Yalnızlığın tarhındayım ve
yüksünmeden sevdiğim coğrafyalar.
Pür-neşe içimin izdihamı
İdrak etmenin de ötesinde içine
düşülesi aşkın
Yarattığı şaşkınlık belli ki uykuda
geçmiş yılları yüreğimin:
Yıllanan acılar
Kırklanan satırlar
Nüvesi yalnızlığın
Güftesi varlığın
Güncesi mi aşkın?
Gürül gürül duygular
Gülümseyen bir alfabe saklı yüreğimde
İsmimden dökülen gül yaprakları
Belki de kendimi kurutmalıyım bir
kitabın arasında
Ve de unutmalı
En azından acılarımı istiflediğim
şiirler ve hikâyeler
Temcit pilavı gibi artan acılar ne
ki?
Açamadığım yüreğim
Ayaza teslimiyetim
Aymazlığında yalnızlığın
Dikiş tutturamadığım dünyada mı saklı
yoksa cennet?
Bilmezler asla da bilemeyecekler
Saati şiire ve aşka kurduğumu
Zamanından önce kimse gelen
Mademki bulamadı beni yerimde
Zamanı yiten bir aşkın da ıstırabı
Hayalmiş meğer mutluluk
Hatırına aşkın tutuklu kaldığım ufuk.
İçimde kalan nice ukde
Bir sihirbaz gibi değiştiriyorum ben
renkleri ve utkuyu
Harabesi yüreğin
Handikap belki de özlemini çektiğim
Yorgunluğun da dikiz aynasına takılı
bakışlarım
İçime en derine
İçerlediğimden de ötesi saklı iken
çevremde
Bir içimlik addedilse de şiirlerim
Bir ömürlük suskunluktur bozduğum
Ve bozduğum yeminlerin de günahı
takılı iken ruhumda…