Ufuklarıma ışığın gölgesi düştü.

Sükûtun yankısı küskün ozanların kulağına düştü.

Neden dalgalar hırçın vuruyor ayaklarıma yâr?

Gözlerime çoban yıldızının yakamozu düştü.

Ben senin yollarına düştüm.

Yalnızlıklar benim yollarıma düştü.

Oysa bir lahza nazarın içindi ah..

O nazar rüyalarımı süsleyen bir düştü..

 

Güneşi koynuna almış bir gölün parmakları dolanır saçlarımda

Ağladığımı kim anlayabilir ki yâr?

İçimde gecenin yargıcı susmak bilmiyor

Mahkûm ise hiç konuşmuyor.

Susmak kabullenmek midir?

Sanki kızıl taylar tepiniyor bilincimin derinlerinde

Sen de mi sustun yâr?..

 

Gecenin yangın yerinde soğuk, acı bir kül var

Hercai ömrümde bedbaht bir yüz..

Seslerin sükût bulduğu diyarlarda tiz bir çığlıktır gölgem

Pervaneleri taktım parmaklarımın ucuna

Beni ateşin aşkına sürükler

Ruhum kuru bir kabuğun içinde

Bir tas su versene yâr..

 

Dağlara özenip de büyüttüm hasretimi

Küçücük kalan ben

Hasretin gölgesinde üşümeyi öğrendim

Sevginin ılık atmosferini düşleyerek

“Düşünmek zamanı değil kalk ve yürü” dediler

Yüreğime inen kramplar ayaklarımı da engeller yâr..

 

                        Canıma ten değdi, gözüme yaş

                        Düşüme güz değdi, yüreğime taş..

( Yar - 2 başlıklı yazı Elmas Çayırcı tarafından 17.09.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.