Hangi hayalin yansımasısın, mirim?
Aşkın pekişen lehçesinde saklı bir
derviş misin misal?
Öykündüğümsün.
Ve de öldürdüğüm dünüm.
Günlerden neyse akan gözlerinden
Bense bu aralar hiç iyi değilim:
Gözlerim leyli
Gördüğüm düşlerse tekin değil asla.
Ardışık sayılardan çaldığımsın
Kayıp ruhumda baş sırada
Bir seyyah hecesin ki hecelediğim
değil
Harcandığım banknot gibi:
Haşmetli bir yüzlük olabilirim
Yüz verdiğimden de değil
Yüz bulmadığım gayri safi milli hâsıla
Belki de en büyük yamayım bütçe
açığında
Açığa alınmış bir memur gibi
Aymazlığı yalnızlığın
Düş perhizine girdiğim gerçeklerin de
efendisi.
Hibe ettiğim bir paysın belki de
Payidar ol, mirim ve de bahtiyar
Sözcüklerimi kümelerken tutulduğum bu
aşka
Tutanaklara geçsin zabıt memuru
Ben hala aynıyım dünde saklı bir
mayın tarlası
Her an infilak edebilirim de hele ki
yazmadığımda.
Al yazması köylü kızın
Uçuşan şapkası şehirli bir kadın
İyi de hepimiz aynı değil miyiz
insanlıkta saf tutan
Ve tüm safiyetimle uzattığım yüreğim
altın tepside
Tek karede donan ışıltılı gözlerim
Asla da süklüm püklüm değilim hem:
Sadece babadan tembihli
Nasıl ki sükût geliyor ikrardan
Bense iddia ettiğim kadar yaralı ve
yamalı
Nasıl da itaatkâr kurallara.
Büyüdüğüm o karargâh
Yüksek sesle gülmek dahi yasaktı
yaşadığım kampta
Hatta hali hazırda
Sektiğim ceylan gibi
Kibarca ve edepli bir üslup
Söz verilmeden konuşmayı hep de
unutup
Atıldığım
Ve de asıldığım darağacı.
Geldik gidiyoruz be mirim
Ala çatısı yüreğin
Mevsimlerdense mağduriyet
Yine de şükürler olsun günüme
Güme gitmiş olsa da ömür
Başı gözüm üstüne hayat ve kader,
mirim
Mihrabı da yerinde sözcüklerin
Elbet umudun da maviden mintanı
Yoksa mümkün müydü ayakta kalmak?
Başım dik baş tacımsa ipek
İnce ayar yaptığım her gün her ufuk
Miadı dolmamış olsa gerek
Umudun da salındığı her minval
Asil ve de asi bir rüzgârım işte
En çok da üzüldüğümde
İçime tersten estiğim
Ve işte ters yüz ettim günü
Geceye yoksa nasıl minnet ederdim?
Elbet mührünü de bastığım dünün ve
sefil yüreğin…