1 Güldüğüm Kadar Yalnızım...


Zamanın ölü gözlerinde bir yangın olmayı

Reddediyorum.

Yandıklarım değil yaktıklarımdan mesulüm:

İçimde kıyım aslında boş bir kutu

Doldurmak kadar kifayetsizliğin

Vuku bulduğu.

 

Hangi gedik hangi tuzak?

Hangi sunum hangi cürüm?

Muaf tutulduğum insanlık kadar

Kıskacındayım tahammülsüz ve kirli yüreklerden

Düşen ne ise payıma.

Yine yüzüme konduramadığım sahte bir tebessüm.

Nasıl sorumluyum, nasıl sorunlu,

Deme lüksünden ayrı düştüm düşeli

İçimin isyanlarında

Neredeyse bir münafık kadar göreceli aşkın ihanetine

Sunumu yine İlahi Aşkın tecellisi

Yetindiğim ama yetemediğim her kim ise.

 

Durgun yıllarımın karşılığıdır bunca hece bunca dize,

Sorumsuzluğun da ihlali

Yine ayrı düştüğüm zaaflarımdan

Kimi zaman düşen payıma:

Hem de ne için, demek kadar

İhanetin izdüşümü üstelik kendime.

 

Zararsız bir güdü

Hacminin yoğunluğunda

Beynamaz bir zikri

Son bilip erdiğim hangi mertebe ise

Bilfiil esir düştüğüm

Şeceresi içimdeki kıyamdan

İçerlediğim mevsimsiz alayların cümlesine.

Korunaklı bir sıfatım oysa:

Kayıp bir özneye düşüp de yolum

Bir kipin buyurduğu

Ne çok gel-git:

Yine şairden yana yok tek ısrarım

Ya da yazmaya doyamadığım sayısız dize.

Kurulduğum makamım yine kendimce

Derdimin tecellisi zaman zaman

Olsun tek hece yine hayatımın vazgeçilmezi.

 

Güldüğüm kadar yalnızım;

Sevdiğim kadar mecnun ve kararlı.

Sustuğum kadar isyanım

Yalnız tek farkla:

Haksızlığa yok iken tahammülüm.

Bir durakta mola

Sonu olmadan başını bile unuttuğum;

Harbi sözcüklerin

Menfi gölgesi

Yine hecelerin bölünmezliği

Aşkın da izdüşümü.

 

Hangi tutanak?

Hangi yalan?

Sırlarına vakıf evrende

Serildiğimi nimet bildiğim şu beyhude eksende

Olsa keşke muhatabım:

En azından sakil bir gölge kadar

Düşkün acıya

Durgun suların da her damlası

İhya edilesi ömrün bilmem kaçıncı sene-i devriyesi.

 

Fıtratta saklı gizem ve mahrem,

Tutunduğun dalında ısmarladığın

Ömrün de unutulmaz rükûsunda

Bir minval belki de aşkın hizaya soktuğu şifresi.

Matemin son durağı ölüm;

Aşkın baş şehri özlem;

Gülmeyen yüzlerden akan rahmeti

Elinin tersiyle silen kaderden yana mı derdin?

 

Sondan başlayalım o zaman:

Son aşkın ve söylediğin son yalan.

Ruhunda ne isyan ne şer;

Hicabın gölgesinde kırık bir dal

Sitemin zehrinden uzak

Aşkın hezeyanına vakıf.

Kırıldığı yerden çıkan filizin

Yarı alaycı isyanı

Yine tabiatın gölgesine sığınıp

Hakkın duyumuna duyduğun minnetle

Başını okşadığın kedere bile itikadın en derinde.

 


( Güldüğüm Kadar Yalnızım... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 30.03.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.