‘’Tane tane yaz.
Tane tane olsun.
Tane tane olsun ki,
Anlaşılsın.
Nar, bir tane.’’
(Seyhan Erözçelik)
Mavi mintan
Belki de kırağı çalan bir isyan
içimdeki inşaat:
Az evvel döşedim rüyalarımı
Karambole gelen hazin hatırat;
Yüklendiğim sarı sayfalı sayısız
maruzat
Olmasın da hani son çıkmazım.
Düş kaçkınıyım ben
Belki de dünyanın gelmiş geçmiş en
sevdalısı;
Sevecen iklim sıvazlarken sırtımı
Aşka bandığım her satırı da ihya eden
gözyaşı.
Her katreden doğan ümit şafağı;
Gece bazlı bir iskele
Ne de olsa güne hazırlık bir teselli
İçimi sıvarken şiirle.
Ve o kör nokta:
Varıp varacağım istikamet;
Sezilerimde kat izleri
Göğe konuşlu bakışlarım
Zamanla ve mekânla da illa ki derdim.
Aidiyet yüklendiğim her gün ve her
mesken;
Kayrasında doğurgan mizacımın
Çatal sesli kelebek
Oysaki edasına yenik hayalleri
kuşların
Kanatlarında kan damlayan her izlekte
Saklı bir marifet de işin aslı
Sınandığıma delalet her yorgun renk;
Sayacında ömrün
Topladığım duygularım tek tek.
Hüznün muhtevası, azizim, dercesine
Kıyama durduğum şu son sapakta
Serildiğim imge imge:
Başım gözüm üstüne ne gelirse Haktan;
Sefasını sürmekse ömrün
Eşlik eden acılar ve dualarım.
Kanaviçe desenli bir gün:
Ne övündüğüm ne de öğütüldüğüm
tarafınca bunca hüzün:
Aşkı ve hazanı nasıl ki basamak
belledi
İçimdeki yeis işte;
Sevgiye düşkünlüğüm.