Tarz-ı Nevin, Sultanhisar, Muavenet-i Milliye Ve Daha Niceleri...
TARZ-I NEVİN, SULTANHİSAR, MUAVENET-İ
MİLLİYE VE DAHA NİCELERİ...
Yok yok heyecanlanmayın Tarz-ı Nevin yani Yeni Tarz’ın sevgili Mehmet Fikret
Üstadımızın eşi ve bizim yengemiz olan Nevin Hanımla isim benzerliği dışında
bir ilgisi yok. O bir Şirket-i Hayriye ( Günümüz İstanbul Şehir Hatları )
vapuru ama sıradan bir vapur değil.
Tabii ki oldukça önemli bir özelliği var. Ayrıca kahraman bir vapur ama
yazımızın ana kahramanlarından biri değil.
Çanakkale savaşları deyince pek çoğumuz karada yapılan savaşları bilir. Denizde
ise Nusret Mayın Gemisini...
Evet, Çanakkale Zaferinde Nusret Mayın Gemisi onun kahraman süvarisi Hakkı
Bey’in rolü oldukça büyüktür ve o kahramanların Çanakkale Boğazına döşediği 28
mayın savaşın kaderini değiştirmiştir. Hatta kalp rahatsızlığı bulunan Hakkı
Bey bu görevi tamamladıktan sonra heyecandan kalbi durmuş ve şehit olmuştur ama
denizdeki kahramanlarımız Yüzbaşı Hakkı Bey’le sınırlı değildir.
Peki diğer deniz kahramanlarımızı niçin tanımayız?
Tanımayız çünkü bizlere hap gibi yutturulmuş ve ezberletilmiş bir bilgi(!)
vardır: ‘’Padişah II. Abdülhamit donanmanın kendisine darbe yapacağından
korktuğu için savaş gemilerimizi Haliç’te çürümeye terk etti, elimizde düşmanla
savaşacak gemi yoktu.’’
Oysa I. Dünya savaşına girerken pek çok savaş gemimiz vardı. İşte sadece bir
kaçının adı:
Yadigâr-ı Millet, Gayret-i Vataniye, Numune-i Hamiyet, Muavenet-i Milliye,
Turgut Reis, Barbaros Hayreddin, Hamidiye, Mecidiye, Berk-i Satvet, Basra,
Yarhisar, Taşoz, Demirhisar, Hamidabad, Nusret ve I. Dünya Savaşına girmemize
sebep olan Yavuz ve Midilli...
Bizde olmayan denizaltı idi. ( Bundan bile tam emin değilim ama herhangi bir
kayda rastlamadım denizaltımız olduğuna dair.)
Aslına bakacak olursanız Nusret, Çanakkale Savaşlarının kaderini değiştirdiği
gibi başka bir gemimiz de savaşın kaderi üzerinde oldukça etkili olmuş, hatta
bu savaşın sekiz ay uzamasına sebep olmuştu. İşte bu geminin adı Sultanhisar’dı.
İtilaf Kuvvetleri 18 Mart 1915 hezimetinden sonra 25 Nisanda kara harekatına
geçmeye karar verdi. Ancak bu harekata geçebilmesi için Türklerin Marmara’dan
Çanakkale’ye asker ve mühimmat sevkiyatının önüne geçilmesi gerekiyordu ve bu
işi de ancak denizaltılar yapabilirdi. Evet, denizaltılar eğer Çanakkale
Boğazını geçerek Marmaraya açılabilirse Türklerin Çanakkale’ye asker, mühimmat,
gıda vb. sevkiyat yapması önlenebilirdi.
Bu görev Binbaşı Henry Hugh Gordon Stocker komutasındaki AE-2 Denizaltısına verildi.
Burada hemen sorulabilir: Türklerin Çanakkale’ye yaptıkları sevkiyat çıkarma
gemileri ile mi yapılıyordu?
