Düşük yapan kentin uleması,

Sırların efendisi dost yüreği

Yaşlı çınarın efkârı

Hayata v/edası

Her izlek bir hıçkırık

Her kemik ise kırık

Azadesi ömrün

Akut hüzün

Arbedenin yüzü

Göğe takılı gözleri yerkürenin

Saydam şeffaf yüreği şairin

Bir hayal nicesi

Nice edime dönüşen pamuk ipliği ile bağlı

İken hayata

Öznesini reddeden turuncu güneşin ibresi

Sağ gösterip soldan yarılan

Yâdı mevsimin

Solundaki ukde binlerce acının kırık tekeri

Misafir ağırlayan şehir ve şair

Bozguna uğramış bir yürek ve keder

Ve kader

Nelere kadir

Adı üstünde

Tüten dumanı üstünde

O yaralı şehir vapuru

Kırık kanadı umudun

Kırık kanadı denizlerin sefasını süremediği kadar

Martının dilinde saklı susam tanesi

Ötesi berisi deniz

Ötekileştirilen bir zenne adeta

Çalgısı çengisi kayıp bir minvalde

Kendi söyleyip kendi gülen nazenin tininde

O devasa yarık

Ant içtiği kadar ömrüne

Kozasındaki savruk

Gölgelerden uzak

Firar edemediği bir ülke olsa olsa mutluluk

Kırbaçlanan şehla hayaller

Miski amber kokan ufuk ve umut

Burnunun direği nasıl da sızlar:

Hem şairin hem şehrin bekçisi o devasa surlar

Serlerin sarmalında

Sırların endamında

Mimoza bahçeleri açmak için bekler

Baharı ve umudu kollar

Kodaman düşlerden arda kalan şiir

Bir hutbe misali

Rabbine dönük yüzü dizelerin

Ah, etmeden yaşadığı kadar şair

Arz ettiği sevgiden de yok iken ötesi

Kanaviçeler saklı surelerde

Acılar tekbir getiren

İnzivada mademki sözcükler

Bir şiirden fazlası haramdır şaire

Eflatun gölgeler

Oynaşan

Pembeden düşler feryat figan

Bir hazdır ki şairin hikâyesi

Alabildiğine çağlar duygular

Kardıkça önünü

Kayboldukça azar azar

Kamburu varsın olsun kaderin

Ne esef ne asap kalır geride

Atar damarı evrenin

Huzura dönüktür yüzü umudun

Hüznüne bandığı kadar hayatı

Şair de şehir de saklı

O kayıp minvalde

Azadesi ömrün

Azığı düşlerin

Zamlı tarifesi hayatın

Sonsuzluğa konuşlu bir masal gibi bir rüya gibi

Peşini kim mi toplar şairin?

Afaki olsa bile mutluluk

Tanrısal bir coşkunun sarmalında ufuk

Baş eğdiği kadar kadere

Uleması yerin göğün

Şairin ulak

Bildiği kalemin nefesi

Yetebildiği kadar kendine

Kendinden de yol yok iken kendine

Şükre delalet günün öyküsü

Mademki bir varmış bir yokmuş şiir…

 


( Bir Varmış Bir Yokmuş Şiir... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 2/1/2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.