Yüreğin Sızladığı Yer Ben Olaydım
*
bir beste dolanır ya insanın diline
ara sıra tatlı bir sızı gibi düşer ya gönle
ben de bir tatlı nağme tuttursam şöyle 
fırtınası yağmuru kendimce

her şeyi koyup bir kenara 
aşk olsaydım 
onun kalbine dolanırdım 
yanında üçyüz sene uyurdum

bir balık olsaydım 
kendimi onun denizine atardım
yahut bir zümrüt kalem
levh-i mahfuzu yazan
belki üzerime ant içerdi Yaratan 
mürekkebi aşktan olurdu

bir gün olsaydım günler içinde
ademe ruh verildiği gün değil de 
onun doğduğu gün olurdum 
adıma yevmil-isneyn derlerdi asırlarca

bir yıldız olmuş olsaydım
alemlere rahmet olacak 
son nebinin yıldızı 
süreyya kadar güzel parlardım şu gökyüzünde

belki bir güvercin olurdum
sevrde yuvasının üstünde bekleyen 
bir ilahi muhafız 
yahut ağını bir çelik zırh gibi ören ankebut
bir ebabil mesela 
ebreheye taş yağdıran

bir mekke şehri de ben olsaydım
ihanetin bin bir türlüsüne uğrayıp 
zincirleri kırmayı ondan öğrenseydim
zemininin altını kazanlar olsa da 
ayakta kalmayı ondan öğrenseydim 
vuslatına talip
hürriyetine ayarlansaydı zamanım 
kabe duvarlarında bir kerpiçte ben olsaydım 
aşkların acıların ve gözyaşlarının yaşandığı yer
yüreğin sızladığı yer birde ben olsaydım

mescid-i  nebinin  yoldaşı
uhutun  komşusu 
bir bedir kuyusuda ben olsaydım
sadakatimi hiç kaybetmezdim 
şehadeti yaşamış eshabın hatırına 
çöl zindanında imanını tazeleyenler adına
gözlerinin önünde ailesinin her ferdini kaybedenler aşkına 
şahadet şerbeti içen bir yasirde ben olsaydım

bir özleyende ben olsaydım 
merhametin  terk edildiği yerde
unutuluşun ve hamasetin uçurumlarında
bilalin ezan okuyan içli sesi ben olsaydım
gök kubbede yankılanan o kutlu sesi dinleyen
o dağların taşları
o mukaddes şehrin sokakları birde ben olsaydım

mescid-i aksada bir mihrap 
yiğitlerin mekanı
nebilerin makamı
gözlerdeki ümidin kıvılcımı 
avuçlarda hiç bitmeyen dua
kalplerde hiç dinmeyen hüzün 
kaderin üstündeki kader
kerim kitabın nice surelerin ve ayetlerin tecelligahı 
nice kıssaların zuhur yeri birde ben olsaydım

*

sonsuzluk yolculuğunda 
kainatın efendisinin geride bıraktığı bir ayak izi
çevresiyle beraber mübarek kılınmış 
o yüce nebinin miraca yükselirken 
üzerine bastığı muallak kayası
yeryüzünün göğe açılan kapısı
bir ucu göklerde 
yükseliş ve yücelişin dünyada ki bir durağı da 
birde ben olsaydım

utancımızdan yüzüne bakamasak da 
bizden asla yüz çevirmedin
seni sevmekten başka muradımız olmadı
seni görmekten başka hayal kurmadık
bahtımız düştü senin bastığın her karış toprağa
seni hasretle bekleyen bir medineli de ben olsaydım

*
mescid-i haramda duaya duran
aynı safta Rabbine yakarmakta olan biri de ben olsaydım
acıları dindiren 
zincirleri kırılan
bütün peygamberler aşkına 
sende yeniden secdelere varmak isterdim
inananlarla kıyama durmak
affa layık olanlar arasına katılmak
huzuru bulanların huzurunda nasiplenmek isterdim

senle süleyman mabedinin ihtişamını seyre dalmak isterdim 
yakup ile yusufa gözyaşı döker
kavuştukları gün vuslatın sevincini yaşamak isterdim
miraçta enbiya efendilerimizle saf tutmak
seni taşıyan buraka imrenerek bakmak isterdim

bizi bu ıssız çöllerde aç susuz bırakıp 
kenan illerine mi döneceksin ey ibrahim
yoksa bunu senden Allah mı istedi diyen hacere 
evet Allah istedi dedi gitti ibrahim
ben de ibrahimin itaati
hacerin çırpınışı olmak isterdim
ve onun tevekkülü
ve onun  suskunluğu
ismailin susuzluğunu gideren 
bir damla su olmak isterdim 
zemzem olmak isterdim

