ŞÛ'LE-İ SÜRUR

 
                            
                            Çözülme zülfüne ey dilrübâ dil bağlayanlardan
                            Sakınma âteş-i aşkınla bağrın dağlayanlardan
                            Düşer mi ictinâb etmek seninçün ağlayanlardan
                            Sirişk-i çeşmimin bak farkı var mı çağlayanlardan

                            Enderunlu Vasıf__


Sonbahar akşamına hazırlanırken güneş
Şu gönlümü zülfüne bağlayanım Dilrûba
Zaman mesrûr etmezken ruhumda kör bir ateş
Gölgemde hüznü bile dağlayanım Dilrûba

Varlığın susuzluğum içten içe acıtır
Endamın aynalara bin kez dönüp bakıtır
Yorgun zihnime şevkle gülüşünü akıtır
Taştıkça benliğimde çağlayanım Dilrûba

Geçmediğin gün olmaz muhabbet diyarımdan
Umut nefese yığın tükenmez şiarımdam
Kayıp gidersen eğer gülşen-i baharımdan
Sürgünümü yönüne y’eğleyenim Dilrûba

Hatrınla âbâd benim, ince marazın serde
Akıl yürüteceğim ne kalp var ne göz derde
Can suyu niyetine sen şâd olup ’’yeter’’ de
Mes’ul olduğum hâli sağlayanım Dilrûba.

İçime sığdırdığım bir hayat bir de ölüm
Çok kez alnından öpüp kokladığımsın gülüm
Ziyânkâr çıkan sözden sana gelirse zulüm
Seninle, senden önce ağlayanım Dilrûba

Nezahat YILDIZ KAYA
( Şule-i Sürur başlıklı yazı Nezahat KAYA tarafından 19.12.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.