Bir düş ek, tabip en çukura

Usuna ömrün sun da dilediğini

Bir suretsem kaykıldığım

Bir gölgemden mi medet ummadığım kaldı?

 

Sevecen dili sözcüklerin

Bazen kanatan isyanları divane düzenin

Harf ihlallerini imha etmek mi yoksa

Göz çukurlarımda çıkan yangından mustarip

Her renge ve acıya kefilim, tabip.

 

Yalnızlığın dümenini kırdım kıralı

Yazmadığım ne kaldı ki?

Ölümü tavaf eden bir gölgeden uzak

Aşka, evrene sırdaş bir sözcük cumhuriyeti

Yüreğin de kırık gönyesi.

 

Her ala kuşta her ela sözde

Dibini gördüğüm acı, evren

Kuytularla muhabbetim

İçimde savruk eksen

Bir mıntıkada saklı ki kürediğim

Her duygudan çıkıp da yola

Varmayı ertelediğim.

 

Şimdi düş lahzamda derli toplu yalnızlık

Varlığa ket vuran ruhu özlemin

Kaynak yaptığım bir eksen

Yaşla da yasla da yok ilgisi.

Varsa yoksa anlatmak

Anlam olmakla savmak

Sıramı, vakitsizce geldiğim şu dünyada

Sıkışıp kaldığım o ki;

Tezat bir iklimde devinen takatim

Kumbarasında saklı bir avuç teneke ile

Telkin ettiğim içimdeki hüzün minvali…

 

Çocukluktan çıkıp evrilen her hücrem

Sonsuzluğa dokunmanın verdiği o mahcubiyet

Sehven yenik

Aşka şerh düşen ucube gölgelerden

Düşen payıma devasa bir parantez

Sakinleri yüreğin kimlik derdinde

Yaşadığım kadar yaşattığım zaruri yet.

 


( Her Renge Ve Acıya Kefilim Tabip başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 18.04.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.