‘’Ezberlenecek hiçbir şey yok bu dünyada

Kirletilmemiş bir bulut bile yok artık

Böyle diyorsun her yolculuğa çıkışımda

Yaşadığın kent de sana benziyor gitgide

Ne zaman dönmeyi düşünsem yangın çıkıyor

Ya da erteletiyorum biletimi son anda

Uzun bir sessizlik oluyorsun dağlara baksam

Karşılıksız mektuplar kadar burkuluyor kalbin

Yazdığım şiirler de canımı sıkıyor artık

Fotoğraflarımı yırtıp atıyorum tek tek

Ve ben bütün yapraklarımı döküyorken şimdi

Eylül diyorsun, tam da orda başlıyor ayrılık

Üşüyünce ağlıyorsun yalnızım dememek için’’ (Alıntı)

 

 

 

Tahliye edilesi bir gülüşün son çığlığı bu

Ruhumda saklı aslında tutulan nutku

Yalnız gövdemin seyyah çatısı akan yaşlarımdan

Bir mezar

Balta vuransa bu aşka

Sedef kakmalı bir acı

Muradın varsa telaşı

Şimdilerde vuku bulan bir öfke.

 

Miladi takvimin yolcusuyum

Hicri yalnızlığın coşkusu

Saklı en derinde en derinde

Aşkın azabı

Kayıtsız koşulsuz sevdiğim varsa yoksa

Ölümün şarkısı

Dudaklarımsa mühürlü

Benim de en çok kendime yabancı

 

Huzurundayım Mevla’nın

Verilen her hükme razı

Bir yokuş aşağısı

Rıza gösterdiği müddetçe kaderin

Kelamın ısrarlı gözyaşı

Vardiyalı sevdiğim ayaklanan çarşı

İçimdeki o gönül tezgâhına

Dizdiğim binlerce dize diz dize

Aşkın yanık kokusu

Söylenmemiş sözcüklerin aksanı

Bir duasın sen

Bir duayen belki de…

 

Kopup da geldiğim mazinin küflü duvarları

Kâh indiğim kâh çıktığım

Kâh sevdiğim kâh saydığım baştan

Kanat açtığım bazı bazı

Kaybolduğum kadar kendime öfkeli

Kaybettiğim yılların ezik türküsü

Kimseler de ezemez beni

Ben istemedikten sonra

Kimse ilişemez varlığıma

Ruhumla yaşar dokunurum ben kâinat

Beden denense Çıfıt çarşısı

İçinde saklı milyonlarca anı ve acı

 

Göğsümde ılıman bir esinti

Gördüğümden ötesi

Dile gelmese de insanların içlerinden geçirdikleri

Vakıfım ben her sese her sessizliğe

Varsın dikiş tutturmamış olayım

Cihanın gövdesinde

Bir yerde bir gökte

Bir var bir yok

Çağrısı Rabbin başımın tacı

Taçlandırdığım her duygu

Taş kalmasa da taş üstünde

Tapınağım belli

Şah damarımdan yakın kudreti

İlk günden beri

Hissetmenin mucizesi

 

Ve işte ayaktayım

Ve işte diretiyorum gün ve gece

Sevilmek ne ki sevdiklerimin ertesinde

Bir ben saklı ki benin içinde

Vardığım her sonuç

Varamadığım o dik yokuş

Elbet ereceğim ben de günü geldiğinde hidayete…

 

 


( Ve İşte Ayaktayım... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 15.12.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.