İnsan olan insan, zulüm görünce,
Gönlü gama düşüp, az ağlamaz mı?
Başıboş yellere gönül verince,
Kayadan savrulan toz ağlamaz mı?
Hangi kalem ile yazgı yazıldı?
Yiğidin ardından kuyu kazıldı.
Mertlik yalan oldu, töre bozuldu,
Namerdin elinde koz ağlamaz mı?
Dert sorarsan, bende kucak dolusu,
Acun kadar malı, olsa yalısı,
Kıymet bilmiyorsa elin delisi,
Güzelin yaptığı naz ağlamaz mı?
Böyle bir duruma sessiz kalınır.
Utancıma nasıl derman bulunur?
Koyun karşılığı satın alınır,
Çocuk yaşta gelin, kız ağlamaz mı?
Erler şehit olup, başa dönünce,
Yastığı, pamuktan taşa dönünce,
Yurdumda dağlarım, kışa dönünce,
Tanrı Dağları’nda yaz ağlamaz mı?
Uzar bakışlarım, uzağa dalıp,
Karamsar düşlerden payını alıp,
Her türlü belanın sebebi olup,
Kahraman görünen poz ağlamaz mı?
Bey Ozan, dağlarda çiçek açınca,
Bahar gelir kokusunu saçınca.
Acundan bir ozan yitip göçünce,
Mızrap öksüz kalıp, saz ağlamaz mı?
Yazarın
Önceki Yazısı