Okumak nedir? Elime Türkçe bir metin alsam okurum az veya çok bir şeyler anlarım. İngilizce bilmiyorum. Elime İngilizce bir metin alsam onu da okurum ama hiçbir şey anlamam. İkisine de okuma diyoruz ama arada fark var. Birinden bir şeyler anlıyorum diğerinden hiç bir şey anlamıyorum. Aslında her ikisinde de sadece yazıyı seslendiriyorum. Anlayamıyorsam, idrak edemiyorsam okumuş sayılmam.

Okumanın değişik anlamları vardır. “gözlerinden okumak” “canına okumak” “oyunu okumak” gibi. Abdest almadan namaz kılınmaz kılsak da bu namaz olmaz. Alfabe bilmeden, dil bilmeden de okumak olmaz okusak da bu okumak olmaz. Olsa olsa yazıyı seslendirmek olur. Her yazıyı seslendiriş okumak mıdır?

İlk gelen vahiy “Oku, oku, yaradan rabbinin adıyla oku” Peki Peygamber Efendimiz (SAV) neyi okuyacaktı? Cebrail (A.S)’ın elinde yazılı bir metin mi vardı? Okumasını istediği şey ne idi. Küçükken bize öğretilen kitap okumanın öneminin vurgulandığı idi veya buna benzer şeyler ifade edilirdi. Aslında Peygamber Efendimiz (SAV) orada, o anda evreni, kainatı, düzeni, sistemi yani sünnetullahı okudu. Bize göre olan zaman kavramını, geçmişi geleceği her şeyi okudu. Bilimin bugün yeni yeni bulduğu ve adına icat dedikleri şeyleri Peygamber Efendimiz (SAV) 1400 sene önce zaten biliyordu ve aslında o günkü insanların anlayacağı dilden de işaret ediyordu.

O ilk vahye dikkat edersek insanlığa sunulmuş bir nimet var, bir anahtar var, bir formül var hayatı okumak için. “Yaradan rabbinin adıyla oku” Yaradan rabbimizin adı yani Esma ül Hüsna yani Allah’ın 99 ismi. İşte hayatı okumanın alfabesi. “Esma’ül Hüsna” Tabi sadece bu 99 ismi ezberlemek değil. Bu isimlerin işaret ettiklerini anlamak, idrak etmek. Bunu yapabilirsek yaşadığımız olaylarda hep Allah’ın sıfatlarını görürüz. İşte o zaman tavrımız hep değişik olur. İşte o zaman sağlam bir ruh yapımız olur. Perdenin önünü değil arkasını da görmüş oluruz gönül gözümüzle. Parçalara takılmayız, bütünü gören Allah var deriz. Başımıza gelen ve şer gibi gözüken şeylerin aslında şer değil, hayra açılan bir kapı olduğuna kanaat getiririz.

Okumayı bilen bir toplum olduğumuzu hayal ediyorum da, şu an cebelleştiğimiz, çözümü için çok emekler, çok büyük paralar harcadığımız sorunların kendiliğinden ortadan kalkacağını görüyorum. Ömür sermayesinin boşa harcanmayacağını görüyorum. Hiç yere kan akıtılmayacağını görüyorum. Kardeşin kardeşe, babanın oğula düşman olmayacağını görüyorum. Asr-ı saadeti görüyorum.
(Sürç-ü lisan ettiysem affola.)
( Hayatı Okumak başlıklı yazı İbrahim Şahin tarafından 15.04.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu