Ruhun mutluluktan ırak yangısı ve bir
avazda teşrif eden duygular sözcüklerse aşkın ve şiirin hülyası deminde ömrün
derin bir ize denk düştü mü günün yatsısında saklı o sonlanmayan sızı bir
içimlik gün bir ömürlük sevda kutsanmış şarkılar ırmağından sökün eden hüzünlü
bir veda ve o vaveyla kapışan zalimin iblise dahi ihaneti dinmeden asla da
kalmayacaktır mazlumun ahı yerde yerle yeksan olmuş masum ve mazlum ruhlar
kafilesi elbet yarınların müjdesi saklıdır Rabbin Dergâhında solsa da gün
semirse de hüzün bir buket sevinç ve özlemle şerh düştü mü şair tarihin tozsuz
sayfasında saklı tutmak adına umudunu varsın sonlansın mutu elbet vaktini
bekler her teselli tecelliler durağında vuku bulacaktır da İlahi Terazi.
Dünü kovdum kapıdan
Öğütülen hicran taneleri bir yanda
Bir yanda gölgem ve yalnızlığım
Aralıksız içtimada
İçimi kemiren kurt sürüsü
Gel gör ki:
Yem olmayacağım olmayacaktır da
mazlum kurda kuşa
Devinen bir sayaç saklı kâinatta
Gözlerden uzak yaşarken masum
hülyalarını
Mazlum ruhlar kafilesi bir kere baş
koydu bu yola
Ne dünün efkârı kalır geride
Ne de gecenin endamı
Saklı tutulası o nefes o son heves
Aşkın İlahi Sarnıcı
Kula kulluk etmeden de yalnızlığın
baş koyduğu
O Ulu Makamı
Nasıl ki bahşetti Yaratan
Ne gizli ne saklı
Ne de sıradan bir hikâye
Masum bir serçenin ve çocukların ölü
bedeninde
Kutsandığı kadar acılar
Kundaktaki bebeğe dahi kıyan zalimin
ihtirası
Engebeli yollara takılır mahiyette
günün sunumu
Gel gör ki:
Gün doğdu mu bir kere
Hele ki insan yaşadı mı Allah
rızasıyla
Tutuklusu nice insan nefsinin
Peşi sıra sürüklendiği zalimin ve
iblisin
Ne bir kıvanç ne tek kıvılcım
Yetmez sanma
Aşkın asası Allah yolunda saklı
Mazlumun masumun duası
Kordan bir alfabe imiş meğer yaşamak
Körü körüne değil közünde saklı
hasret
Hazzın değil hüznün tekabül
Ettiği bir zincir ve işte eklenen
halkalar
Gel gör ki:
Her Mümin nasıl da zikreder Rabbini
Bahşedilen ömre ve masum bedenlere
Uzanan ellerin çarpılacağı gün gibi
sakit
Bir rahlede aşkın ve insanlığın
kundaklandığı
Değilken bir rivayet
Yasladığı kadar başını Rabbine vuku
bulacaktır İlahi Adalet
Zemherinin soğuğu.
Ekvatorun sıcağı.
Kıblesi ve Kabe’si ile sığındı mı
İnsan bir kere Rabbine
Kol kanat gerdiği kadar her Mümin’e
Ve işte sadık bir yüreğin haşmeti
Yandığı kadar ateşin közünde saklı
O sihir o servet
Sancılı ve sanrılı bir hayattan
geride kalan
Sanma ki
Sonlandı bu masal bu roman
Vahşetin ç/ağrısında son bulan
Her hayat tadacaktır cenneti illa
Seferisi yerin göğün
Saf tuttuğu kadar mazlum yüreğin
Yazılası destanına az kaldı
Son gülen elbet iyi gülen
Akan yaşın yasın ihbarı
Sonsuzlukla iştigal inanan kulunun imtihanı…