Hollanda’da iki güönce  erken genel seçim yapıldı. Seçim propagandaları  yine sessiz sedasız, gürültüsüz geçti. Tek heyecan, aşırı sağcılardan birinin  iki defa saldırıya uğraması oldu. Açık ve net yazayım, ne yüz binlerce kişinin katıldığı mitingler düzenlendi, ne  siyasilerin resimleriyle, sloganlarıyla caddeler, sokaklar süslendi ne de gürültü  çıktı ne de siyasiler bangır bangır bağırıp çağırdılar. Olabildiğince mütevazi (ucuz!) bir seçim süreci yaşandı. O kadar mütevazıydı ki, sosyal medyadan: “oylarınızı kullanın!” diyen de olmasa, çoğunun seçimden haberi bile olmayacaktı.

Gece geç saatlerde kimlerin kazanıp kimlerin kaybettiği belli oldu. Seçim süreci ne kadar durgun geçmişse de sonuç heyecanlıdır. Kimsenin beklemediği aşırı sağcı bir  parti  (PVV) seçimi kazandı.   Hatta bu sonucu PVV’liler bile beklemiyordu. Avrupa ülkelerinde aşırı sağcılar da artık seçim kazanıp hatta hükümet bile kurarken, PVV’nin seçimi kazanması neden heyecanlı olsun ki?

 

Sonucun heyacanlı olması PVV partisi  özelliği ve hedeflerinden kaynaklanmaktadır.

 

PVV

PVV, 2005 yılında Geert Wilders tarafından kurulmuş aşırı sağcı, aşırı İslam karşıtı bir partidir. Aslında PVV’ye parti demek biraz abestir çünkü PVV üye kabul etmemektedir. Başka bir ifadeyle, PVV tek adam partisidir. Partinin seçim programı, seçim listesi vesair konuların hepsi Geert Wilders’ın şahsi  kararlarıdır. PVV’ ye  demokratik bir parti demek zordur.   Demokratik özellikleri bulunmayan bir partinin demokratik devleti nasıl yöneteceği heyecan vericidir vesselam!

PVV’nin diğer bir özelliği ise parti başkanı olan Geert Wilders’ın şimdiye kadar bakanlık gibi siyasi açıdan idari tecrübesinin olma-masıdır. Yıllardır siyasetin içinde ama tek tecrübesi milletvekilliği ve parti başkanlığıdır. Aşırı sağcı parti milletvekillerinin de idari bakımdan pek tecrübeli oldukları söylenemez.  Zaten Almanya, Belçika’daki aşırı sağcı partilerle olan gönül birliğinden dolayı Hollanda’da PVV’li siyasilere şimdiye kadar  mesafe kondu. Son seçimin muzafferine artık mesafeli davranmak bir hayli zorlandı, hükümeti kurma görevi usul icabı PVV’ye verilecektir. Kimlerle koalisyon hükümeti kurabilir, bu hükümet kaç ay sürer bekleyip göreceğiz.

 

PVV’nin parti program, hedefleri de heyecan sebebidir.

 

Geert Wilders,  Avrupa Birliğine karşıdır ve Hollada’nın bu birlikten çıkmasını savunmaktadır. Bu fikrine “NEXİT” adı verilmiştir yani zamanında İngilterenin BREXİT kampanyalarıyla AB’de çıktığı misali. İngiltere AB’den çıkmasına çıktı ama İngilizlerin Afrika’da, Asya’da çok geniş arka bahçeleri hatta ormanları bulunmaktadır. İngilizler sırtını arka bahçeye dayayıp çıktılar. Zaten İngiltre başbakanın Hint asıllı Rishi Sunak, İskoçya başbakanının Pakistan asıllı Humza Yousaf ve  Londra belediye başkanının Pakistan asıllı  Sadık Khan olması boşuna değildir. Dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip ve hızla gelişen Hint yarım adasını söğüçlemenin pardon! sömürmenin yeni bir şekli olması ihtimali çok büyüktür. Evet, İngilizler eski sömürgelerini çok kurnaz yöntemlerle tekrar sömürmeye güvenip AB çıkmış olabilir ama Hollanda nesine güvenip AB’den çıkacak? Hollanda tamamen komşu devletlerle ticarete bağımlı ekonomiye sahiptir, AB’den çıkması ekonomik olarak harakiriden başka bir şey olamaz!

 

Geert Wilders’in hedeflerinden biri de İslam’dır. Zaten 2000’li yıllarda  sağ liberal bir partide milletvekiliydi ve Türkiye ve İslam karşıtı söylemleriyle ünlendi. Ancak, Türkiye ve İslam karşıtlığına o kadar ileri gitmişti ki,  partisinden atıldı. Bu durum karşısında  parti kurmak zorunda kaldı. Geert Wilders, İslamı din olarak görmeyip yasaklanmasını savunacak  kadar hürriyet aşığıdır. Evet PVV’nin anlamı: Hürriyet Partisi!

Hürriyet Partisi (PVV) başkanı geçen yıllarda İslama ve müslümanlara eleştiride  (hakarette) zirve yapmıştı. Aklı sıra İslamın ne kadar tehlikeli  olduğunu ispat etmek için Fitne adında bir film bile çektirdi. Müslüman ülke ve kuruluşlarının itirazları filmin çıkmasını engelleyemedi. Hollanda devleti Geert Wilders’ın bütün hakaretlerine demokrasi, fikir hürriyeti adı altında sahip çıktı. Müslümanlara hakaret, müslümanları hor ve hakir görmesi önemsenmedi. Daha fazla uzatmaya gerek yok, Hollanda demokrasi veya fikir ifade arkasına sığınıp Geert Wilders gibi birine hep koruyup kolladı, sahip çıktı. 

 

Gelinen nokta itibariyle, Hollanda devleti bir fitne ve fesat kargasını hep besledi ama bu karga AB’den çıkma teşebbüsleriyle Hollanda devletinin gözünü oyacak gibi…..  Bu karga, müslümanların hak ve hukuklarını çiğnemekle çoğu yabancı uyruklaların gözünü oyacak gibi…. Bu karga, kültür, sanat veya çevreye yapılan yardımları kesmekle toplumun gözünü oyacak gibi…

 

Abdullah Konuksever

 

( Hollanda Da Fitne başlıklı yazı hotamisli tarafından 24.11.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.