Her şairin yalnızlığı kendine, bayım
Her yalnızlığın da hicvidir hicreti
aşkın
Gönülde kordan sopalar sözcükleri
kovaladığın.
Hünkârıdır aşk duyguların
Nazenin sıfatlara banarsın önce
karanlığı
Aydınlık bildiğinse yazdığında
saklıdır
Yazmadığın kadar sefil ve yaralısın.
Yaralarıma yaranamadığım nasıl da aşikâr,
bayım
Aşka tevazu yakışmaz hem
Nemlidir gözleri özlemin
Öznesine hicap ettiğin bir masaldır
aşk
Şairin demlendiği ıssızlığa rücu eden
bir martaval
Iskaladığınsa illa ki mutluluk, bayım
Ne de olsa mutlu aşk yoktur.
Küfesinde saklıdır düşlerin acılar
İçini açamadığın kadar da acır canın
Candan ötesi ise canan
Yandığın ne ki sevmedikten sonra?
Sonrasızlığa mahkûmum bayım
Sondan başa saydığım her sayı her
hece
Kekelediğim bir düş gibi gerçeğin ak
teni
Rabbine sadık bir kulsun madem
Daha çok canın yanmalı ki anacaksın
aşkı
Yanık sesiyle
Özlemin
Özlettiğin ne ki özlediğinin yanında?
Özlerken yalnızsın hem
Zaten yanında olsaydı sevdiğin özlem
denmezdi sevilene.
Sevindiğin her şiir vakti
Sırf o okusun diye yazdığın…
Uykularının kaçtığı gecelerin ırkı
Vahşi bir sevdadır gecenin şiddetine
uğrayan
Sarsıldığın kaç ölçekli bir depremdir
söyle, bayım?
Söylemediğin kadar da yakınımdasın
Yakın bildiğim o uzaklık
Fersah fersah kaçmışken aşktan
Tutulmuşluğum ne ki ölüme sevmedikten
sonra?