Bırak Hüzünler Çöksün Geceme
Hani bir durak vardı seni beklediğim,
Etrafına nergis çiçekleri dikmiştim.
Çiğnedin giderken beni çiğner gibi.
Acımadım emeğime aşkıma ne diyeyim.
Şimdi sarhoş cümleler bitirdi beni.
Sen gittin ya gelmeler bana küstü,
Ve gülüm o bülbül öldü...
İlk karşılaşmamız bir Sonbahar akşamında o duraktaydı.
Sen sekiz otuz otobüsünü sorunca sohbete başlamıştık
Otobüs saat dokuzda gelmişti yarım saat nasıl geçti anlamamıştık.
Sonra,
Sonra her gün aynı durakta karşılaştık
Sondan öncesinde manasızca neden bakıştık
Anlamış mıydık ayrılığın vaktini acaba
Kalbim duracaktı sanki o ara
O günden sonra uyumuyorum
Ayrılık rüyaları görüyorum
Sana koşamıyorum düşüyorum
Her düşüşte uyanıyorum
Nedense yine de sana kızamıyorum, sadece kendime kızıyorum.
Sana olan aşkımı, bir türlü,
Anlatamadım, geveleyip durdum.
Hiç değilse sen anlasaydın keşke.
Bırak hüzünler çöksün geceme,
Yıldızlar doğmasın karanlıklar içinde ki cümlelere
Tek yönlü dönüşlerim uçuruma çıksın
Sana ait tüm sözlerim karşıma kanlı kılıç kuşansın.
Bir adın kaldı bende hala söylerken titrediğim
Aşk kırıkları batarken canıma
Sen diye gurbeti yalnızlığı aldım yanıma
Hiç ateşe atmadım yüreğimi kendisi yandı
Bütün şarkılar beni ağlatmadı kemanın sesi ağlattı
Çal dedim kemancı ağlat ağlattığın kadar ne kaldı
Yerin dibine geçtim yer kabul etmedi adın dilimdeyken
Yer özlem beni çatlatır dedi sar daha yaşıyorken
Saramadım varamadım aklım başımda değil
Şimdi kendi yolumu çizdiğimde seni anladım
Sen arzularına yenik düşmüş birisiydin kopamadın
İnsan yaşadıkça öğreniyor bazı şeyleri.
Ama yinede kopamıyorum senden.
Sen şimdi günün gün ederken şen şakrak
Ben geziyorum sokakları aylak aylak
Gecelerim den sonra artık güneş doğuyor
Seni seven yüreğim ise nihayet soğuyor
Mehmet Aluç