---Cıvıltılar yok artık sesinde, kuytularda kalmışsın bir başına. Gökyüzü kaybolmuş bürünmüş zifiri karanlığa. Alkol tütün kokusu sarmış her yani. Ay bile küsmüş . Maphus kalmışsın hayatının hücresinde.Batsanda kurduğun dunyanda artık cikma zamanı. Bak seller geliyor yeşil, tomurcuklar açıyor kurumuş dallarda bile. Haydi sende aç tomurcuklar , çık ortaya dışarda bahar var. Bırak artık sanrılarını, sığın tanrimiza.


**Menziline giren dayanamadi o gözlerinin bakışına. Hep öyle böyle girdin gönüllere belkide arzulara. Sen karşı konulmaz bir kız çocuğusun. İncecik narin ellerin kimlere değmedi ki. İstesen çekip alabilirdin parmaklarini ve azıcık cevirebilseydin o dalıp gittiğin gozlerden başını neler görürdün oysa ki. Firar etmedin o bakışlardan, çekip almadın ellerini ellerinden. Bir demet gül e tamah ettin. Rengarenk cicek bahçelerini umursamadin bile. Yüreğini sarıp sarmaladi avuclarina teslim ettigin ellerindeki heyecan ve arzular. Kelepçeler takti yüreğine karşı bakışlar. ve her gun sürüklenmeye basladin bilinmeyene. Kosuyorsun şimdi kıvır kıvır gozlerin, dumura uğramış beyninle.

Oysa yeterdi be duru, temiz bakışlar sana da,bana da. Neden acele ettin ki bu kadar. Bak şimdi cami duvarindasin.


***Küçük bir kız çocuğunun saflığı ve yumuşaklığında sokulacaksin omuzlara. Güzel küçücük yüzünde tebessümler , çağıracak seni gökyüzüne. Daracık sokaklar çıkmaz sokaklar göreceksin. Ve az ileride dönülmez bir uçurumun kenarında kalacaksın. Ve şefkat , sevgi kuragindaki gönüllerde harcanıp gideceksin.

 Oysa az ileride bir damla gözyaşına dayanamayanlari goremiyeceksin.. Talan edileceksin bilesin.

 

***Kışta kaygilar , sıkışıyor göğsüm . Bir yakınlığı yok sevdanın. Şimdi bir yastığa dayama zamanı başımı. Dudağımin arasından dökülen dualarımla dalmaliyim uykuya.


 

***Yuürüyüş bantlarında habire gayesiz kosmaktan yorulacaksin vaadsizligi görünce. Gözüne oradan gönlüne giren , ama tesellisi olmayan afilli pano fotolarindan bikacaksin. Gonlune hapsettigin duygularında boğulacak, aldanacak, gerçek fisiltilara kapalı olacaksın. Bezirgan çığlıkları cezbedecek oysa bunların satıcı taktiği olduğunu anladığında kusecek , kin ve nefretle habire kovalayan ,satasan olacaksın. Hazlarının ,hırsının

arzunun çekici yapışkan kuytularinda kalacaksın. İçindeki çocuğu ölüme mahkum edeceksin. Yaşarken oleceksin her gün.

 

 

**Nehrin şırıl şırıl sesi var bakışlarında .... Şelale gibi gözlerin ... Sen..Sen .. Nasıl biseysin.


***Ugulduyor kulaklarım , nasilda can cekismekte kollarimda öpüşürken gece. Sabah oldu yine de, çekildi sular denizler kurudu . Şimdi kumsalda geceki yanginlarin sönmüş külleri.


**** Işıklar dans ediyor gozlerinde , yildizlar koşa koşa gelmiş konmuslar saçlarına, denizin dalgalari oynaşıyor etli dudaklarında...

Ne kokuyor öyle kuğu boynunda. Denizden çıkmış gibisin , yosun kokusu sarmis her yanını. Ve seyre dalmisken seni öylesine içten tükenip geçti hinzirca , acımadan zaman.

 

** Ne ederseniz edin, derin derin. Dayanır herşeye benim yüreğim... Sussam da konuşur nasılsa kara kömür gözlerim.


***Bahar geldi ya , revan oldu gönüller yesillere.


***Şimdi çıkıp rüzgarları çalıp toplama zamanı. Delice esen ruzgarlar basimdan aşağı , fırtına oldu bile. Ben rüzgarım , firtinayim eserim istedigim yere ,yıkar geçerim. Ese ese yaşamak en iyisi.

 

**Sis çökmüş üstüne şehrin. Kasvete bürünmüş herşey ... Gozetleyip kurcalayamiyor birbirlerinin hayatlarını insanlar. Herkesin attığı adımlar görülmüyor sisten ve catliyorlar meraktan.


** Yok senden öncesi... Sonrasında da olmayacak başkası. Kelebek ömrü değil ki sevgisi .

Bir lokmacik bile alıp zamandan , atmadım ağzıma. Nasıl birşeydi tadı acaba ...

**Sokağa çıkma yasağı üzerine, millet market vs. kuyrugundayken , ben gittim sahile ...Doldurdum kovaya denizin mavisini, aldım kumunu koydum ceplerime. Sonra çıktım gecede , topladim yıldızlardan ve rüzgarlardan , getirdim . Ha birde çiçek, böcek ve yeşilleri bahçeden. Bir deniz ve kumsalı , bahçesi çeşit çeşit çiçekler ve yıldızları astım odamın duvarlarima. Bir elim denizin mavisinde, bir elim bahçenin yesilinde ve gözümde yildizlar. Yok artık içimde yalnızlık çığlıkları .

 

 

( Ese Ese Yaşamak başlıklı yazı KENAN KOÇ tarafından 17.06.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.