yusufu çekemediler
ay ışığı gibiydi yüzündeki nur
attılar bir kuyuya 
kurt yedi deyip kanlı gömleğini getirdiler yakuba
bir kuyu olsaydım yusufu saklardım dibimde 
ve rüya olsam yusufa görünürdüm hayra yorsun diye 
bir gözyaşı olsaydım eğer
yakubun kanlı gözyaşı olurdum 
yusufa kavuştursun diye

aslolan kendini bulmakmış meğer
kendini bilen Rabbini bilirmiş madem
kendimi bulmak isterdim 
çölde 
toprakta 
güneşte ve ayda
İns-ü cinde melekte arıda balda çiçekte 
her yerde kendimi arardım
zifiri karanlıkta yahut apaydınlıkta 
belki zamansızlıkta 
bir sır olsaydım 
sağ elimin verdiği
sol elimin duymadığı olurdum 

*
heybetli dağ olsaydım
onun Rabbiyle muhabbet ettiği hira olmak isterdim 
kökümden sökülüp yükselirdim iman etsinler diye 
bir nehir olsaydım nil olur 
musayı firavunun sarayına götürürdüm
bir deniz olsaydım kızıldeniz olur
musaya yol verirdim 
musanın Rabbine iman ettim demesine aldırmadan 
firavunu boğardım 

bir günah olsaydım 
ademin affa uğrayan elma ısırığı olurdum
bir dua olsaydım
yunusu balığın karnından kurtaran o makbul dua olurdum 
bir iğne bir iplik olsaydım
idris nebinin elinde olur 
her geleni giydirir kuşatırdım

Allah her yerde 
ben O’nu arıyorum
aklım tozu dumana katmış halde 
bütün mesafeleri dolaşan yunus olmak isterdim
içim içime sığmazdı
bu sevda yüzünden 

ateş olsaydım 
nemrutun yaktığı olur
yakmak istemezdim ibrahimi 
selim ve serin alevlerimle güle dönmek isterdim

kaçın yuvalarınıza
süleyman’ın ordusu geliyor derken 
sultan süleymanla göz göze gelen 
ve onu gülümseten o karınca var ya 
işte o karınca ben olsaydım keşke 
yok olur giderdim 
neml suresinin başkahramanı ben olurdum

*
meryemin içinde ibadete çekildiği o mekan ben olaydım
kendisine cennet meyvelerinin indirildiği mihrap olaydım
annesinin kucağında dile gelen isanın ilk kelamı 
isanın göklere ulaşan son yolculuğunun ilk durağı 
zeytin dağında üzerine yemin edilen bir zeytin ağacıda ben olaydım
bir gece mekkedeki mescid-i haramdan 
mescid-i aksaya getirilen muhammed mustafanın 
bir güzergahı ben olaydım

ibrahim halilullahın en çok sevdiği şehirde
bağrı yanık bir sakinde ben olaydım
Allah dostu nice  peygamberin geçtiği toprak
kuş uçmaz kervan geçmez o vadide
hacerin say yaptığı çölde 
bir kum tanesi de ben olaydım 

kurda kuşa karıncaya rüzgara hükmeden 
kral peygamber bir süleyman ben olaydım
ötelerden haber getirseydi bana hüthüt kuşu
zalim ve güçlü calutu alnından vurarak düşüren 
davutun attığı sapan taşı
gözleri bağlı elleri kelepçeli 
başı dik ve mağrur yürüyen 
on beş yaşındaki bir filistinli cesur çocukta ben olaydım

ihanete uğrayan şehit peygamberler
zekeriya ve oğlu yahya olaydım keşke
o peygamberlerin kanına
karışan toz toprak 
tekerrür eden bir şehadet 
ve şehitler diyarı olaydım 
göğü çınlatan bir ah
kan ve gözyaşı dolu bir mahzende ben olaydım keşke

daha neler neler olmak ister bu kemter kul
mazlumların ahını almak için ad rüzgarı olmak ister
arim seli olup zulüm duvarlarını yıkıp geçmek ister 
iyiliğe eremeyenlere bir semud çığlığı olmak ister
yaşandığı zaman 
ve mekan tükendiğinde 
o bir tek sayha olmak ister

al-i  ibrahimle kucaklaşmak isterdim
al-i imran ile kaynaşmak
meryeme mihraptan gülümseyen bir ışık olmak isterdim 
isa ile son akşam yemeğinde buluşmak
zekeriyanın yanında duasına amin demek isterdim
nebi musayla çölde yürürken
hızırın yolculuğuna tanık  olmak isterdim
dudağından dökülen bir çift sözde ben olmak isterdim

*
biz aydınlığımızı hiç kaybetmedik
kaldığımız dünya zindanlarından 
senin mabedinin güneşiyle uyandık 
sana ümmet olmanın şerefini yaşadık
miraca çıkmış bir peygamberin ümmeti olmakla taçlandık 

yakındır
dirilişimize tanıklık edecek gün 
suskunluğumuzun çığlığa dönüşeceği gün 
acizliğimizin son bulacağı gün 
ölümün ayrılık değil vuslat olacağı gün 
sonsuz rahmet sahibinin merhametini nasipleneceğimiz gün 

dergahının ışığı yedi renge büründü
ışığın ayak sesi sonsuzluğa yürüdü
ey yar 
yüreğimi yar bak içimin narına
utanırdı kendinden şu çehreni bir görse
ah bir uyansa ruhum
yeni bir yol açsa yepyeni  keşiflere
kendini yeryüzüne atışı gibi
yeniden insanlığa sunsa

hüzünlü gönlümde
dirilmenin gücüyle ahlar fışkırır gökyüzüne doğru
toprak çatırdayarak yarılır gövdelere geçit vermek için
göklere erişen nefesler
sımsıkı kapatılan bir elin rahatlayıp açılması gibi 
sıcaklığını salar her tarafa
heyecanla coşkuyla dolar 
senin varlığını hisseder gibi 
saklandıkları kuytulardan sökün edip gelir 
tüm isteklerim

içimiz mi kor yoksa ruhumuz mu alevden perde
yüreğimizin menzili lav dağıyla yarışır
ne hicranla yanan şeyler kalır
kederimizin her zerresi düşmüş devasız derde
secdemizin saf duruşu  sana yönelir de
usumuzun her sözcüğü bilinmeze karışır

*

biz ümidimizi hiç kaybetmedik
hakkında yapılanlara hiç razı olmadık
senin bastığın yerlerde serinlettik alınlarımızı 
senin avlunda koşturduk çocuklarımızı 
hüznümüz anlamayacak olanlar etrafımızı sarsa da 
onlara aldırmadık
yenildiğimize hiç inanmadık
seninle vardığımız secdeler zaferimiz oldu
seninle durduğumuz kıyamlarda tutunduk hayata
ruhumuza dokunan elinle erdik huzura

kirlenene kalplerimize rağmen bizimle küs olmadın
nice tevhit mücadelesinin şahidi oldun
her taşında senin hatıran ve göz izin var
uhut vadisinde 
hicret müjdesini bekleyenlere

biz inancımızı hiç kaybetmedik
senin kubbenin altında dindirdik en şedit sancılarımızı
senin mekanında tanıdık vefayı vefasızlığı 
sözüne bağlı kalmayı yanlışlara sapmamayı 
biz yanı başında öğrendik
inandığımız yoldan dönmemeyi 
buldurduklarını kaybetmemeyi biz yine seninle öğrendik

zaman perdesi kalkıyor topraklarında
büyüleyici bir mekanda
zamanın dışında
efsunlu bir anın içindeyiz
tüm zamanları cem ediyorsun
cem makamında
geçmiş ve bugün iç içe geçiyor
sen ki
hakikatin en uzun hikayesisin

acılarını unutup bizi avutan
içimizdeki gülleri sulamaktan asla geri durmayan resul
biz usumuzu hiç kaybetmedik
sana yapılanları unutmadık
öyle yaşadık bunca zaman 
senin bir hatırana dokunulduğunda 
cümle müslümanların içinin sızlayacağını ümit ederek yaşadık
sen incinirsen
secdeye varan tüm müminlerin
incineceğini bilerek yaşadık

bu handa bir yolcuyum 
bir soluk alasım var
bir abdest alıp da bir namaz kılasım var 
secde ettiğim her anda 
kendimi bulasım var 

padişahlıkta gözüm olsaydı 
olmuşken sultan süleymanın tahtına ben kurulurdum
her şeyi koyup bir kenara
aşk olurdum
senin kalbine kurulur
sittin sene uyurdum 

redfer

( Yüreğin Sızladığı Yer Ben Olaydım başlıklı yazı redfer tarafından 1.04.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.