Aşkın yerlisiydi şakayıklar, rüzgârı
içine çeken bakışlar. Aşkın da yerküresi özlem her ne kadar nifak yüklese de
kara bulutlar batıl bir gezegende yarına meyleder yüreği sökük yaralı kuşlar.
Matemin izini sürüyor şafağın bekçisi
Sefil yüreğimde derbeder bir nakkaş
Dikerken, severken evrende saklı tüm
çiçekleri
Akasyalar, papatyalar
Göğün kamberi yamalı bulutlar
Bir rakkase ise aşk
En yalnızından her gece
Sevecen bir iklimse hasret
Nazenin gölgesiyle sevişen ulu çınar
Nazlıdır yürek
Seferisi göğün sesimde solgun her
çiçek
Ambarı evrenin
Katarı mevsimin
Gönlün radarı sevdalı yasemin
Bir reverans ise içime çektiğim acı
Bir referans iken tüten yüreğin
bacası
En delisinden gördüğüm her rüya
En şatafatlısı yalnızlığın
Peyderpey öldüğüm kadar yorgun
sıfatların
Bekası
Elbet zemherilerde solan
Bahar gelmeden her yürekte açan
En izafi en devasa rahmet
Munis evrenin
Melun gölgelerin
Metruk hanelerin
Mecnunu olduğum aşkın tek gerçek.
Takılı aklım
Tekeri cihanın
Tensiye ettiğim hazanın
Teftişe çıktığım her gece aşkın
Püskülü adeta yıldızdan sarkan
Bir kuyruk gibi peşine takıldığım
O hülyalı bakışların sultanı
Bir resimsem içinde saklı fermanı
Titrek bir ses isem duydu çoktan kâinatın
Sağır Sultanı
Kuytusunda gecenin
Körüklenen hecelerin varsa bir
maruzatı
Ay yüzlü sevgili
Ayan beyan sevdiğim kadar o erişilmez
yüreğini
Azat edilesi bir kuşun kafesi
İçine saklandığım mabedin kırık
kapısı
Elbet endamlı bir çağrıdır mahşerin
yankısı
Varsa yoksa dört atlısı
Gizemin ve gem vuramadığım matemin
En savruk hecesi
Olsa olsa aşkın her zerresi
Yerle yeksan olmuş varlığımın erdiği
Bir son ya da başlangıç
Tefe konduğum hasretin arka bahçesi
Bil ki görmeden sevdim ben seni.