SENİN ADIN; YALAN

Fırtınalardan yorulmuş bir garip sandalın, sığındığı küçük bir limandın sen benim için. Son limanımdın..
Geride kalan tüm acıları, unutmuştum bile daha seni görür görmez. Çocukluktan kalma, saf bir kalp vardı avuçlarına bıraktığım.
Islak saçlarım, titreyen ellerim ve yorgun bedenimle karşındaydım işte.
Her defasında bir parçamı alıp götüren, bitti dediğimde yeniden başlayan; bir tebessüme, bin göz yaşı döktüren acılar içinden çıkıp gelmiştim sana.
Ürkekti yüreğim, dokunsan yine hıçkırıklara boğulacaktı sanki.
Ne vardı? Ne vardı tutup yüreğimi, alsaydın avuçlarının arasına.
Sımsıkı tutup ısıtsaydın.
Göz yaşlarımı dindirip, şefkate muhtaç bir çocuğun yanağını okşar gibi, sarsaydın kollarına…
Görüp de görmezden geldiğin, bilip de “bilmem” dediğin, alıp da vermediğin kalbim; bir hüsrandan bir hüsrana, adım attı sayende.
Senin adın; Hüsran…

Mavi sandığım gökyüzü, siyaha büründü gözlerinde.
Sevdalar, gökyüzündeki yıldızlara asılı sanırdım,
Bir bir yıldızları düşürdün üzerime..
Şimdi; hayallerimde büyüttüğüm deli taylar, koşmuyorlar ayak basılmamış çayırlarda.
Uçurtmalarım, her defasında kaybolup gidiyor gökyüzünde.
Artık; tek yapraklı güller yetişmiyor saksılarımda.
Uzayıp giden yolların sonu, pustan görülmüyor.
Söylesene;
Bu sevdanın bana düşen payı, böylesine kahırla mı dolmalıydı?
Bu kadar zalim mi olmalıydı yüreğin?
Aşkımı, kana mı bulamalıydı gönül hançerin?
Sende, giden vefasızların kervanına adım attın işte,
Sende yaralı bıraktın bu aşk yolunda beni,
Öylece bıraktın,
Acımadın,
Utanmadın,
Gönül bahçemi, birde sen savurdun şimdi,
Henüz baharında soldurdun bütün güllerimi,
Senin adın; Hazan…


Bu kaçıncı kahroluş, sayısını unuttum?
Kaçıncı ayrılık şarkısı söyleyişim?
Son mısrasına geldiğimde, yırtıp attığım kaçıncı şiirim?
Oysa;
Elimizi uzatıp, tüm mavileri toplayacaktık gökyüzünden,
Umut dolu yarınlara, binlerce köprü kuracaktık,
El ele olacaktık;
El ele olmak için, kalbi kalbe nakşedecektik,
El ele olmak için, el açıp Allah’a dua edecektik.
Ama; gitin.
Verdiğin bütün sözleri,
Ettiğin bütün yeminleri, hiçe sayıp gittin.
Ardına bakmadan gittin,
Kalbime vura vura gittin.
Canımı, ala ala gittin.
Gittin; ve, kahrettin.
Senin adın; Yalan…

ZEKİ YÜCEEL / DUYDUĞUM SESSİZLİK - MART2007
( Senin Adın; Yalan başlıklı yazı zeki-yuceel tarafından 19.05.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu