Cemil Meriç-İletişim Yayınevi)

Cemil Meriç’in defalarca okuduğum şaheseri olan ‘Bu Ülke’ den derlediğim veciz sözlerden bir kısmını sundum sizlere. Bu belâgatli sözlerin her biri bir kitap hacminde anlatılacak duygu ve düşünceleri yoğun bir içerikle anlatıyor. Uluslararası düzeyde itibar gören ve içinde yaşadığı topluma eleştirel gözle bakabilen bu güzel insanı anlamak için kafa yormamız gerekir. Zira onun teşhis ve tespitleri müşahhas hakikatlerden besleniyor. Cemil Meriç’in akıl defteri bizim ilham kaynağımız olmalıdır. Aksi halde kendi etrafımızda döner dururuz. Azgın dalgalara ve şiddetli fırtınalara karşı sakin bir limana sığınamayız.

( Cemil Meriç'in Akıl Defteri başlıklı yazı M.Nihat Malkoç tarafından 30.05.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.