Ölümü mimleyen reşit bir imge adeta
Telaşlı gökyüzünün revnak yorganına
Yatılı gelmiş misafir gibi
İçinden çıkılmadık kısır döngü:
Serlere yatkın sırlara müteşekkir
Bir iklimin de seferberlik ç/ağrısı.
Azat edilen başat imgeler
Başkaldıran muğlak acılara da
Geçiş hakkı tanıdı
Elbet küreyen zangoç
Ellerinde çanın ayak izleri
Şimdisinden yoksun kuşlar
Yarını iz bildi madem
Matemin çağrısına yenik düştü gece ve
şair.
Nöbetteyim acının hükmünde
Seyyah yüreğin kırsalında
Dokunaklı bir mecra
Ölümsüzlüğe şerh düşseydi gece yenik
bedene
Kör gözlerinde aşkın
Kimini kendinden eden.
Yaftalanmış nice maruzat
Küpeştesinde günün
Boydan boya serilen şer ve hayır
Göğe de kanca atan yeknesak bir seda
Kabrinde acının
Yanlı mı olmalı mıydı yoksa her hece?
Yankısız geçen ömrün
Yandan yana yürüyen hüznüne
Yenik düşen albenili bir mevzu
Neyden ibaretti kim bilir
Gecenin ve aşkın namusu?
Küredikçe dünü
Kamaşan gözlerinde lanetin
Geviş getiren nice sancı
Mübalağa etmenin de yoktu kimseye
faydası.
Aşkı öven meltem
Geceye kazık kakan hüzünlü sesi
kalemin
Çatlak imlerden alıp da başını
Kaçan üç beş şüheda düş
Neye niyet neye kısmet,
Demenin meali acıdan mütevellit
Doğası kaderin.
Sözcük denizinde boğulduğundan beri
Yürek ve de ümmeti ömrün
Vaveyla çarkında göğün
Miski amber çağrısı mabedin.
Nice yeis çalkalanırken içten içe
Varlık kadar kaygılı olmasaydı keşke
her tümce.
Toplayıp da eteklerini şiirin
Gözlerden kaçıp imge imge
Boyunu aşan dileklerde saklı tutulası
Kocaman bir sarnıç elbet
İçine gizlendiğim sonsuz kaçış.