Öyleyse…
En uzun gecelerde düşlemeliyim seni ve en uzun hecelerde düşmeliyim sana.
Aksak lisanımla…
Ağır aksak indiğim tutkuların uçurumlarından şimdi fırlatıyorum bedenimi en derin kör kuyulara.
Açığa alınan sevdamın açıklarından yolluyorum şişeye konulmuş yüreğimi. Ve ruhumu teslim ederek okyanuslara…
Kepengini indirse de gökyüzü…
Gözlerimin önündeysen hayalinle, gözlerimin kepengi açık kalmalı o haliyle.
İnanmıyorsun söylediğim La bemol aşk tınılarına.
La bemol majör…
Sonsuzluğun anahtarı sevdamı bırakan ellerinde saklı...
Kepengini indirdi gökyüzü
Ve benim ayrılığa dair iltihaplı cümlelerim var. Edep yerleri açık hüzünlerim, küfür vazosunda solan çiçeklerim var. Ezberimde aşk sarhoşu naralar. Ayrılıktan beynime fırlayan bir yüreğim var. Senden kalan Fa minör hüznü ile inlemelerim var.
İşte yine kepengini indirdi gökyüzü…
Ve yine sıvazladı acılarımı yokluğun. Nâr rengi yâr rengini bezemiş de yakıyor ruhumu. La minör bakışların kadınsılığı hayalimde… Ve sıkışan yüreğimde aşk ile şuur mübadelesi.
Kepengini kaldırırken gökyüzü
Kırklanmamış sevdalarla birlikte, bulutların eridi üstümde. Kırkikindi bakışların yağdı gölgeni bırakıp giderken bana…
Kepengini kaldırsa da kırk yerinden yamalı yüreğim, artık deli gömleği giyeceğim.
Ve Si bemol renklerle bestelenmiş senfoni
Kes sesini…
Bileklerimden…
La bemol :Sızlanan, boğulana kadar kalbi sıkışan; feryat eden bir hüzün, zor bir mücadele; kısaca bu anahtarın rengi zorlukla mücadele eden her şey.
La bemol Majör: Mezarın anahtarı… Ölüm, mezar, çürümek, yargılanmak, sonsuzluk bu anahtarın özü...