Türkü kokardı ellerin,
Bazen acı bir beyit, yapışırdı yakana,
Bazen suskun bir aşk dudaklarında,
Kurulurken hergün içindeki mahkeme,
Sezsizliğine ihanetti, gözlerindeki isyan.

Sonbahar yapraklarda son kez solurken,
Terlerdi ellerinde kelimeler,
Hüzün, tasvir ederken kendini yüzünde,
İnat bir gülümseme süzülürdü,
Kırık bir ışıkla beraber.
 
Karanlığa nispet bir ıslık döşü, bağrı açık,
Dağılırdı ,soğuk kaldırımlara düşerken,
Üşürdü ayaklarında tıpkı eskisi gibi,
Mağrurluğuna saklanırdı,  en acı yüzün.
 
Ağrırdı en çok gün ağarırken,
Yarısını alan yüreğinin,sevdalardan kalanları,
Pusuda beklerken bileğini büktüğün yalnızlığın,
Yarin olmuştu sanki ,soğuturken  alev, alev sineni.

 
Türkü kokan ellerini öptüğümden beri,
Hasret ve çileye bürünmüş bir Türküyüm şimdi,
Bende,  senin yüreğinden dudaklarına düşerken,
Söyle taşıyor mu selamı mı, Turna kuşları? 
Gönülden gönüle bu Türküde de?
Ümit Seyhan
 
 
( Turna Kuşları başlıklı yazı Ümit Seyhan tarafından 12.09.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.