Yorgundu yüreğim. Bütün susmaları kendime, sözleri sana bırakmıştım.
…..
Gittiğinde susmuştu hatıralarım
Kopan bir yaprağa bağlanan umutlar kadar uzaktı vuslat
Rüzgarla savrulduğunda köhne duygular
Ben bittiğini sanmıştım başladığında fırtınalar
I.
Gel diyorum, gittiğiyle kalıyor sevdalar
Uzun bir gölge, kesif bir karanlık ve yüreğimde bir yırtık
Ha bire kanıyor, dil susuyor
Ve halâ rahneden rahleye kan damlıyor
…Münfesih zamanlardı
…Sessizce gelmişti karanlık muştular
…Körebe oynayan gölgeler sarıyordu tan yerinin duvağını
…Ve yüreğimi sevda kırıkları
Bitiyorken gece,
Ayazı kış günlerinden kalan bir nisan sabahıydı
Ertelemeye çalıştığım korkularımla beraber gelip kapıya dayandı.
…Oysa yorgundum
… Ve gün
… Biten mevsimlerin çaresizliğinde solgun yapraklar gibi düşüyordu
… Hissiz kalan avuçlarıma
II.
Eski bir hikayenin yeni başlangıcıydı sevmek, alışkanlık gibi terk edilemeyen ve hiçbir alışkanlık derin değildi sevmek kadar.
…
Alışkanlıktı yaşamak sevmek gibi
Ne yaşamaktan ne sevmekten vazgeçiyordu insan
Ve beklediğim eylülken nisandı yağmurlarla gelen.
Üşüdü yürek yangınlarında bedenim
İçten içe eriyordu buz tutmuş benliğim
Uzattığımda parmaklarımı, ateşe değen
Ve sensin!
Halâ kalbimin en ücra köşesinde gizlenen
…
Ellerimde anılarımdan kalan kurumuş sürgünler
Ve usulca bir yaprak kopar
Mevsimler geçse de bu yürekten
Unutma, aşk alışkanlık yapar.
Hüseyin AKOVALI