1
Beni Harap Eden Bu Ateşi Söndürmeliyim!
Yıllar oldu hala sonbahar mevsimindeyim
Gitmeyecek mi bu sonbahar yanımda
Ağaçlarım yapraklarını döke döke kurudu
Bir dalım kaldı kurumuş düşecek gibiyim gövdemden
Bu hasret hala yanımda gitmez oldu nedense
Oysa yürümem lazım bu yolda varmak için
Suskun durmam beni derinden yaralayacak
Bir dalım kaldı kurumuş düşecek gibiyim gövdemden
Çaresizliğim doruk noktasında Rabbime varırken
Çaresizliğime Rabbim derman beni ayakta tutan
Garip boşlukta çiviyle çakılırken düştü çiviler bir bir
Bir dalım kaldı kurumuş düşecek gibiyim gövdemden
Yılların yorgunluğu var üzerimde beni dinç tutan
Yorgun olsam da yürümeliyim kalkmalıyım artık
Bedenimi taşıyamasam da taşımak zorundayım
Bir dalım kaldı kurumuş düşecek gibiyim gövdemden
Milyonlarca kelimeler hafızamda dizili sırada bekler
Beklemeleri ne fayda verecek ki sevda çizik atarken
Pardon sevdayla tutulduğum o yâr terk edip giderken
Bir dalım kaldı kurumuş düşecek gibiyim gövdemden
İşte bitiyor kelimeler sararıyor beyaz sayfalar
Kaybedilmiş benle günlüğüm hatıralarım yaralıyor
Unutmak kolay olsa bende onun gibi unutsam
Bir dalım kaldı kurumuş düşecek gibiyim gövdemden
Sürüklenip gidiyorum kaderimin peşinde
İlk defa Rabbimle doluyum hissediyorum
Cümleler boğazımda düğümlenmiyor artık
Bir dalım kaldı yeşeren çiçek açan gövdemden
Ben mi yârin gözlerinde hapis kaldım
Yoksa kelimeler kalemim altında mı hüküm mü giydi
Nasıl anlatılır nasıl yaşanır Rabbim gösterir
Bir dalım kaldı yeşeren çiçek açan gövdemden
Hayatı anıları kalbime batırmaktan usandım
Çıkmalıyım bu karanlık odadan hemen durmadan
İçimde beni harap eden bu ateşi söndürmeliyim
Bir dalım kaldı yeşeren çiçek açan gövdemden
Mehmet Aluç