Deneme / Mizah Denemeleri

Eklenme Tarihi : 28.03.2022
Okunma Sayısı : 821
Yorum Sayısı : 11
Günün Yazısı

Bu Yazı 29.03.2022 tarihinde
GÜNÜN YAZISI
olarak seçilmiştir.
VERGİ NASIL İCAT EDİLDİ? TARİH BOYUNCA İLGİNÇ VERGİLER. ---1. BÖLÜM--
Hera yenge ellerini beline koyarak öfkeyle bağırmaktaydı Zeus enişteye.
-Ula cavırın donuzu deyus. Gaç gündür uğraşa uğraşa yapdığın parayı n'ittin?
Tanrıların tanrısı Zeus enişte diğer tüm tanrıları ve tanrıçaları karşısında el pençe divan durdursa da karısı olacak bu Hera denen cazgır karıdan acayip şekilde tırsardı. İleride Akdeniz ve Ege diye anılacak olan bu bölgede Hörü Yenge veya Huri Yenge adını alacak olan baş tanrıça Hera çakmak çakmak gözleriyle Zeus ( Ki ona da Deyus denilecekti ileride ) enişteden cevap bekliyordu.
Zeus enişte üzgün bir tavırla cevap verdi.
-N'itcen avrat gaybettim gıran giresicesinin parasını.
Hera Yenge daha da öfkelendi.
-Bah hele goca deyyusa. Gaybettin ha? Ula o zaman Lidyalıların o kırk memeli gancığı Kibele'nin elinde ne gezeyo senin yaptığın şey.
Zeus Enişte işte o anda ne büyük bir halt ettiğinin farkına vardı. Evet... Kendi ülkesinde her ne kadar Artemis dense de Lidya denilen topraklarda daha çok Kibele adıyla tanınan ve bilinen o tanrıça ile kırıştırırken düşürmüş olmalıydı parayı. Ama Kibele de Kibele'ydi hani. Kırk meme birden aklına gelince gayrı ihtiyari bir zevk dalgası kapladı Zeus'un vücudunu.
-Aneeeey. Şöyle biraz Orta Anadolu taraflarında Lidya'yı teftiş etmeye çıkvermiş idim. Demek oralarda düşürmüşüm. Kibele Hanımefendi mi bulmuş?
Hera yenge daha da dellendi.
-Ula sen kime masal annadıyon goca donuz? Kibele hanımefediymiş. Oynaşım demeyo da.
-Allah belamı versin ki yalan söylemeyon avrad.
Hera yenge istemsiz bir şekilde güldü.
-Sağda solda '' Ben Tanrıyın'' dediğin için ve bizi de herkese tanrı/ tanrıça diye tanıttığın için Yüce Rabbim zaten verecek belanı. Emme hele önce ben bir ceza keseyim sene de aglın başına gelsin.
Zeus daha da bir titredi. Zira Hera Yenge'nin cezaları korkunç oluyordu. Artık ekmek yaptığı kızgın sacın üzerine mi oturturdu yoksa ayran yayığının içine sokar sabahtan akşama akşamdan sabaha Depremler tanrısı Diyonizos'a '' Salla bunu'' mu derdi Allah bilirdi.
Hera Yenge Zeus Enişte'nin düşündüğü cezaların hiç birini düşünmüyordu aslında. Onun aklında çok daha dehşet bir ceza vardı. '' Lidyalı Gancık '' Dediği Kibele'nin '' Buldum'' diye hava attığı parayı insanoğlunun başına bela edecekti.
Şimdi denilebilir ki '' Kibele ile aşna fişne yapan Zeus Enişte olduğuna göre Hera Yenge niçin cezayı insanoğluna kesiyor? '' Hemen cevap vereyim: Üç sebepten 1- İnsanoğlu bu Zeus denen deyyusa '' Tanrı '' Deyip onun kıçını kaldırdığı için zaten öteden beri insanoğluna bir ceza kesmeyi düşündüğünden 2- Kendisi de çok güzel olduğu halde insanların Banu Alkan'ı ( Pardon Afrodit'i) daha güzel bulmaları sebebiyle insanoğluna gıcık kaptığın için 3- Kardeşi Hades '' Abla bıktım bu insanoğlundan. Hepsi bana düşman. Hatta ileride bunların Müslüman olanları benden '' Hadesten taharet '' diye bahsedecekler'' Diyerek ablasını fişeklediği için.
Hera Yenge az düşündükten sonra kararını verdi:
-Bundan kelli tüm insanlar vergi verecekler.
Zeus Enişte cezanın insanlara kesilmesinden duyduğu zevkle dört köşe olmuş bir vaziyette cevap verdi.
-Hay aglınla bin yaşa avrad. Bu Olimpos ahalisinin masirefleri her gün artıp duru. Sadece Diyonizos gavatının şarabına bile yetişemez oluvedik gari. Deyyus her agşam ya Bodrum ya Fethiye ya Marmaris'te bir barda.. N'etsek de bu ekonomik dar boğazdan gurtulsak diye düşünüp durudum. Bu vergi işini iyi agıl ettin.
******
[Velhasılıkelam aslında Lidyalıların değil Lidya Bereket Tanrıçası Kibele'nin bulduğu fakat tam olarak Zeus Enişte'nin marifeti olan paranın icadından bu güne kadar para denen bu nesne insanların başına bela olmuştur. Bu belaların en önemlilerinden biri de her ülkede vatandaşların temel görevlerinden daha doğrusu vatandaş olmanın sorumluluklarından biri olan vergilerdir.]
*******
ASIRLAR SONRA ÜLKENİN BİRİNDE:
-Evet Sayın Maliye Bakanım. Gördüğün gibi zaman kötü. O halde kollamak için gözü ne gibi tedbirler düşünüyorsunuz?
