Seçmece ölümlerim var;

Derinde üşüyen şiirlerim bir de.

Elin ağzında bolca kelam;

İçi boş, desem neye yarar?

 

Hayatın adliye koridorlarında

Hınca hınç hezeyan,

Oldum olası öfkeli mübaşir,

Hele ki o ince uçlu kalem;

Çıt kırıldı/m diyecekmişçesine.

Biraz da çıkacak karar:

Ya gideceğim ya da gittiğimden bu yana;

Sus payı tüm söylemlerin sakıncaları

Nasıl da akla zarar:

Konuşmak desen,

Hâşâ Tanrım,

Hele ki susmuşsan yılların gölgesinde.

 

H/iç koridorlarımda bolca adrenalin;

Koşu bandında ömrün bolca tükettiğim;

Hele ki yok mu iç döküntülerim…

Kara’dan şiirler:

Hüzün mahsulü her biri,

İnce’den deyişler:

Kim bilir neyin efkârı?

Hazan balyalarında tutuklu imgelerim:

Tehir ettiğim ölümlü düşlerimde mi

Bana öngörülen zulüm’den kasıt?

Oysaki demin tükettiğim

Biriken hezeyanları:

Günde üç vakit,

Doktorun emri.

Sabah, öğlen, akşam:

İpe sermeliymişim gönlümün incilerini.

 

Yetmez oysa

Ne üç ne beş,

Her saatin saklı tek şifresi sadece hüzün:

Kâh tükettiğim çoğunlukla tüketildiğim.

Ezkaza gülüm/serim hani,

Ne olur, bari onu çok görmeyin.

 

 

ŞİİRİN HİKÂYESİ…

 

Geç tanıştığım bir kalem ve hayran kaldığım bir yürek sesi.

Ruhun şad olsun Didem Madak.

 

MUTSUZA KİM BAKACAK?

 

"iki sigaram kaldı bu gece için maviş anne
iki muhabbet kuşum.
iki kendim varmış maviş anne
biri benmişim, biri mutsuz
ben ölürsem maviş anne, mutsuza kim bakacak?
dünyaya bile bir dünya anne lazım.
biri sen ol maviş anne, biri ben.
dünyanın bütün sabahlarına iki bilet al da
birlikte gidelim maviş anne
bana da kendi serüvenimden bir yer ayırt,
şefkate söyle o da gelsin.
özledim onu, o da gelsin saçlarıma dokunsun
bilir misin, büyüler bile ninniyle büyür
temiz kokan pazen gecelikler, şehriye çorbası...
hepsi, hepsi ninniyle büyür.
bilir misin maviş anne?
ben çekildiğim her fotoğrafta
defolu bir kelebek gibi çıkarım.

mavi kareli gömleğiyle hatırladıkça babamı
kırpıp kırpıp fotoğrafları, döküyorum başımdan aşağı
sanırım ben assolist oldum maviş anne
şimdi mutluyum
geçmişini mi yok ettin kızım diye soran
bir babadan kurtuluşumu kutluyorum
babama söyle, o gelmesin maviş anne
birileri mutsuzsa, mutsuzlara nergis yolla,
bir kırmızı battaniye,
onlara bir mutluluk çadırı yolla
sonra belki, ben de gelirim

kuşlarımı da bırakayım gitsinler
dışarıda ölürler mi sence
postacı mektup bile getirmezse onlardan
ben bir anne gibi ağlarım sonra
bırakmayayım, gitmesinler bari maviş anne
ölürler yazık dışarıda!
onlar birer yıldız olursa
biri mavi, biri yeşil
ben onlara bakarım maviş anne.

kalbimi de büyüttüm sonunda
artık bazen gözlerime tırmanıp bakıyor sokağa
kirpiklerime tutunuyor, o ince parmaklıklara
öyle çok büyüdü yani, görsen şaşarsın.
kalbim sanırım büyüyünce
sokaklarda ağlayan biri olacak
rezillik yani maviş anne!
kalbim komik kaçacak
kaçmaması için sen en iyisi kalbime de
benim serüvenimden bir yer ayırt
aman, mutsuz bir yer olmasın!

iki sigaram kaldı bu gece için
yüzyıl yetecek çocukluğum,
iki muhabbet kuşum,
biraz da ateşim var.
dua ediyorum ateşe
vazgeçsin diye beni yakmaktan bu gece
dünyanın bütün sabahları için iki bilet al maviş anne
aman umutsuz bir yer olmasın!

iki kendim varmış maviş anne
biri benmişim biri mutsuz
ben ölürsem maviş anne, mutsuz için
dünyanın bütün sabahlarına bir bilet al.

 

DİDEM MADAK

 

 

( Ezkaza Gülüm/serim Hani… başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 3/31/2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu