Acıyoruz.
Acıtıyoruz.
Ve şiirler damıtıyoruz.
Değer katsayısı…
Hayata ve insanlara yüklediğimiz
değer.
Muteber bir hoş görü ve şiirlerle
sağaltıyoruz acıyı.
Peşini topluyoruz günün.
Kanıyor heceler kanarken imgelere
şiirler asıyoruz darağacında ve şairin kellesi yuvarlanıyor.
Sonrası mı?
Bir kıyımdı muhbir bir imgenin
Başkaldırısı
Kibirli yaftalar soludu iblis
Soldu gök ışığı.
İndinde yalnızlığın vuku bulan
İhbarı ise yenilgilerin
Katlanan izler kardığımız
Varlıktan kasıt y/andığımız.
Düşlerde saklıydı gerçekler
Gerçeğin ne olduğunu unuttuk da
ansızın
Göğe kement attık
Ama yetmedi…
Bulutlara otağı kurduk ne de olsa
Düş meclisiydi frapan düşlerin
kundaklandığı
Aşkın da ötenazi dilediği bir
Ferman.
Kıyım değildi acımızla sarkan
Kıyamıydı ruhun mevzu bahsi.
Şimdi serdik de yere ölü mevsimi
Kıştan kaldık oysa
Bahara ermedik mi?
Kim bilir hangi sene?
Yıl uğursuzundu madem
Çetrefilli düşler aşksa neyine?
Bir balyoz bir bakraç
Bir de buğulu sesi şiirlerin.
Yakamozun sancısı
Göl kadar durgunsa ömür
Ölmeye ne gerek?
Aşksa hazan vakti
Sevmeden geri durmak ne demek?
Sessizce vuku bulan bir önsezi
Dip notunu yazmayı unuttuk ölümün
Kayda değer doğası ve canlı mecrası
mevsimin
Kibirli düşlerden çıktık yola
Eremedik de mutlu sona.
İnsandık insancıldan öte
Canlıydık belki de
Elbet acılar sığmadı yere göğe
Bekledik mevsimlerce ve senelerce
Andık daha da çok anmalıydık
Rabbimizi
Zikri İlahi Aşkın da tek tecelli
Elbet teselli bulduğumuz her minval
İnsan sevmeye de korkar olduk
İnanmaya da
Aşkın katsayısı idi içimizdeki iyi
niyet
İnançsa en muhteşem izlek
Seve seve ereceğimiz hidayet
Olmasa gerek bir rivayet.