Hayır efendim ne gezer. Bu sevkiyat doğrudan doğruya bugün Şehir Hatları Vapurları
dediğimiz o zamanın Şirket-i Hayriye vapurları ile yapılıyordu ki hem Çanakkale
Savaşlarında hem de Kurtuluş Savaşımızda olağanüstü başarılara imza atmış olan
bu vapurların adlarını anmadan geçmeyelim.
İşte onlardan bir kaçı: Suhulet,Sahilbend ( Bunlar yandan çarklı araba vapurları
idi ) Tarz-ı Nevin, Dilnişin, İhsan, Şükran, Neveser, İntizam, Sultaniye,
Hünkar iskelesi, Sütlüce, Kalender, Sarayburnu, Boğaziçi, Rehber, İkdam,
İntizam, Resan, Rüçhan, Süreyya, Şihap,İnşirah, İnbisah, Bebek, Göksu, Tarabya,
Nimet, Ziya,Gayret,Metanet,Güzelhisar,Halep ve tabii ki Kazım karabekir Paşa’yı
19 Nisan 1919 da Trabzon’a çıkartan Gülcemal ile Mustafa Kemal’i 19 Mayıs 1919
da Samsun’a çıkartan Bandırma vapurları.
Bu vapurlar içinde ilk uskurlu( pervaneli) vapurlar Tarz-ı Nevin ve Dilnişin olup
1903 Yılında hizmete girmişlerdi. Diğer pervaneli vapurların hepsi bu iki
vapurdan sonra denizlerimizde seyr-ü sefere başladılar. Tarz-ı Nevin’e yeni bir
tarz olduğundan bu ad verilmişti. ( Nevin= Yeni)
Tarz-ı Nevin 1966 yılına kadar 63 yıl hizmet verdi.
[Dileriz Nevin Ünalan Elbasan da bir o kadar yıl M. Fikret Ünalan’a yoldaşlık
eder.]
Yukarıda isimlerini saydığımız savaş gemilerinden Mesudiye ve Barbaros
Hayrettin gemimiz dahil sekiz savaş gemisi, Şükran, Rağbet, Hünkâr İskelesi’
Halep dahil 31 Şirket-i Hayriye ya da ticaret gemisi, 200 kadar da tekne Çanakkale
Savaşları esnasında düşman tarafından batırılmış olduğuna göre Çanakkale Deniz
Savaşlarını sadece ‘’ Nusret Mayın Gemisi Çanakkale Boğazına 28 Mayın
döşedi, düşman gemileri bu mayınlara
çarparak battı.’’ Olarak anlatırsak
diğer kahraman denizcilerimize karşı çok büyük bir ayıp etmiş oluruz.
Evet, Sultanhisar ve AE- 2 Demiştik ki
yazımızın kahramanlarından biri işte bu Sultanhisar olacak.
Diğer kahramanımız da Hz. Davut nasıl ki Calut’un ( Golyat ) karşısına
dikildiyse aynen öyle Goliath adlı İngiliz zırhlısının karşısına dikilecek olan Muavenet-i Milliye olacak.
Neden mi dikiliyorlar?
Tarz-ı Nevinler, Dilnişinler,
Gülcemaller, Suhuletler rahat rahat Çanakkale’ye asker, silah, gıda
taşısınlar, yaralıları alıp İstanbul’daki hastanelere getirsinler ve hatta
denizin ortasında hastane olarak görev yapsınlar diye.
Asıl hikayeler gelecek bölümde..
Not. Bayram süresince bu seriye devam edip 3. Günde bitireceğim. Sonra ‘’
Millet-i Sadıka Dediğimiz Ermeniler Hiç De Sadık Değillermiş’’ Başlıklı yazı
dizimiz devam edecek.
Tekrar tüm değerli dostlara tekrar hayırlı bayramlar diliyorum.
(
Tarz-ı Nevin, Sultanhisar, Muavenet-i Milliye Ve Daha Niceleri... başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
14.05.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.