Kendi ateşinin dumanını solur insan
Günah çukurlarına üşüşür kara sinekler 
Örümcek ağlarına doğar güneş 
Kuşlar oynaşır ham elma dallarında 
Çırpı bacaklı umut kırıldıkça  kırılır 
Yakılır bir lokmalık ekmek tandırında 

Durduk yere küsülmez bilesiniz hayata 
Durduk yere gözbebeklerine ateş 
Kirpik diplerine kan yürümez
Diş geçmek o ümitler hep  bendim dersin 
İnce belli bardak gibi 
Her neşeye ortak 

Gölgede kaybolan o ışıltılar 
Yalanıdır taze yeşilin  
Bir avuç sır tutsam en derin nehirlerden 
Mütekemmil
Sevgili 
O Sevgili 
Paslı bir zırhmış
Beni bana giydiren  
 
Zaman denen eski lastikle 
Sapan yapıp sevda vuran 
Bilmez misin en çok 
Kansız yaralardan us/ lanır insan 
Kopar elleri bileklerinden 
Yorulur diz kapakları 
Çamurla karışık şeftali kokan

Diyemezsin kimsenin gıyabında
Gevşetemezsin bilince takılan kemerleri 
Herkesin kendi içinde kıvrılıp uyur aynı çocuk
Ayakları yalın yüreği küçücük 
Sen ey sevgili 
Kelimelerin bitlendiği yerde 
Şiirlerin yüzü asıktır gözleri ıslak 
Ne yazsam kıpırdar yüreğim ah bir söylesen 
Bir tutam gözyaşı saklı bende 
Güve yeniği sevdalardan artık...

Ümit Seyhan
( Güve Yeniği Sevdalardan Artık başlıklı yazı Ümit Seyhan tarafından 24.07.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.