Zamanın kulpu olmalı…
Olmalı asılı rüyalar aksıran
beyitlerin teamülünde.
Kör nidaların asık suratında ihanet
Yüklü veballer;
Yarım adaları isyanın
Nifak sokan varlığa
Varlığın da arka bahçesi her kehanet
Sivrilen dilinde şiirin
Bir bir nöbet geçiren aryalar:
Deli fişek arzuların sunumunda
Bir kor vaveyla
Hanidir mücbir sebeplerden
Unutmuş yaşamayı âşık Leyla:
Ötekilerin berisi
Küllerin doğumunda
Hazır dura kaderin cilvesi.
Zamanı da unuttuk aşkı da, Leyla
Su verdik yürüdü ihlali sarmaşığın
Vücuda dolanan usulca.
Karabatağın güncesi
Varlığın da hicvi her satır:
Aldatılmışlığın daniskası
Hicaptan kurtulmak ne kelime?
Aşkla boyasak ya şu evreni,
Diyenlerden olsak ne ala!
Hanidir uzağında hanidir kıpraşan
varlıkla
Bir dehliz içimlik mutluluğa dar
gelir
Aşkın sabıkası epeydir kapı dışı.
Hülyalara bandık ömrü
Batılı belki de bunca kazanım
Yitik resimlere giderken elim
Hanidir, uzağında durduğum kibir
Bir elem bir cefa
Süre gelen realite.
Aşkın kalpazanı hangi tutuklu şiir
ise,
Giydiğim giydirdiğim
Zevkin tınısında belli belirsiz bir terennüm
Sona doğru doğduk
Başı kayıp şarkılara toz kondurmadık
Hatırı sayılır bir yaşanmışlık
Galip gelense sihri devasa ümidin
Kopçası kayıp seyirlik bir yürek:
Boşa koy dolanı boşla
En çok kendini kapı dışarı et sen,
Leyla!
Aşkın güdüsü
Havsalama sığmadı ki içimdeki kırık
dizeler
Beynamaz bir tokatla savrulduk:
Hey gidi hey, aşk:
Sarmalında özlemin
Diri bir gölge
Beylik sitemlerden uzak sönük feri
gizemin
Başladığımız gibi de bitiremedik
gitti
Soytarı bir masal olsak bile ne gam!
Şiirin içgüdüsü bariz saltanatı
yüreğin
Dünün çeperinde kaybolduk bir kere
Yarından yana yok derdim:
Sen, Leyla
Hala çatık mı kaşların?
Gittiğinden beri öldürücü güdülerin
Siftahı olmaz mı tek bir dokunuş?
İstikbali yüreğin derinlerde bir yama
Varlığı giydirdik kefen niyetine
Şahikaların uzamında
Seyre daldık âlemi:
Sükûtun yansıması bir bir
devindiğimiz
Zaafların rüştünü çaldık çalalı
Öldük acımızdan.
Acımaktan yara oldu düşlerimiz
Düşündüğümüzden de öte
Hayatın zehir zıkkım olmuş hikmeti.