Yeknesak dokunuşları
kaderin,
İnleyen kelimeleri
bağrıma basıp da her gün
Çocuk neşemle hemhalım
epeydir
Bakma sen hüzünlü
durduğuma
Diyen nidalara
karışırken sesi yüreğimin.
Zaman en acımasız
hırsız
Bir cebimde aşka dair
nice söylem,
Ramındayım ömrün zaman
zaman
Çatık kaşlarım olsa da
Eşlik eden o
terennümüne garip benliğimin.
Saf tuttuğumun
basireti,
Saflığımın en nankör ve
bonkör ihaneti
Serlerimi yaymışım da
ayaklarına rahmetin
Sırlarıma sahip çıkmaz
mı Rabbim?
Gün gibiyim,
Ölgün bir gül gibiyim
belki de:
Meylerim en derininden
bir sevda busesine
Lakin alnımdan öpsün
aşk
Ve helalinden sevsin
demelere mahal
Ne bir kelam ne de
cürüm
Yine kıskacındayım
bilinmezin
Ve tutulan aya bakıp da
dalarken hülyalara
Dem vurduğum tüm
densizliğimle
Melek saflığında belli
ki bağlanan basiretim.
Deme de asla,
Hayrola?
Desen de olur aslında
Hem lafı mı olur iki
dost arasında?
Kapıldım giderim o
densiz rüzgâra
Sihrim yine gölgeli,
Sivrildiğim bunca şiir
de ölümüne rahmet okurken
Onca belayı savuran
annemin dualarında.
Kapılmışlığım yine aşka
Belli ki asla hayra
alamet değil.
Ben ki meftun;
Beni ki kör cahil;
Ben ki koca bir yufka
yürek;
Ellerimle öldürdüm
nefreti ve ihaneti
Beni sor sadece ehli
kelam
Aşkın da münhasır
sahibine
Satılmışlığını yüreklerin
Ne tanırım ne bilirim;
Aşk yolunda bedelleri
ömürlük saf sevgilerin müridiyim.