YÜREK KUMBARASI


Mâzinin sızısı var kalbimin yarasında

Bir ömür böyle geçti, kaşla göz arasında

Elâlem tomar tomar para biriktirirken...

Gözyaşı biriktirdim yürek kumbarasında

 

GELDİ GEÇTİ ÖMRÜMÜZ

 

Geldi geçti ömrümüz; yazık,  kâm alamadık

Herkes bir yana çekti, kendimiz olamadık

Sürekli erteledik öz arzularımızı

Her şeye vakit bulduk, sevmeye bulamadık


MAS/KARA

 

Karanlığın çocuğu, her yanın kara senin

Kalbin derin bir kuyu, vicdanın yara senin

Bukalemun misali her gün rengin değişir

Ne kuşsun ne de deve, yüzün maskara senin


HAVF VE RECÂ


Belâda saklı sabrı, yoklukta var'ı gördüm

Havf ve recâ arası, kışta baharı gördüm

Gönül gözüyle baktım yaratılan ne varsa

Zifiri bir gecede şükür neharı gördüm

 

ESKİ FOTOĞRAFLAR

 

Mâzinin nabzı atar eski fotoğraflarda

Uykularımı böler yüreğin tınıları

Ne hayatlar saklıdır küf kokulu raflarda

Gizli bir el geceden devşirir anıları


ÖMÜR AĞACI


Odur elinde kalan, bugün dünden güzeldir

Dün, ömür ağacından kopuvermiş gazeldir

Köprülerin altından bir kez geçer her damla

Yoktur vaktin tekrarı, her ân'ımız özeldir.

 

                                                           M. NİHAT MALKOÇ

 

( İkindi Rubaileri-48 başlıklı yazı M.Nihat Malkoç tarafından 19.12.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.