-Sayın Başkanım ben harika bir çare düşündüm. Yeni vergiler koyalım.
-Lan Sayın Bakanım ! Adamı dellendirme. Bula bula bu çareyi mi buldun lavuk? Vergi koymadığımız bir nesne mi kaldı?
-Sayın Başkanım. Bu sefer durum farklı. Yeni vergileri biz değil vatandaşlarımız belirleyecek.
-Anlamadım.
-Yani sayın başkanım vatandaş gönüllü olarak '' Ne olur şunlara da vergi koyun'' Diyecek bizde koyacağız. Biliyorsunuz koymak bizim işimiz.
-Yahu iyi de vatandaş gönüllü olarak ''Koyun'' der mi yepyeni vergiler.
-Der Sayın Başkanım. Hatta yaptığımız anketler sonucunda hiç aklımızın köşesinden bile geçmeyen bir sürü vergi önerileri geldi vatandaştan.
-Deme lan. Say bakalım nelere vergi koymamızı istemiş vatandaş?
-Sayıyorum Sayın başkanım. Mesela:
Şampanya viski hariç içkiye zevk vergisi
Tütün satıcısına millete sevk vergisi.
Kaldırımdan geçene aşındırma vergisi
Başı bitli gezene kaşındırma vergisi.
Okuyana yazana kâğıt bitti vergisi
Okulda öğrenciye derse gitti vergisi.
Emekli rahat durmaz maaş çekti vergisi
Tarladaki işçiye tohum ekti vergisi
Çiçekçi sepetine tükendi renk vergisi
Dükkân da boş kalmasın isme çelenk vergisi
Taşlama ve ters öğüt hiciv yergi vergisi
Sitede yayınlarsa yüklü sergi vergisi…
Afet Kırat
-Helal olsun. İşte benim vatandaşım bu. Hemen yürürlüğe koyuyoruz bunları
**********
BİR KAÇ ASIR DAHA ÖNCESİNDE:
- Evet Vezir-i âzâmım. Hazine yine tamtakır.
-Saye-i şahanede öyledir sultanım.
-Tedbir nedir sence?
-Tedbir malum padişahım. Yeni vergiler koyacağız.
-Koymadığımız vergi kaldı mı ki a benim vezir-i âzâmım gıymatlım?
-Ben bir kaç tane uydurdum sultanım. Siz de münasip görürseniz hemen uygulamaya sokarız.
-Sokarız sokarız sen merak etme. Say bakalım.
-Sultanım. Mesela Yumurta satandan - Başı kel olandan- Adı İbiş olandan ve Kılıbıklardan bir akçe vergi alalım.
-Aliyyül âlâ. Fermanımdır. Hemen uygulamaya konulsun bu vergiler.
Yeni vergiler tellallar vasıtasıyla duyurulur ama tabii ki zamanın şartlarında özellikle köylerde bu yeni vergileri duymayanlar çoktur.
Bir gün bir köylü vatandaş elinde bir sepet yumurta pazara gelir. Yumurtalarını satıp beş akçe para kazanmış vaziyette tam köyüne dönecektir ki tahsildarlar enselerler köylüyü.
-Gel bakalım hemşerim. Sen ne sattın pazarda?
-Şeeyyyy. Yumurta sattım.
-O zaman bir akçe vergi vereceksin.
-Ne vergisi yahu. Bu da yeni mi çıktı?
-Padişahın fermanı var. Yumurta satan herkes bir akçe vergi ödeyecek.
Köylü çaresiz bir akçe vergiyi öder ama öfkeden deliye döner adeta. O öfkeyle başındaki külahı yere vurur. Tahsildarlar bakarlar ki adamın kafası kel.
-Hemşerim bir akçe daha vergi vereceksin.
-O niye şimdi?
-Padişahın fermanı var. Kellerden de bir akçe vergi alınacak.
Köylü çaresiz bir akçe daha öder ve tahsildarlar az uzaklaşınca başlar sayıp dökmeye.
-Sizin padişahınızın da vergisinin da ta...
Yan tarafındaki bir başka köylüsü dehşetle atılır.
-Lan İbiş. Sövüp durma. Şimdi duyarlarsa padişaha sövdüğünü seni zindana atarlar.
Tahsildarlar duymuştur konuşulanları ama onların derdi padişaha küfür edilmesi değil tabii ki. Hemen geri dönerler ve köylünün karşında dikilirler.
-Senin adın İbiş mi?
-Evet..
-O zaman bir akçe daha vergi vereceksin.
-Haydaaa. O niye?
-Padişahın fermanı var. Adı İbiş olanlardan da bir akçe vergi alınıyor.
Köylü bir akçe daha verir. Elinde kala kala iki akçe kaldığı için başlar ağlamaya.
-Ulan ben şimdi ne yapacağım? Benim garı hayatta inanmaz üç akçeyi vergi olarak verdiğime. ''Parayı ne yaptın ula herif?'' diye derimi yüzer.
Tahsildarlar bir kez daha döner.
-Hemşerim ! Bir akçe daha ödeyeceksin. Niçin olduğunu sen sormadan biz söyleyelim: Padişahımız efendimiz hazretleri kılıbıklığa da vergi koydu.
******
Evet... Buraya kadar yazdıklarımız şaka gibiydi. Daha da doğrusu şakaydı ama tarih boyunca ve gerçek hayatta öylesine acayip vergiler uygulanmış ki okuyunca benim ağzı açık kaldı. Sanırım okuyunca sizlerin de ağzı açık kalacak.
Ne zaman mı? Gelecek bölümde inşallah
( Vergi Nasıl İcat Edildi? Tarih Boyunca İlginç Vergiler. ---1. Bölüm-- başlıklı yazı Sami Biber tarafından 28.03.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.