Muğlak bir düş’ ün zevcesi iken
İhbar edilesi o imgeden yana derdim
İmleyen aşkın
Ünlenen namın
Varsayım dolu hayatın
Sağında solunda sağdıç ruhumun
Kulpuna riayet eden bir şiire daha meylettim
Racon kesenim
Rengi kâh pembe kâh hüsran
Aşka aş eren sevdalı kalemim
Hem makberim
Hem mahşer
Hem cihan
Hem de diğer âlem
Sözcüklerim tek lüksüm
Tek kozum tek kültürüm de sevgi madem
Matemin dibine vurdum
Şahlandı tutuk duygularım
Mabedimin kaleleri aşkın
Bayrağını astığım
Nemli göğün namı yürümüş rüzgârın
Delişmen kızıyım
Hızıyım da aşkın evrelerine
Otağı kurduğum belki de bakırdan bir
kabım
Kabımdan taştığım da doğrudur hani
Bedenimi yok saydığım kadar kendime
ettiğim
Zulmün de haddi hesabı yok madem
Ve işte aslıma rücu ettim bu gece
İnfilak etmezden önce
Demir attım ansızın bir şiire
Yetmedi lakin…
Derken bir şiir daha bir hikâye…
Teferruatlarında boğulduğum hayatın
ne ise
İçimde kalanı ukde
Bildiğim rotamın da kelamı
Selamım ise yitik bir günce
Sevecen bir manivelada
Askıntı olan karanlığa
Dahi başkaldırdığım
Dik başlı mizacım ve rüyalarım
Gözüm açık gördüğüm
Tasviri ne mümkün hem bu sevdanın?
Racon kesiyorum vara yoğa
Yoktan var eden Rabbime dönük yüzüm
Yağmalanmış yüreğimden de dökülen
Binlerce kelime
Havsalamdan taşan bir ihanet mademki
Dostumun dostlarımın beni
Sırtımdan bıçakladığım…
Lakin ben kaldığım yerden
Devam ederken hayata
Yeniden doğmanın
Mucizesi ve de münzevi lehçesi iken
Kalemimle kazdığım mezarımın
Taşına yağıp yağdırıyorum aşkı ve
hazanı
Baharı yaşasa da kalbim
Ben mevsimlerden mevsimlere seken
Yüreğimden dökülen
Aşkın hatırına
Yazma sevdama
Layık olmanın duası ve rüyası ile
Biçimlenen evrene sağanak misali de
Yağdığım…
İçime dolan
Aşkın ve coşkunun
Henüz açmamış goncasıyım
Adımla müsemma
Dikenlerimle içli dışlı
Sevgiden yoksun insanlara da
Yağarken nur misali
Yâdımda ne varsa sahip çıkılası
Bir aşk bir mecaz bir de firarı
Aşkın
İkazımsa zalime ve nefrete
Aşkın otağı kurduğu
Çeşmenin o damlayan ilk ve son
damlasıyım…